12. Bölüm : Hepimiz Delirmişiz

5.7K 647 621
                                    

  Bilgisayarımda bir kaç bilgiyi düzeltirken Seungmin'in bana yollayacağı psikoloğu bekliyordum. Minho'nun artık yeni insanlarla tanışmaya ihtiyacı vardı ve onun dengi biri olmalıydı. Bu yüzden bir kaç hastanın belgesini istemiştim ama Seungmin direkt beni bir doktora yöneltmişti. Az sonra burada olması gerekiyordu.

  Kapı çaldığında içimden sonunda derken dışımdan "Gel!" Diye bağırdım. İçeriye giren sarı kafa ile kahkaha atmam bir olmuştu.

  Gözlerini devirip kapı kolunu sıkarken sinirle söylendi. "Eğer şimdi gülmeyi kesmezsen geri gidiyorum."

  Zorlukla kahkahalarımı bastırdığımda "Tamam, tamam dur." Dedim. O gün yüzünü görememiştim ama kıvırcık sarı saçları onu yeterince ele veriyordu. İtiraf etmeliyim, gerçekten de yakışıklıydı. "Bay Kim zevkliymiş." Dedim sırıtarak.

  Derin bir nefes verip konuştu. "Buraya sizinle ilişkimi konuşmaya gelmedim. Hastalarımız hakkında konuşmaya geldim. Bu yüzden lütfen ciddiyetinizi koruyun."

  Sırıtmamı da geri yutup yüzüme samimi bir gülümseme yerleştirdim. "Pekala, o zaman baştan tanışalım. Ben Han Jisung."

  "Bang Chan." Dedi uzattığım eli sıkarken.

  Korece telafuzlarından da anlayabileceğim üzere kendisi yabancı olmalıydı. Yine de emin olmak için "Yabancı mısın?" Diye sordum.

  Kafasını sallarken "Kore-Avustralya melezi." Dedi. Bazen böyle insanların şanslı olduğunu düşünürdüm. Ben de melez olsaydım şu anda kendi etrafımda dönen iki dünyam olabilirdi.

  Düşüncelerimi dağıtarak işime odaklandım. Şu an sadece kimi seçeceğimi düşünmeliydim. "Seungmin sana ne istediğimden bahsetmiştir büyük ihtimalle. Aslında ondan direkt dosyaları istemiştim ama seni yollamayı uygun gördü."

  "Biliyorum ve bu işe başından beri karşıyım." Dedi kararlılıkla Chan.

  Kaşlarım çatılırken "Neden?" Diye sordum. Planımın kötü bir yanı yoktu ki.

  Laflarını tükürürcesine sıraladı. "Çünkü hastan psikopat. Benimkilerden de biri şizofren diğeri de bipolar. Bu üçlüyü birleştirmek sence mantıklı mı?"

  "Neden olmasın ki? Birbirlerine iyi gelmeyeceklerini nereden bileceksin?" Tek kaşımı kaldırıp sorularımı sıraladıktan sonra bana gözlerini devirdi.

  "Bir şizofreni hastasını kandırmak kolaydır. Ayrıca bir bipolar manik halindeyken her deliliği yapabilir. Psikopat bir hasta da etrafındakilere duygusuzca zarar verebilir."

  "Yani? Bu birlikte etrafa zarar verecekleri anlamına gelmiyor. Ayrıca Minho şu ana kadar gördüğün psikopat hastaları gibi değil. Agrafobisi de var. Sadece bakışları ile zarar vermeyi tercih ediyor. Hem yanlarında ben de olacağım. Bir şey olacağını sanmıyorum." Dedim ve omuz silktim.

  "Ne biliyorsan onu yap o zaman. Ben karışmıyorum." Deyip elindeki iki dosyayı önüme koydu. "Lee Felix, bipolar bozukluğu var. Kuzeninin ölümüne kadar hastalığını güzel saklamış ama kuzeninin cenaze töreninde kahkahalarla gülmesi onu ele vermiş. İlaç kullanmayı sevmediği için ilaçları zorla vermeye çalışıyoruz. Şu anda da manik halinde. Diğer hasta ise Yang Jeongin, şizofreni hastası. İlaçlarını kullanmakta bir sıkıntı çıkartmıyor ama işe yaradığını söyleyemem. Belki de bizi kandırıyordur. Sonuçta ilaçları içmesi demek hayali arkadaşının yok olması demek."

  Jeongin'in dosyasını açıp incelerken konuştum. "Ah, pekala. İkisi de iyileşmemekte ısrarcı yani."

  Kafasını sallayıp derin bir iç çekti. "Aynen öyle. Bu yüzden haftalardır etmediğim kavga kalmadı. Aileler çok sinirliler. Seninkinin ailesi olmadığına şükretmelisin."

Psycho °Minsung° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin