Delinin Zihni

66 27 2
                                    

*Şarkıyla beraber dinlemenizi tavsiye ederim. Öncelikle hepinize merhabalar lütfen beğenip yorum yaparsanız sevinirim çok zamanınızı almaz o sağ üst köşedeki küçük yıldıza tuşla yeter çünkü ben bu hikayeyi kitap yapmak istiyorum lütfen paylaşıp bu hikayeyi daha çok kitleye yayalım bu benim hayalim bir kitap bastırıp onu geniş bir kitleye duyurmak bu bilim kurgu kitabı olsun istiyorum umarım beğenirsiniz hikayeye geçelim şimdi 🎈 *

Ne çok keşkelerim varmış. Hiç bitmiyor keşke böyle olmasaydı, keşke annem babam yanımda olsaydı, keşke normal çocuklar gibi olsaydım, keşke gerçekte kim olduğumu bilseydim kimim ben? Bir tanrıça, bir katil, bir suçlu, bir aşık, bir denek yoksa bir kahraman mı? Ben gerçekte bir hiçim o kadar kendimi kaybettim ki, ne ben kaldım ne de anılarım. Belki de unutmam gerekti ama unutmak sadece acıyı erteler unutmaktansa savaşmayı tercih ederim ve bunu da yaptım. Şimdi ise o savaş meydanında yapayalnız bir oyuncuyum.

"Burak bana bak aç gözünü hadi ne olur uyan" az önce ne olmuştu gözümü etrafımda hızla gezdirdiğimde tüm herkes yerde nefes nefese kalmıştı. Burak kucağımda öylece yavaş yavaş nefes alıyordu bir anda gözlerini kapadı o an gerçekten gözlerim doldu yıllar sonra kaybettiğim bir duygu kalbime tekledi. Ailem dışında kimse için ağlamayan ben titreyerek ağlıyordum.

Hayır ölemez benim yüzümden ölemez.  "Sana kim dedi atla diye silahın önüne kalk ayağa salak aç şu gözünü" ses tonum iyice yalvarır şekilde çıkmaya başlamıştı. Ege'nin  bana bakıp  gülmeye başlaması ile kafamı ona çevirdim.

"Ne gülüyorsun ya Ege ya kalkın hastaneye götürelim. Öldü  belki de. Benim yüzümden hepsi benim suçum" Çiçek  nefesini düzene sokarak yanıma geldi ve ellerinin arasına aldı yüzümü. Kendine çevirdi beni gülümseyen bir ifade ile bana baktı.

 "Yosun çocuğun kalp atışını duyuyorum. Cidden öldüğüne nasıl inandırdı seni? Senin gibi zeki bir kızı kimse kandıramazdı" Kafamı Burak'a çevirdim ve anlamayan bir ifade ile baktım.

 Burak biranda Çiçek'e bakarak "Niye bozuyorsun ya baksana ne kadar kızardı. Korktu benim için" biranda kollarımın arasından ayağa kalktı.

 Beni kandırdı, beni kandırdı, lan sen kimsin beni kandırıyorsun. Birden ayağa kalktım öfkeli bir şekilde üstüne yürüdüm. Elleri ile kendini korumaya çalışarak geri adım attı.

 "Ben dedim küçük bir şaka yapalım. Yosun sonuçta bu tarz şeylerden şey olmaz yani.  Yosun bir şey yapmaz sonuçta şaka. Beni öldürecek gibi bakmaktan vazgeçecek gibi durmuyorsun" biranda ona alaycı bir gülüşle bakarak "Şaka demek ?" 

Arkamı döndüm ve  Kaan'ın yanına gittim elindeki silahı aldım "Şaka de mi sonuçta gülmek maksat de mi Burak?" Burak'ı hedef alarak silahı göğsüne doğrultum ve tetiğe bastım. Tüm şarjör bitesiye kadar tetiğe bastım. 

Hiç bir şey olmamış gibi bana bakmaya devam etti.  Burak biranda tişörtünü çıkardı tahmin ettiğim gibi çelik yelek vardı. Delik deşik olmuştu, çelik yeleği çıkarıp yere attı. Bana öfkelenmiş gibiydi. Kızgın olması gereken bendim lakin üstüme yürüyen o oldu.

 Gökçe ayağa kalktı ve Burak tam bana yaklaşırken önüne geçti "Burak başka zaman tartışırsınız içeri geçelim o mermilerin acısı akşam çıksın istemiyorsan seni tedavi etmem gerek yürü hadi" Bana bakışlarını kısarak baktı. Gökçe kolundan tutunca sürüklenerek eve girmek için yanımdan tepki vermeden hatta bana bakmadan geçti. 

İyi hava hoş benim için yanıma kaldı. Bende etrafa hızlıca bir göz gezdirdim "Hadi Ege yürü. Çiçek hadi araba nerde?"  arabaya doğru ilerlemeye başladığım sırada kolumu biri sert şekilde tutu. Arkama dönerek suratına sert bir yumruk attığımda tutan kişinin Burak olduğunu gördüm.

Ateş ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin