7

10.3K 709 535
                                    

Sigaradan son bir duman alıp, okuldan içeri girdim. Müdür konuşurken, arkadan dinledim onu. Sıraya girmekle uğraşamayacktım.

"Günaydın." dedi Murat Hoca. Yeşil, çiçekli bir gömlek giymişti. Ve teninde öyle güzel duruyordu ki, bir kaç saniye baktım.

"Günaydın." dedim. Ama sesimin soğuk çıkması için çabalamıştım. Yaşadığımız şeyler bana çok farklı gelmişti.

"Hayırdır?" diye sordu. Kolunu koluma sürtmüştü. "Bir şey mi oldu?"

Bu kadar rahat davranmasını asla anlamayacaktım. Bir şey olmuştu tabii ki. Yiyişmiştik be adam, daha ne olsundu!

"Bir şey olmadı Hocam." dedim, kolumu kendime doğru çekip, yanından biraz uzaklaştım. "İzninizle." diyip, sıraya doğru ilerledim. Onunla iletişim halinde olmak istemiyordum.

Sıraya girdiğimde, Emir kolunu omzuma sarmıştı. "Abicim sana çok güzel haberlerim var." dedi. Kolundan kurtulmaya çalışsam da, izin vermeden daha da sırnaştı. "Ebrar var ya?" dedi uzata uzata. "Senden hoşlanıyormuş."

"Tamam." dedim sadece, Emir'in kolundan kurtulmaya çalışırken, yanlışlıkla birilerine çarpıyordum.

"Görüşme ayarlıyorum." dediğinde, başımdan gitsin diye başımı salladım.

Elbette ki, kimseyle görüşmeyecektim. Hele Ebrar ile asla. Aklımı peynir ekmekle yememiştim henüz.

Müdür konuşmasını bitirdiğinde, bütün sınıflar hücum halinde kapılara doğru koştu. Olduğum yerde bekleyerek, kapıların boşalmasını bekledim.

"Asaf?" dedi Ebrar. Yanıma gelmiş, gülümseyerek bana bakıyordu. Sertçe yutkunup, bende gülümsemeye çalıştım. Şimdi de kalp kırmamak için çabalayacaktım. "Biraz konuşabilir miyiz?"

Başımla onayladığımda, okulun arkasını işaret etti bana. Omzumdaki çantayı sıkıca tutup, Ebrar'la beraber yürümeye başladım. Gerginlikten başım ağrıyordu.

Okulun arkasına geçtiğimizde, Ebrar bir banka oturmuştu. Bende yanına oturup, elimi bankın arkasına koydum.

"Emir ile haber yollamıştım ama, bu işler için araya başkasını sokmayı doğru bulmuyorum." dedi. Uzun saçları omuzlarından dökülüyordu. Bakışlarını ellerine indirmiş, tırnaklarıyla oynuyordu.

"Ebrar." diye mırıldandım. Nasıl dersem diyeyim, yine kalbi kırılacaktı, biliyordum. O yüzden kısa kesip, onu da kendimi de üzmek istemiyordum. "Olmaz." dedim tek nefeste. "Yani senin gibi bir kız, benim gibi sorunlu bir insanla, düşününce bile saçma."

Ebrar bana döndüğünde, kahve gözleri dolmuş, yanakları kızarmıştı. Küçük dudakları titriyordu. "Ama Asaf..." dedi, gözünden akan yaşı silip, saçını geriye savurdu. "Özür dilerim, zamanını çaldım." diyerek yanımdan kalkmak için hareketlense de, elinden tuttum.

"Ebrar, aramızı bozmasın bu durum." dedim. Aramız yoktu ama,  utanmasını istemezdim. Ellerimize bakıp, tekrardan yanıma oturdu.

Baş parmağı yavaşça elimin üstünü okşarken, gözlerimi gözlerimden ayırmıyordu. "Senden uzun zamandır hoşlanıyordum ama son zamanlarda engel olamıyorum kendime." diye mırıldandı. "Seni görünce heyecanlanıyorum, içim kıpır kıpır oluyor Asaf. Kimseye karşı böyle hisler taşımadım."

Elimi kendime doğru çektiğimde, zorlamadan bırakmıştı. Önüme dönüp, gözlerimi kapadım. Ne diyeceğimi şaşırmıştım. "Üzgünüm Ebrar, duygularına karşılık veremeyeceğim için."

ÖĞRETMEN -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin