PRENSES ve MUHAFIZ

Soğuk Çünkü

"Ji Yoon orada mısın? İçeri giriyorum."

"Gir."

"Neredeydin?"

"Jung Ho ile buluştum."

Jung Ho mu? Doğru ya onunla konuşacaktım ben tamamen unutmuşum.

"Ne konuştunuz?"

"Oradan buradan. Ödül istiyor. Defteri bulma karşılığında."

"Hıhı. Haberim var. Birini bulmamı istiyordu."

"Değiştirdi isteğini. Muhafızın olmak istiyor."

"Benim mi?"

"Im. Ben halledeceğim o yüzden endişelenme."

"Neyin var? Ondan nefret ederdin sen? Yanımda olmasını hiç çekemiyordun."

"Onun... Hüzünlü bakışları var. Ona bakınca içim acıyla doldu nedense. Bir de düzgün bir rekabet olsun istedim."

Neyden bahsediyor bu?

"Her neyse. Şu anlık Jung Ho'yu boş verelim. Kral'ın yanından geliyorum. Senin şu... Sürgün işini onayladı."

"Deabak! Her şeyi unutuyor bir beni unutmuyor! Harika gerçekten!"

"Ya! Ben de oradaydım mührümü gösterir hayatını kurtarırdım it herifin. Ama yok prensesimiz illa ki gösteri yapacak! Bin jısının pirinsisi shin ji yiin dirhil-"

"Kes sesini."

"Peki."

"Halk konuşuyor mu?"

"Dedikodular mevcut."

"Sormayacağım."

"Güzel karar."

"Seo Hyeon nerede? Bugün büyük gün. Toplantı olacak ve hala gelmedi. Buradaki son günüm ve beni hala ziyarete gelmedi!"

"Kusura bakma Ji Yoon bir kaç saat içinde dedesini infaza nasıl yollayacağını düşündüğü için aklına gelmemişsindir!"

"Doğru."

"Çok gerginim çok. Sence başarabilir mi? Tereddüt ederse hapı yutarız. Bu sefer gerçekten ölürüz."

"Bende endişeliyim. Onun için zor bir karar olacak."

"Hanımım Veliaht Prens hazretleri geldi."

"İçeri al."

"Kwang bizi iki dakika yalnız bırak."

"Ne? Niye?"

"Sadece iki dakika. Veda etmek istiyorum. Sürgüne gidiyor ya."

"Peki."

Biliyordum! Seo Hyeon için çok önemli bir insanım! Biliyordum işte hahay!

"Nasıl veda edeceksin bana?"

"Ne vedası?"

"Veda edeceğini söyledin."

"Kwang çıksın diye dedim onu."

Biliyordum.. Her zamanki buz kalpli prens..

"Ji Yoon. Defteri bularak -ve diğer tüm bilgileri- , bana getirerek iyi iş çıkarttın. Doğrusu yardımcıyı hala nasıl Danışman'ı suçlamaya ikna ettin anlamış değilim."

Ha o mu? Annene aşıkmış. Azıcık annenle tehdit ettim.

"Meslek sırrı."

"Çok düşündüm. Ben tahta çıkacağım. Mutlaka çıkacağım. Çıkmam için de güçlü müttefiklere ihtiyacım var. Çıkmam belki kolay olacak ama çıktıktan sonra da sağlam bir zemin üzerinde krallığımı sürdürmeyi planlıyorum. Sende biliyorsun ki benim en güçlü müttefiğim Baş Danışman. Ama ondan bıktım usandım artık. Bana bir kukla gibi davranmasından bıktım. Ben bir kukla değilim. Olmayacağım da. Bunu herkese göstermek istiyorum. Kral'a da, Zevce Min'e de. Çok düşündüm. Baş Danışman giderse yerini dolduracak birine ihtiyacım var. Buldum da."