aksiyon ve dramaya biraz daha gaz veriyorum, hazır mısınız?
***
BENDEN BANA
BÖLÜM 9: BOŞANIYORUZ
ZEYNEP
Dün uçaktan inip eve geçtiğimden beri olduğu gibi yine gözüm saate döndü. Saat ikiyi üç geçiyordu fakat Seher ile en son onun evine bavullarını almak için gittiğimde görüşmüş sonrasında bir daha haber alamaz olmuştum. Tedirgin olmamak için kendime telkin versem de kendimi durduramamış işe gelirken üç kez aramıştım. Sabah ki aramam da açmıştı. Fakat ilerleyen saatler de arayarak veya mesaj atarak haber vermemesi içime kurt düşürdü. İki saat önce ki iki aramam da cevapsız kalırken üçüncü aramam da telefonu kapanmıştı. Bu beni daha da tedirgin etmiş, kendime verdiğim telkinler de yetersiz kalmaya başladığı nokta oldu.
Telaşım git gide büyürken kızları konferans eşliğinde arayarak Seher ile konuşup konuşmadıklarını sordum. Sabah grupta konuştuğumuzdan başka konuşmadım diyerek ardından bu merakımın nedenini sordular.
'Dün akşam bavullarını almaya gittiğimde Buray yoktu. Sabah konuştuğumuz da ise Buray sabaha karşı sarhoş geldi, uyanınca konuşacağım dedi. Öğlene doğru da benim eve geçecekti. Haber veririm dedi ama ses seda yok. Az önce aradım telefon üçüncü aramam da kapalıydı. Mesaj, sesli mesaj attım geri dönüşte alamadım. Korkuyorum ben!'
Kızlar da telaş yaptı. Ne yapalım diye düşünürken masamdan kalkarak 'Kızlar ben evine gidiyorum. Benim eve geçmediyse hala oradadır. Ben gözümle iyi olduğunu görmeden rahat edemeyeceğim.' dedim. Odamdan aniden çıkarak sekretere gelecek olan danışanlarıma sağlık nedeniyle bugün ki randevuları ertelemesini söyleyerek hızlı adımlarla arabama gittim. Jale iş yerinden çıkamayacağını ama haber vermemi istemiş, Hale ve Melda ise biz de geliyoruz demişlerdi.
Araba da Seher'i birkaç kez daha aradım ama ulaşamadım. Arabayı en hızlı şekilde Seher'in evine sürdüm. Arabadan inip koşar adımlarla kapıya gelip önce camlardan bakındım kimseyi göremeyince sertçe kapıya hem vurup hem zili çalmaya başladım. Kapıyı kimse açmadı. Tam arka kapıdan bakmak için bahçeyi dolanmaya gidiyordum ki saçı başı dağınık Buray kapıyı açtı. 'Zeynep, siz İzmir'den ne zaman döndünüz? Saat o kadar oldu mu? Seher nerede? Ayrıca ne biçim kapıyı çalmak o sabah sabah? Bir şey mi oldu?' dedi. Seher'in geldiğini bilmiyor muydu? Bu imkansızdı. Seher gece buradaydı. Üstelik sabahta konuşmuştuk, Burayla konuşacaktı. Buray, Seher'e bir şey yapmış olabilir miydi?
Buray'ı göğsünden geriye iterek 'Ne demek Seher nerede? Bana Seher'i hiç görmedim diyemezsin!' diyerek bağırarak eve girdim ve evde Seher'i aramaya başladım. Buray arkamdan gelerek Seher'i hiç görmediğini sabaha karşı eve geldiğini şimdi uyandığını söylüyordu. 'Seher, neredesin! Seher!' dedim boğazım acıyacak kadar bağırarak.
Seher'in sesini duymak için birkaç saniye sessizce bekledim ama evin sessizliğinden başka bir şey yoktu. Buray, Seher dün mü gelmiş gibi salak saçma şeyler söylerken kapıda kızları gördüm. Yanlarına giderek 'Buray Seher'i görmedim diye zırvalıyor.' dedim. Sessizce kızlara fısıldadım devamını 'Bir şey yapmış olabilir mi?' dedim korkuyla. Melda 'O kadarını da yapmamıştır canım. Seher belki kafa dinlemek istemiştir.' dedi ama mantıklı değildi. Bugün konuşmakta ve bu evden ayrılmakta kararlıydı.
'Eve dağılıp arayalım Seher'i hadi!' dedim. Hepimiz bir odaya gittik. Ama hiçbir oda da ne Seher'i ne de eşyasını bulamadık. 'Ya diyorum size Seher buraya hiç gelmedi. Görmedim ben.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN BANA
Roman pour AdolescentsSeher'in hayatta olduğu otuz yılda en büyük derdi unutkanlığıyken yeni yaşında onu sırtına binecek dertler, ruhunu ızdırapla kaplayacak gerçeklerle yüzleşecek ve bazı kayıplar verecektir. Seher, otuz yıllık hayatında hep gülümsemiş, sevdiği insanlar...