BENDEN BANA
BÖLÜM 6: KORKU
Gözüme vuran ışıkla beraber gözlerimi birkaç kırpmadan sonra aralayabildim. Gözüme vuran ışık, güneş ışığıydı. Nerede olduğuma anlam veremeyerek etrafa hızlıca göz gezdirdim. Odayı tararken gözümü ovalamak istediğimde kolumda ki sorumu fark ettim.
Hastaneydim. Hastanedeydim ama neden? En son ne olmuştu? Gözlerimi sıkıca yumarak hatırlamaya çalıştım. Bebeğimizin cinsiyetini öğrenmiştik, terfi almıştım. Sonra, sonra... Hatırlamak için boş olan elimle alnımı dürterken aniden tüm olanlar aklıma gelmiş, içimde korku, telaş hisleri kendini belli ederek nefesimin teklemesine sebep oldu.
Buray beni aldatmıştı. Araz Bey ile yemek yemiştik. En son ise kanamam olduğu zihnime düştü. Kanamam vardı. Elim hızla karnıma gitti ve küçük fısıltılar halinde 'bebeğim' diye inlercesine çıkan sesim git gide yükseldi. Kısa sürede avazım çıktığı kadar 'bebeğim' diye bağırmaya başladım. Ya ona bir şey olduysa? Ya onu kaybettiysem? Allah'ım alma onu benden. N'olur, n'olur!
'Bebeğim, bebeğim, bebeğim...'
Yakarışlarım arasında kapının açılma ardından kapanma sesini duydum. Oda da hızlıca yanıma yaklaşan ayak sesleri ve ardından çıkan cümle Buray'ın 'Seher, hayatım' demesi oldu. Sesi telaşlı geliyordu. Onun bana seslenmesi benim için hiçbir şey ifade etmediğini ona cevap vermek istemediğimde anladım.
Bebeğim, kızım nasıldı? Benimle miydi? Beni terk etmiş miydi?
Karnımda ki ellerimi tutarak 'Sakin ol Seher' diyor onun sesiyle daha da öfke dolduğumu bilmeden beni kendince sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ellerimde ki ellerini ittirerek daha çok bağırdım. Sakinleştiremeyeceğini anlayan Buray, dışarı çıkarak doktoru çağırdığını duydum. Kısa sürede odaya giren doktor hanım yanımda ki sandalyeyi çekerek ellerimi tutup sakin bir sesle konuşmaya başladı. Tek kelimesiyle içime su serpmişti.
'Seher Hanım ben kadın doğum uzmanı Merve Öz. Bebeğiniz iyi merak etmeyin. Derin bir nefes alın lütfen. Evet, evet. Derin nefes alın, verin. ' dedi.
Merve Hanımın dediği gibi nefes alıp vererek biraz daha sakinleştim. Ellerimi karnımdan yine de çekmedim. Ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarımı Merve hanım peçete yardımıyla sildi.
'Seher Hanım, sakin olun lütfen. Bebeğiniz iyi durumda ama' işte o ama insanlığın belalı bağlacıydı bence. Ama neydi? Ama, ama, ama.
'Ama ne? Ne aması? Neyi var?' sesim her sorumda yükselirken, her soruda ellerim daha sıkı sarıldı karnıma.
'Seher Hanım, hastaneye geldiğinizde kanamanız vardı. İlk üç ay da olan kanamalar çok tehlikelidir. Stres, yorgunluk gibi üzücü şeylerden uzak durmalısınız.' dedi. Kısa bir es verdikten sonra konuşmasını sürdürdü. Bu sefer sesi az öncesine göre bir tık daha kısıktı. 'Yoksa düşük ile karşılaşabiliriz.'
Telaşla yerimden doğrulurken kolumda ki serum canımı acıttığı için dudaklarımdan acı bir inleme döküldü. 'Nasıl, neden kanamam oldu? Ne yapmam gerekiyor?' dedim, sesimde ki korku gözle görülecek derecedeydi. 'Seher Hanım kendinizi yormamanız, stres yapmamanız, ağır kaldırmamanız gerekiyor. Kontrole gittiğiniz doktorunuza da yarın gidip görünürseniz çok iyi olur.'
Merve Hanım odadan çıkınca Buray yatağın kenarına oturup elimi tuttu. Telefonda konuşurken dedikleri aklıma geldikçe midem kalkıyor, elimi elinden çekmek istiyordum. Elimi çekmemek için kendimle ayrı bir savaşa girerken gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN BANA
Teen FictionSeher'in hayatta olduğu otuz yılda en büyük derdi unutkanlığıyken yeni yaşında onu sırtına binecek dertler, ruhunu ızdırapla kaplayacak gerçeklerle yüzleşecek ve bazı kayıplar verecektir. Seher, otuz yıllık hayatında hep gülümsemiş, sevdiği insanlar...