PRENSES ve MUHAFIZ

Güvercinler

"Prensesim lütfen artık bir şeyler yiyin."

"Babacım ... Babacım ... Zavallı babacım ..."

Hwi merak ediyordu. Daha ne kadar yürüyeceklerdi? Prens kral olmuştu elbette onları er yada geç bulacaktı. Bundan sonra hayatları nasıl olacaktı? Yoksa sonları rahmetli kral gibi mi olacaktı? 

"Baş Bilgin... Lütfen oturalım artık. Ji Yoon iyi görünmüyor. 

Zavallı kız transa girmiş gibiydi. Olan bitenleri algılamıyor, tıpkı cehennem gibi sadece bir ana takılmış tekrar ve tekrar yaşıyor gibiydi. Baş Bilgin odasında konuşmaya karar verdi ve bir ağacın altına oturdular.

"Bakın prenses sizden isteyeceğim şey çok zor ama lütfen metanetli durun."

"Söz vermiştim ben. Yalnız bırakmayacaktım onu ​​.. Hepsi senin yüzünden! Neden babamla ölmeme izin vermedin? Verseydin şuan hem annemle hem babamla olurdum!"

"Babanız bunu ister miydi peki?"

Sana pes etmeyi de yorulmayı da yasaklıyorum!

Kulağında bu sözler yankılanınca küçük kız olanları fark etti. Göz yaşlarına hakim olamadan ayağa fırladı.

"BİLİYORDU! ÖLECEĞİNİ BİLİYORDU! NEDEN BİR ŞEY YAPMADI? NEDEN?"

Ne yazık ki bu konuda Baş Bilginin bile diyeceği bir şey yoktu. Sakince kızın krizi atlatmasını bekledi. Sonunda dişi kaplan minik yavru bir kediye döndü.

"Beni neden yalnız bıraktı?"

"Babalar kızlarını hiç isteyerek yalnız bırakır mı prensesim? Şimdi bilemesek de zamanla öğreneceğiz. Ben onun boyutunda baktığımda rahmetli kralı görüyorum, sizde ne zaman yıldızlara bakmanız onu gerekir."

"Gerçek mi diyorsunuz?

"Hem babanız sizi böyle görse üzülmez miydi?"

Ji Yoon cevap vermeyip olanları düşünmeye başladı. Shin Kang Dae'nin kızına kimse korkak yada pes olduğu demeyecekti bundan böyle. O sırada kızın gözüne An Hwi çarptı. O da oldukça sarsılmış durdu. Yanına gitmeye karar verdi.

"Hwi ..."

"Daha iyi misiniz prenses?"

Başını evet anlamında salladı.

"Sen?"

"İkinci ailemi de kaybettim Ji Yoon."

Histerik bir şekilde güldü ve ekledi.

"Aynı adam yüzünden. Biliyor musun bu sefer bana dokunamaz diye düşünmüştüm sonuçta arkamda bu şekilde kralı durdu. Yanılmışım. Prens'in sonu yok! Artık kendimi sıra kimde diye düşünmeden alamıyorum. Sevdiklerimi bir bir odada benden olduğu .."

"Hwi, bana bak. Beni senden asla koparamayacak. Biz birlikteyken güçlüyüz."

Ji Yoon aydınlanmışçasına tekrar etti. Biz birlikteyken güçlüyüz. Biz birlikteyken güçlüyüz.

"Baş Bilgin, şehre inmemiz gerekiyor."

                                                                           ********

"Artık neden bizi arayan insanlar yanına geldiğimizi söyleyecek misin prensesim?

"Şuan bizi aradıklarını sanmam. Şu kalabalığa bak herkes babamın ölüm haberini duymuş olmalı sarayı hayal bile edemiyorum! Babam şu çılgın halkı görse kendinle gurur duyardı."

Yaşlı adam omuzları dik yürüyen kıza baktı. Sanki az önce sarayın katliamına şahit olmamış gibi duruyordu. Kimseye benzemiyor diye düşündü. Gerçek bir prenses ama kaderinde ne yazıyordu? 

"Ee .. Kimse konuyu açmıyor ama Ji Yoon'u yemek üzereyim!"

"Ne ?!"

"Çocuklar tamam kalacak bir yer bulalım haydi."

"Faydasız, faydasız, faydasız! Protesto etmeleri güzel tabii ama ... TANRI AŞKINA AÇ VE YORGUN BİRİ AĞAÇ MI KEMİRECEK?"

"Ah Hwi sessiz ol biraz, terkedilmiş bir ev biliyorum orada uyuruz. Dinlendikten sonra da yemek buluruz."

Baş Bilginin dediği gibi yaptılar. İlk başta kimse hemen uyudu. Baş Bilginin ise yapacak işler vardı ..

 (Saray)

"Majesteleri kötü haberlerim var!"

"Bana bak seni ahmak bugün o kadar kötü haberle doluyum ki seni vereceğin o kötü haberde boğarım!"

"E..efendim ..."

"Söyle hadi neyse uzatma."

Kral'ın eşyalarını ince .. "

Yeni kralın keskin gözlerini görünce öksürerek düzeltti.

"Devrik Kral'ın kilitli kutularından birini açtık. İçinde öleceği göre birleşip intikamını alacak bir grubun olduğu yazıyor."

"Abim gerçekten bir manyaktı. Ama böyle asılsız bir şeyden korkacağımı herhalde düşünmedin."

"Prensesi yani devrik Prensesi hemen bulmalısınız!"

"O küçük şeytanın bununla ne alakası var ve o kağıdı istiyorum. Hemen."

"Efendim yazıyor ki intikamlarını Prenses ve Muhafızla -inanın Muhafız kim bilmiyorum- birleştiklerinde alacaklarmış!"

"Kimler yahu?"

"Güvercinler".

"Sen kralla dalga geçmenin sonu ölümüne bilmiyor musun ?! Nasıl intikam alacaklarmış peki? Kafamıza pisliklerini mi yapacaklar?"

"Majesteleri belgeyi getirdim."

Kral alayla belgeyi aldı. Ama okudukça yüz şekli değişti gittikçe karardı ve karardı.

"Prenses'i bulun. Diri istiyorum. Bakmadık taş bırakmayın. Bulmadan da dönmeyin. Şayet bulamazsanız derinizi yüzerim!"

"Abim öldükten sonra bile başıma bela oluyor!"

Sinirle haykırarak belgeyi yere fırlattı. Etrafındakiler korkuyla geri çekildiler. Birkaç saat sonra izin isteyip bir asker girdi.

 "Majesteleri Baş Bilgin'i yakaladık efendim!

"Anlamadım?"

Bir sonraki sayfada görüşmek üzere! :) Yorumlarınız bekliyorum :)  Oylamayı da lütfen unutmayın ;)