5. Bölüm: Gecenin Karanlığı

6.4K 226 128
                                    

Hepimiz Ramazan Bayramı kutlu olsun! Nice birlikte bayramlarımız olur umarım. 🖤

Multimedya: Artun Doğancı

Bölüm Şarkıları:

Emre Aydın - Dayan Yalnızlığım
Emir Can İğrek - Zemin

Gecenin karanlığı neleri gizleyebilirdi?

Neleri yok edebilirdi karanlık geceler?

Acıyı, özlemi, ihaneti, yalnızlığı...

Belki de hiç birini yok edemezdi. Gecenin karanlığı belki de sadece bir maskeydi. Gerçekleri yok etmeyen, sadece saklayabilen bir maskeden ibaretti geceler.

Benimde tek maskem gecelerdi işte. Her gece huzur bulduğum gökyüzünün altında şimdi gerçeklerle boğuluyordum. Her nefes aldığımda canımın acısı gerçeklerle karışıyordu. Ve ben bu zamana kadar bir kâbusun içinde yaşadığımı sanırken aslında bir peri masalında olduğumu şimdi anlıyordum.

Benim korkunç gerçeklerim aslında benim iyi günlermiş de ben fark edememişim. Artun ile o gecenin ardından bir daha denk gelmemiştik ve bu aslında benim işime geliyordu çünkü elimde tuttuğum kâğıtta yazan gerçekle yüzleşeceğimi bilmiyordum. Artun haklıydı ve bu benim onunla konuşmam gerektiği anlamına geliyordu.

Annem hamileydi.

Bunu ona da söylemem gerekiyordu ama nasıl söyleyebilirdim ki? Nasıl diyebilirdim annem babamı aldattı diye? Madem hayatında başka birisi vardı o zaman ne diye bizi o adama mecbur bırakmıştı? Ne diye bunca sene zulüm çektirmişti? Madem annem babamı aldatmayı göze alabilmişti o zaman biz neden o adamın yanında kalmıştık?

Kendi içimdeki çıkmazı öyle bir karıştırmıştım ki kendi çıkış yolumu bulamaz olmuştum. Canımın acısı öyle çoktu ki kendimi hissedemez olmuştum. İçimin yangınları içimi bomboş ediyordu ama acı asla gitmiyordu.

Elimdeki dosyayı sinirle yatağımın üstüne atıp kendime fikrimi değiştirme izni vermeden odadan çıktım ve merdivenleri hızla inerek boş salonu gözlerimle taradım. Artun burada değildi ve evde olmama ihtimali çok yüksekti. Zaten eve gelip gelmediğini bile bilmiyordum ama onunla konuşmam gerektiğini biliyordum çünkü gerçeklere beni götürebilecek tek kişi oydu. Mutfağa yönelerek derin bir nefes aldım ve tezgâhın başında yemekle uğraşan Feride Hanım'a biraz daha yaklaşarak kapıya yaslandım. Annem gibi yemek yaptığını biliyordum ama aklıma gelen hiçbir anıyı görmek istemediğim için başımı iki yana sallayarak kendimi duygularımdan ve hatıralarımdan sakınmaya çalıştım. Herkes aynı şekilde yemek yapıyordu.

"Bir şey mi istedin Eva kızım?"

Feride Hanım'ın sorusu ile kendime gelip derin bir nefes aldım ve onun bu samimiyetine kendime engel olmadan gülümsedim. Beni bir fazlalık gibi görmeden kabul edebilmesi beni şaşırtışsa da bir yandan da onun işinin bu olduğunu kendime hatırlatmak zorunda kalıyordum. Ayrıca Artun'un bu eve kaç kez bir kadın getirdiğini düşünmek bile beni geriyordu. Feride Hanım'ın misafirlere alışık olması gayet doğaldı.

"Yoksa Zeytinyağlı Sarma sevmiyor musun? İstersen başka bir şey de yapabilirim yanına," diye telaşla yeniden konuşan kadınla beraber derin bir nefes daha aldım.

"Sorun yok benim için yemek seçmenize gerek yok. Ayrıca Sarma sevmeyen birisi olabilir mi bilmiyorum," dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak. Feride Hanım benim bu halime gülse de başını iki yana sallayıp işine geri döndü. Bende derin bir nefes alıp yeniden cesaretimi toplayarak konuştum.

"Artun evde mi acaba?"

İsmi az önce düşündüğüm şeylerden dolayı boğazımı yaksa da yüzümü ifadesiz tutmaya çalıştım. Sinirlerim öyle bozulmuştu ki en ufacık şey benim gerilmeme sebep oluyordu.

DönenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin