iyi okumalar✨
Ferhat Göçer-Kızım
***
BENDEN BANA
BÖLÜM 15: MAHKEME
Yeni kararlarım ve hiçliğe yazdığım mektubumdan sonra ki ilk günümdü. Mektubu yazdıktan sonra da bir süre daha düşündüm. Yeni kararlar aldığım ilk günde ki gülüşlerim, sevdiklerimle vakit geçirmem ona, kızıma, bir ihanet miydi?
Belki.
Ama biliyordum ki içimde ki yangın sönmedi, sadece dışarıdakilere o yangının beni yakmadığını göstermem gerekiyor. Bir ayı aşkın yoğun bakım sürecim ve iki haftayı biraz aşmış evdeki iç savaşımla yeterince kendimi de etrafımdakileri de yakmıştım artık yapmamalıydım.
Kendi ateşimi başkalarına sıçratmamalıydım.
Gece biraz düşününce fark ettiğim bir şey daha oldu.
Zeynep. Zeynep'te benim gibi travmalar yaşamış fakat bana destek olurken asla yıkılmamıştı. Yıkıldığını belli etmemişti ya da. Kendi cehennemini yaşadığı o zamanlarda da o bana anlatmış fakat ben ne kadar empati yapmaya çalışsam da şu ana kıyasla gram anlayamadığımı şimdi anlayabiliyordum. Zeynep o zaman yıkılmış, ağlamış ama toparlamıştı. Yani bana dediği gibi içinde ki yangını dışarıya göstermemiş sadece hedefleri olduğunu kendine de bize de hatırlatmıştı. İçinde ki yangına yenik düştüğü anlar olmamış mıydı? Olmuştu ama o anları hep ayın aydınlattığı gecelere saklıyordu.
Bir ay, bir ben bir de kendisi biliyordu.
Zeynep kötü olduğu geceler bana gelir, yatağa uzanır ve ağlayarak saçma da olsa her şeyden bahsederdi. Karşıdan karşıya geçen kediden, dalda ki kuştan, iş yerinde ki sandalyenin renginden. ve daha nicesinden bahsederdi. Kendince kendi yangınını böyle söndürüyordu bende ona ayak uyduruyordum. O anlattığı müddetçe susuyor, o susup göz yaşlarını akıtırken ise başlıyordum ben anlatmaya.
Bu süreçte ise tahmin etmek zor değil. İlk kez ona anlattığım da kendini bir anlık kaybettiği anları bu süreçte sürekli yaşamış ama hep içinde yaşamıştı. Anlatacağı ben ise kendinden haberi olmadan beyazla kaplı hastane odalarından birindeydi. Kendimi toplamak istememde ki bir etkende Zeynep'ti bu yüzden. Kendi anıları aklına geldi ve her seferinde tekrar anıları canlandı. Kendi içinde bu süreçte bir de o savaş verdi.
Bunu ona da yapamazdım, annemle babama da.
Şimdi ise uyandığım bu yeni günle sabah erkenden kalkmıştım. Gözümü kapayalı çok olmamıştı ama huzursuz uykulardansa gözümü açmak daha akıl kârı gelmiş olmalıydı.
Annemler uyanmadan duş almış, sabah kahvesi yapmıştım kendime. Kahvemi yudumlarken kolilerimin arasından aldığım bilim kurgu türünde ki bir kitaba odaklanmaya çalışmıştım. Yarım saat boyunca kitapla cebelleşmiş olsam da bir sayfayı zor okumuştum. Aklım sürekli dağılıyordu. Kitabı elimden bıraktığım da ise bu sefer işimle ilgilenmeye karar vermiştim. Eda'dan istediğim dokümanları dün ki toplantı sonrası tekrar göndermişti.
Kahvem bitmiş, diğer insanların da güne başladığı bir saate gelmiştik. Bu süreçte özet halinde ki dokümanları yarılamıştım. Geçmişte ki projelerden dikkatimi çeken iki tane proje vardı. Onların detayını öğrenmek için telefonuma not alırken geçmiş projeleri bırakıp toplantı da bahsedilen şuan devam eden projeleri incelemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN BANA
Genç KurguSeher'in hayatta olduğu otuz yılda en büyük derdi unutkanlığıyken yeni yaşında onu sırtına binecek dertler, ruhunu ızdırapla kaplayacak gerçeklerle yüzleşecek ve bazı kayıplar verecektir. Seher, otuz yıllık hayatında hep gülümsemiş, sevdiği insanlar...