BÖLÜM 17: ELVEDA

124 8 13
                                    

İyi okumalaar💥!

Bölümle ilgili fikirlerinizi yorumlara bırakırsanız sevinirim✨.

***

BENDEN BANA

BÖLÜM 17: ELVEDA 

ÜÇ GÜN SONRA 

Çok erken geldiğimin farkındaydım ama arabada beklerken, bunu yapıp yapamayacağımı sorgularken akrep yelkovanı kovalamış, dakikalar dakikalara eklenmiş ve iki saat çoktan geçmişti. Görüş saati gelmişti. O kapıdan içeri girmeye cesaretim var mıydı? Onu tekrar görmeye, yüzleşmeye? Eşimi nasıl sevdiğini öğrenmeye, bana, kızıma nasıl ihanet ettiğini öğrenmeye gücüm var mıydı? Ona nasıl soracaktım kızımı kaybetmeme değdi mi diye nasıl diyecektim?

Nasıl? Nasıl?

Senelerce baktığım o gözlere nasıl bakacaktım? Beraber kahkaha atarken, sohbet eterken duymaktan zevk aldığım o sesi nasıl duymaya tahammül edecektim? Nasıl olacaktı ki bebeğimin haberini sevinçle verdiğim ona 'nasıl yaptın?' nasıl diyebilecektim? Saatime baktım artık zamanı geldi. Telefonumu ve diğer tüm eşyalarımı arabada bırakarak sadece avukatın görüş iznini aldığına dair dilekçeyi elime alarak arabadan indim.

Önce kapıda ki görevliye gösterdim, onay alan diğer görevli bana içeriye kadar eşlik etti. Bir yere gelince beni başka görevliye emanet etti ve yanımızdan ayrıldı. Beni emanet ettiği görevli önce Xray cihazından geçmemi istemiş ardından bir oda da üstümü aradı. Ve tüm işlemlerden sonra beni bir sürü masanın ve sandalyenin olduğu bir alana getirip kapıyı ardımızdan kapattı.

İşte son bir adım kalmıştı. Bir başka görevli şimdi onun koğuşuna gidecek, ismini seslenecek ve onu alarak buraya getirecekti. Onun ise aklında tek soru olacaktı benimle kim görüşmek istiyor? Onunla görüşebilecek bir ailesi yoktu, sevgilisi desek zaten hapisteydi, arkadaşları onları zaten sırtından bıçaklamıştı. Onu kim görmeye gelirdi? Sırtına bıçağı soktuğu ilk kişi olan, eşiyle sevgili olup kaçırıldığında sessiz kaldığı kadın olduğunu aklının ucundan geçirmezdi.

Görüş alanına görevli getirdiğinde kafasını yerden kaldırıp benim gözlerimle kesiştiğinde o gözlerinde tahmin etmediği bariz belli oluyordu. Gözleri sonuna kadar açıldı. Elleri çenesindeyken beni görünce ikisi de boşluğa düşercesine bedeninin iki yanına düşerek sallanmaya başladı.

'S. . . ' adımı söyleyecekti muhtemelen ama söylemedi, tekrar denedi 'Sen, Seher? Beni' dedi, yeni konuşmaya çalışan bir çocuk gibiydi konuşması.

Kafamı sallayarak alaya aldım bende kekeleyerek konuştum 'B-ben, S-Seher' dedim. Bana öylece baktı, ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Masayı göstererek sert ses tonuyla oturmasını söyledim. 'Benim buraya geleceğimi tahmin etmediğini biliyorum. Neden geldi bu diyorsundur şimdi. Bende kendime sordum hapishane kapısıyla bakıştığım iki saatte. Aklıma gelen tek şey ise yüzleşmek kelimesi oldu. ' dedim, kafam bacaklarıma eğik şekilde konuştum. Konuşurken ellerimin birbirine sıkı sıkıya tutunuşunu izliyordum.

'Neden sorusunu sormadan bu şehirden gitmemelisin Seher dedim kendime. Bana bunu nasıl yapabildin sorusunun cevabını almadan gitmemelisin. En önemli soru ise kızıma bunu nasıl yapabildin sorusunun cevabını almadan nefes bile almamalısın dedim kendime ve öyle girdim o kapıdan. ' dedim kafamı kaldırıp yüzünde dolaşan gözlerimle. Kollarımı iki yana açarak, aynı ses tonuyla ama rahatsız edişi bakışlarımla konuşmaya devam ettim. 'İşte şimdi buradayım, tam karşında. Cevaplarını bekliyorum. Ama merak etme tek tek soracağım. Dışarıda ki hayattan sana güncel bilgiler de vereceğim. ' dedim, kırık bir tebessümle. Kulağımın bir köşesinde şeytan şimdi ona bir tane vursan ya diye kıs kıs gülerken diğer köşesinde Zeynep'in bu sabah telkin edici sözleri kulağımda fısıldıyordu.

BENDEN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin