Bölüm 3 : BİZDEN BİR CAN

298 10 7
                                    

Uzun bir süre sonra yine ben! Arayı bu kadar açtığım için özür dileyerek hemen bölümle sizi baş başa bırakıyorum

***

                              BENDEN BANA                                

 BÖLÜM 3: BİZDEN BİR CAN

Otuz yaşımın ilk gününde anne olacağımı, içimde bir canlı olduğunu ve artık sorumluluklarımın arttığını hissetmiştim. İkinci günü bu his ve sorumluluğu, mutluluğu Burayla paylaşmıştım. Ne kadar şanslıydım ki Buray da benim kadar heyecanlanmış ve sevinmişti. Sarılmalar, bol kahkahalar sonrasında yatağa geçmiştik. Yatakta sonrası için küçüklü büyüklü, akıllıca ve saçma bir sürü hayal kurmuş kendi kendimize gülmüştük. O bir kızı olsun istiyordu, öyle demişti. Ona düşkün bir kız çocuğu. Bu hayalleri kurarken saatin kaç olduğunu kaçırmış, gece üçte uyumuştuk. Sabah kalkması ise bir hayli zor olmuştu.

Alarmı duyarak kalkarak kahvaltı hazırlamaya mutfağa geçtim. Bebeğimin olduğunu bilerek hazırladığım ikinci kahvaltıydı. Burayla bildiğimiz ilk kahvaltı. Menemen yapmış, çayı demlemiş ve kahvaltılıkları doldurarak Buray'ı kaldırmaya gittim. Dün çok yorulmuştu bir de üstüne gece sohbetiyle az bir uykuyla duruyordu. Ona doğru uzanırcasına yatağa eğildim. Yanağına saçlarımı sürterek onu huylandırıyor bir yandan da 'Babacık, babacık' diye sesleniyordum. Önce yüzünü ekşitmiş, elimi ve saçımı itmeye çalışsa da benim de tekrar tekrar yapmamla ayılmak zorunda kaldı. Beni aniden sırt üstü çevirerek beni altına altı 'annecik annecik' diyerek gıdıklamaya başladı. 'Tamam, taamaamaam. haahahha tamam n'olur' kahkahalarımın arasından kesik kesik konuşsam da başarmış olmalıydım ki gıdıklamayı bıraktı. 'N'oldu annecik? Pes ettiniz hemen?' gözlerimi kısarak ona kötü bakışlarımı attığımı varsayıyordum ki yüzümde ki gülümsemeyle pek işe yaramıyordu.

'Babacık siz de işe gitmeyi düşünmüyorsunuz herhalde?' derin nefes sayılacak bir nefes aldıktan sonra 'Babacık, annecikle beraber kalmaya karar verdi. Bir haftalık izne çıkayım diyorum. Hem bir süredir işlerin yoğunluğundan beraber vakit geçiremiyoruz. Ne dersin?' sorusuyla beraber yetiştirmem gereken çizim aklıma gelince dudaklarımı bükerek konuştum 'Maalesef babacık anneciğin yetiştirmesi gereken çizimler var. İşe gidelim olur mu?' derin nefesini bu sefer benim yüzüme veren Buray 'Annecik ne diyorsa o olsun bakalım. ' birbirimizi öperek yataktan doğrulup soğuyan menemen için mutfağa indik.

Radyoyu kısık sesle açmış, çalan hareketli ilk şarkıyı kahvaltı da eşlik etsin diye bırakmıştım. İşte son olan durumlardan bahsederek ve dün gittiğim doktor kontrolünden bahsetmemle kahvaltıyı sohbet eşliğinde sürdürdük. Doktorun ses kaydını da ayrıca dinletmiştim. 'Yokmuş gibi hiç hissetmedim sayende.' kıkırdayarak 'Hep senin için kocacım.'

Kahvaltımızı yapmamızın ardından sofrayı toplarken o da iki haftadır ortaya çıkardığı yeni alışkanlığı olan sabah duşunu almaya gitti. Kahvaltı sofrasını toplamak uzun sürmemesiyle kıyafet odasına işe gitmek için kıyafet seçmeye gittim.

Dolaptan koyu gri bir gömlek ile yüksek bel siyah pileli pantolon giydim. Gold tokalı kalın kemerle gold kolyeyi kombinlemekte karar kıldım. Gömleğimin ilk üç düğmesini açık bırakırken, saçlarımı düzleştirip salık bıraktım. Klasik model sırt çantamı da alarak içine iş yerinde lazım olur diye toka koymayı ihmal etmedim. Telefonumu ve cüzdanımı da içine koyduktan sonra çalışma odama giderek çizim çantasına dün çizdiğim çizimleri ve notlarımı koyarak Buray'a seslendim.

BENDEN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin