Sahtekar Gerçekler

97 37 5
                                    


*Şarkıyla beraber dinlemenizi tavsiye ederim. Öncelikle hepinize merhabalar lütfen beğenip yorum yaparsanız sevinirim çok zamanınızı almaz o sağ üst köşedeki küçük yıldıza tuşla yeter çünkü ben bu hikayeyi kitap yapmak istiyorum lütfen paylaşıp bu hikayeyi daha çok kitleye yayalım bu benim hayalim bir kitap bastırıp onu geniş bir kitleye duyurmak bu bilim kurgu kitabı olsun istiyorum umarım beğenirsiniz hikayeye geçelim şimdi 🎈*

Minik narin elleriyle, dalga dalga olan saçları, çekik gözleri ile üstüne oturan pembe ve beyaz elbisesiyle ne kadar muazzam gözüktüğünü bilmeden dans edenleri izliyordu. İçinden defalarca bu mekanın en çirkin kızı benim diye geçirdi ama bilmediği bir şey vardı. O an o mekanın en güzel kızı oydu Burak için. Yosun'a gözlerini dikmiş, huzur dolu bakışlarıyla tanrıçasına dikkatli bir şekilde baştan aşağı süzdü. Uzun zaman sonra ilk defa Yosun'u kılık değiştirmemiş olan özünü görüyordu. O kadar özlemişti ki bu görüntüyü görmeyi. Müzik sesi iyice mekanı sararken Yosun'a doğru yürüdü. Acaba tutup elinden dans etse kızar mıydı ki? O Yosun'a yaklaştıkça Burak'ın bastığı zemin ayaklarının altından kayıyordu sanki. Narin ellerini ellerinde hissettiği an Burak ilk defa bir kadına defalarca yenildiğini anlamıştı. Kimseye yenilmeyen tanrı bir çift göze yenilmişti.

Yosun ona şaşkın gözlerle bakarken Burak onu dans pistinin ortasına kadar getirdi.  Tutuğu eli bırakmaya niyeti yoktu Burak'ın. Bir elini tutarken Yosun'u kendine doğru çekti ve diğer elini tanrıçasının beline yerleştirdi. Etraftaki tüm dans edenler yavaşladı ve o çifte göz ucuyla baktı. Yosun utanıyordu. İlk defa bir erkekten utanmanın şaşkınlığı ile Burak'ın tutuğu eli sımsıkı tutu, diğer elini de omzuna koydu. Onlar dans ederken fark etmedikleri çok şey oldu, herkes artık onları izliyordu lakin onlar birbirlerinden başka kimseyi görmüyordu, o kadar savunmasızlardı ki şuan. İşte tamda o sırada mucizeler birbirini kovaladı ve muhtemel aşk şarkısı çaldı. Bu ikisinin parçasıydı. Burak gözlerini kafasını öne eğmiş tanrıçasından ayırmadan bakıyordu. İşte tam o sırada yumuşak ve mutlu bir ses tonuyla çalan şarkıya eşlik etti ve bunu duyan ne oluyor şuan diye sorgulan Yosun kafasını kaldırıp Burak'a baktı.

"Muhtemel aşk için

 Virane oldum 

Bir anı aşk ömrüme 

Divane oldu 

Muhtemel aşk için 

Virane oldum, aman aman 

Bir anı aşk ömrüme 

Divane oldu" 

Burak son kısmı o kadar içten söylemişti ki. İşte tam o anda zincirler kırıldı Burak eğilip Yosun'u öptü. Bu ikisi içinde bir ilkti dudakları birbirlerine değiyordu. Şuan ikisi de kendi içinde büyük bir savaş veriyordu lakin kimse bilmiyordu. Ortamda bulunan herkes durdu bir tek müzik durmadı. Bir tek hisleri, korkuları ve delice çarpan kalpleri durmadı. Zaman kavramı kayıp gitti ellerinden, Burak kendini Yosun'dan ayırdı ve gözlerine baktı tanrıçasının. 

Yosun Burak'tan bir iki adım uzaklaştı. Gözlerini kapadı ve uyanışını tamamladı. Etrafında binlerce renkte ışık dönmeye başladı ve daha da hızlandı. Saçlarının havalandığını hisseti Yosun. Bir süre sonra ayakları yerden kesilmişti. Bedeninde her gruba ait desenler oluşup yok oluyordu ve o kalabalık bu uyanışa bizzat şahit oluyordu. Burak bu anı yıllardır bekliyordu. Kaybettiği sevgilisini, tanrıçasına artık kavuşuyordu. Birer birer semboller oluşan vücudu durmuştu ve işte tam o an annesinden başka kimsede olmayan bir sembol yandı. Tamda kalbinin ortasında çıkan sarı ışıklı sembole dikkatle baktı herkes bu bir yaşam ağacı sembolüydü. Yaşam verende alanda o olacaktı. Ağaç yavaş yavaş söndüğü sırada Yosun yavaşça yere inmeye başladı. Burak, Yosun'u havada tutup sarıldı. Tanrıçası kapalı gözlerini açtığında gözleri sarı ışığa ev sahipliği yaptı. Burak Yosun'un iki elini de tutu ve kulağına eğilerek heyecanını belli edecek kadar mutlu bir yüzle  "Evine hoş geldin Amestian'ım, güzeller güzeli tanrıçam " dedi. 

Ateş ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin