Soğuk Su

20 2 0
                                    

Resmin zerre alakası yok :D :D Beğendim koydum :D Rastgele resim köşemizden bugün;)


Bağırdım. Beni kovalayan adamdan uzaklaşmak için var gücümle bağırdım. Ne o duruyordu ne ben. Etrafta hiç kimse yoktu. Adam saçımı yakaladı. Kurtulmaya çalıştım, başaramadım. Saçımdan denize sürükledi. Burada deniz mi vardı? Ve beni denize fırlattı. Uzun süre bağırarak soğuk suya düştüm. Sonra bir anda nefessiz kaldım. İyi. Ölmek rahatlatıcı olmalıydı benim için. Ama niye ölmüyordum? Boğuluyordum.. Elimi boğazıma götürdüm. Biri.. Biri kurtarsın beni... Ölmek istemiyorum...

Denize biri atladı.

"AH!"

"Hanımım iyi misiniz?!"

"İyiyim. Hiçbir şey yok."

"Hanımefendi..."

"Ne oldu?"

"Prens Kwang hazretleri gelmişti ama.."

"Gitti mi?"

"Hayır efendim. Siz uyurken Jung Ho da size bir şey sormaya geldi. Kwang hazretleri onunla."

"Ne? Neredeler?"

                                                                       ************

(Jung Ho)

Bu adam da kimdi ve neden bu kadar tanıdık geliyordu? Gözüm onu bir yerden ısırıyordu ama... İsmini de söylememişti. Neden acaba? Bu köşkte yaşayanların sanki önemliymiş gibi isimlerini bir sır gibi saklama huyları vardı. Ah doğru ya. Benim adım da An Hwi'ydi.

"Sen şu ünlü kahraman köle olmalısın."

"Hayır. Ben sadece ünlü bir kahramanım."

Bir dakika. Küçük hanım bu kişiye benim için ünlü kahraman köle mi demişti? Onun için kahraman mıydım?

"Bence sen sadece kendini beğenmiş bir çıkarcıdan başka bir şey değilsin."

Gülümsemem gidiverdi. Kaşlarımı çattım. Bu insanlar nasıl bir hayat yaşıyorlardı böyle? 

"Bunu sana neyin düşündürdüğünü bilmiyorum ama umursamıyorum da. Küçük hanım ile görüşeceğim."

"Bir anda adamın teki geliyor. Hayatımıza giriyor. İntikamınızda yardım edeceğim diyor. Her kötü anda "nedense" o da orada oluyor ve bu tamamen normal öyle mi?"

YN:Normal değil aslında yazarın azizliğine uğradınız sadece :D

"Söylediklerin bana çıkarcı bir pislik olduğumu düşündürtmedi."

"O zaman yardım etmekte bir isteğin yok mu? Sadece intikam için mi?"

Nasıl cevap vereceğimi bilemedim. 

"Bende öyle düşünmüştüm. Basit bir kölenin bize yardım etmesine gerek yok. Bu yüzden çık, git."

"Sen kimsin?"

"Elinin asla erişemeyeceği biriyim, biriyiz. Bu yüzden kendini çok kaptırma. Senin için söylüyorum, bu hikayenin sonunda üzülen sen olacaksın. Ne kadar çabalasanda değiştiremeyeceğin, geçemeyeceğin sınırlar vardır. Sen tam da bu sınırın üzerinde duruyorsun. Geri çekil."

Bize doğru gelen küçük hanıma baktım. 

"Jung Ho! Hoş geldin. Bir şey mi oldu?"

Ne kadar çabalasanda değiştiremeyeceğin, geçemeyeceğin sınırlar vardır.

PRENSES ve MUHAFIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin