Eve keskin bir alkol kokusu hakimdi. Komşuların rahatsız ve şikayetçi olduğundan o kadar emindim ki bu yüksek müzik sesi yüzünden.
Şaşırtıcıydı evde böyle bir parti vermesine ailesinin izin vermesi.
Herkes o kadar umursamıyordu ki. Sanki başka bir evrendi burası ve eğlenmek tek kuraldı.
Bu gece eğlenecektim.
Uzay ve Kıvanç'ın arkadaşları vardı genel olarak. İnsanlar pinpon masasında bira pong oynuyorlardı. Daha önce hiç oynamamıştım ama oyunu biliyordum.
Oyuncuların masanın bir kenarından diğer kenarında duran bira bardaklarına top atmaya çalıştıkları bir içme oyunuydu. Oyun iki takım içeriyordu. Bir takımda minimum 2 kişi olabilirdi. Bardaklar ise üçgen şeklinde dizildiği sürece 6 veya 10 tane olabilirdi.
Her takım sırayla atıyordu ve eğer top bardağa girerse karşı takım o birayı içiyordu ve o bardak masadan kalkıyordu. Karşı takımın önündeki tüm bardakları önce eleyen kazanıyordu.Takımları kızlara erkekler olarak yapmaya karar vermiştik. Dolayısıyla bizim takımda ben, Deren ve 2 kız daha vardı. Karşı takımda ise Uzay, Kıvanç ve 2 erkek vardı. Muhtemelen bizim takımdaki kızların sevgilileriydi.
Oyuna ilk biz atarak başlamıştık. Attığım top sekmiş sekmiş ve girmişti.
İlk bardağı Uzay içmişti. Sıra onlardaydı. Uzay attı, Deren içti. Deren attı, Uzay'ın sağında duran çocuk içti. Attı ve girmedi. Sıra bize geçti. Kızlardan biri attı girdi ve onlardan biri içti. Telefonumdan yükselen bildirim eşliğinde telefonumu aldım ve instagrama girdim.
Tuna fotoğraf paylaşmıştı. Kendime engel olamayıp bildirime tıkladığımda gözlerim dolmuştu.
13,368 beğeni
@Tuna_Demir: Gözleme akşamı🥳
Yorumlar kapatılmıştır.
Eğleneceksin Ada. Eğlenebilirsin. O orada eğlenirken sen burada üzülemezsin Ada.
Yanaklarımı nemlendiren göz damlalarını sildim ve az önce çekmiş olduğumuz bir resmi paylaştım.
14,102 beğeni
@Ada_3tarafı_Deniz: ✌🥂😋
Yorumlar kapatılmıştır.
Telefonumu sessize alıp arka cebime attım ve oyun devam ettim. Hiç bir şey olmamış gibi. Atma sırası bana ne zaman gelse bundan sonra attığım hiç bir top girmemişti. Biliyordum düşündüğümden daha fazla etkiliyordu Tuna beni.
Oyunu kaybetmiştik. Sırada ise cezamız vardı.
Göz yaşlarım yüzünden etrafı bulanık görmeye başlayınca lavaboya gittim. Canım yanıyordu.
Her ne kadar beynim ondan vazgeçmiş olsa da kalbimde ki yerini hala koruyordu.
Lavabonun kapısı açıldı. Kimin geldiğini görmek için kafamı kaldırdığımda Uzay ile göz göze geldik.
Yanıma yaklaştı elimde açık duran telefonu aldı ve kapatıp tezgaha koydu. Bir kaç adım attık ve bir eli belimde olacak şekilde sırtım duvara değene kadar geriye gittik. Duvar ve Uzay arasında kalmıştım. Dudakları çok yakınımdaydı. Nefesi yüzümdeydi. En ufak bir kıpırdamada dudaklarımız birbirine temas edecek gibiydi.
Dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve bende karşı koymadım.
Öncelikle çok beklettim kusuruma bakmayın. Ancak pek iyi değildim zaten bir süredir kedim hastaydı ve onu kaybettik dolayısıyla yazmak ile uğraşabilecek gibi hissetmedim kendimi.
Bölüm kafamda kurduğum gibi olmadı. Daha iyi oldu bence. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Lütfen oy verin ve yorum yapın♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Yakın Arkadaşına Asla Aşık Olma! |Texting
Ficção AdolescenteAnonim: Seni seviyorum yazıklar olsun ki seviyorum ama sen gözünün önündekini görmüyorsun ki hiçbir zaman. Tuna: Pardon siz kimsiniz? Anonim: Gözünün önünde durup senin onu fark etmen için elinden geleni yapan birisi. Tuna: Gözümün önünde bana aşı...