Bir kaç dakikadır öylece birbirimize bakıp duruyorduk. Ben birleşen parçaların şaşkınlığına uğrarken o hala tepkimi ölçmeye çalışıyor gibiydi.
Lee Know'un tedirgin sesi bir kez daha odaya doldu. "Şimdi ne olacak peki?"
"Kelepçelerini çıkartacağım!" Dedim sevinçle. İsmini öğrendiğime göre artık o gereksiz şeylerden kurtulabilirdik.
"Nasıl?" Diye merakla sordu.
Gülümsememi yüzümden silmeden konuşmaya başladım. "İsmini öğrenirsem çıkartabileceğimi şöylemişlerdi. İsmini kayıtlara geçireceğiz ve ölü raporun ortadan kalkacak. Lee Minho küllerinden yeniden doğacak."Gözlerinde korku parıltıları ortaya çıktı. "Peki ya Lee Minho ölü kalmayı istiyorsa?"
"Neden ölü olmak istesin?"
Gözlerini kaçırıp elleriyle oynamaya başladı. "Çünkü ölüyken ona kimse dokunamıyor ama yaşıyorken insanlar sözleriyle bile ona dokunabiliyor. Bir daha kırılmak istemiyor."
"Bana bak, gözlerimin tam içine bak." Titrek bakışları gözlerime kenetlendiğinde konuşmamı sürdürdüm. "Bundan sonra istemediğin sürece sana kimse dokunamaz. Evet, bir çok kişi yaşadığını öğrenecek ama sen onları görmek isteyene kadar kimseyi buraya sokmayacağım. Bundan sonra sadece benim sorumluluğumdasın, başkalarının değil."
Gözündeki korku hafiflerken fısıldarcasına "Teşekkür ederim." Dedi.
Gözlerimle kelepçelerini işaret ederken "Şimdi, bunlardan hemen kurtulman için gitmem gerekiyor ama önce bir şey soracağım. Kelepçeleri ben mi çıkartayım hemşireler mi?" Diye sordum.
"Sen çıkar!" Heyecanlı sesini dizginleyip tatlı bir şekilde kendini açıklamaya başladı. "Yani hemşireler çıkartırken bileklerime dokunup duruyor ama sen dikkat ediyorsun."
Kocaman gülümseyip dosyamı açtım. İçinden bir kağıt çıkartıp ceplerimden de bir kalem buldum ve ona uzattım. "Kimlik numaranı buraya yaz. Uğraşmadan bitirelim şu işi."
"Peki senin arkadaşların ne olacak? Yani Hyunjin-"
Lafını keserek konuşmaya başladım. "Hyunjin sana inanıyor, merak etme. Changbin'i de hallederiz ama istersen onlara bir şey söylemem."
Gülümsemesini görünce rahatlayıp ayaklandım. "Yarım saate gelirim, görüşürüz." Kafasını salladığında odadan çıktım. Emin adımlarla Seungmin'in odasına ilerlerken gülümsemeden edemiyordum. Hayallerim gerçek oluyordu. İnanmak güçtü ama gerçekleşiyordu işte!
Kapıyı tıktıklayıp cevap beklemeden içeriye girdim. Neyseki bu sefer bir sürprizle karşılaşmamıştım. "Bay Kim, çok güzel bir şey oldu!"
Seungmin bana şaşkınlıkla bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Lee Know'un kim olduğunu öğrendim."
Gözlerini büyütüp "Ne?" Diye sordu. Kendine geldiğinde konuşmasını sürdürdü. "Nasıl oldu bu? Yani bu zamana kadar kimse- aman neyse, sogulamayacağım. Kimmiş peki?"
"İsmi Lee Minho. Kimlik numarasını da aldım. Ölü raporu var, intihar ettiği söylenmiş. Yani anlayacağın ailesi ile alakalı bir şeyler var. Hastalığı Agrafobi ve sanırım psikopatlık. Saldırgan tarafı insanlar ile birlikte iken ön planda ama kendi başına kaldığında bunun pişmanlığını duyuyor. Bana olan ön yargısını yendi ama başka insanların ona yaklaşmasını pek sevmiyor ve kendini tutmaya çalışıyor. Geçmişinde cinsel istismar ve şiddete uğramış. Her gece kalkıp biri gelecekmiş gibi beklemeye başlıyor. Ayrıca kelepçelerin de travması var." Son cümlemi iğnelercesine söylediğimde derin bir nefes verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psycho °Minsung° ✓
FanficPsikolog Jisung'un yeni hastası için akıl hastanesine taşınması gerekiyordu. ‼️‼️SEMESUNG‼️‼️