6. Bölüm: Sessiz Çığlıklar

6.4K 219 162
                                    

Bölüm Şarkıları:

İndila: S.O.S. (Türkçe sözleri ile dinlerseniz daha iyi olur ama Türkçe sözleri ile güzel bir klip bulamadığım için koymamayı tercih ediyorum. Youtube'de aratabilirsiniz ya da istek olursa bölüm sonuna şarkının sözlerini ekleyebilirim.)

Bir insandan korkmak o insana karşı beklenti duymanıza sebep olur. Ondan korkarak beklerseniz o insanın istediği şeyi ona vermiş olursunuz.

Çünkü beklemek en büyük korkudur...

Beklerken aklından geçen onlarca şey olur. Yeri geldiği zaman kendi gölgenden bile korkarsın. Birinden korkarak beklersen en sonunda kendini kaybedersin ve o insan sana ulaşmadan sen kendi sonunu kendin getirmiş olursun. Yani ben en azından böyle sanıyordum... O evden çıkarken arkamda bıraktığım her şeye korkularımı da dâhil etmiştim. O adamdan asla korkmayacaktım çünkü bana dokunamazdı en azından ben öyle ummuştum ama her zamanki gibi yanılmıştım.

"Artun Bey lütfen zorluk çıkarmayın," dedi kapıda dikilen memur. Genç bir adamdı ve bu işte daha yeni olduğu belliydi.

"Avukatımı aramak zorluk çıkarmak mı? Sence ben haklarımı bilmiyor muyum?" Artun'un sert sesi ürpermeme sebep olurken sessizce karşımda gelişen olayları izlemeye kendimi zorladım.

"Bakın beyefendi beni anlamakta zorlanıyor gibisiniz. Sizi tutuklamak zorundayım hakkınızda çok büyük bir suçlama var ve ben burada hâlâ sabırla size laf anlatmaya çalışıyorum," dedi kendine güven aşılamaya çalışan genç memur.

"Sizi küçük bir kız çocuğunu kaçırma, zorla alı koyma ve çocuk istismarı şikâyetlerinden gözaltına alıyoruz sessiz kalma hakkına sahipsiniz," dedi genç memur nereden geldiğini bilmediğim bir havayla. Dediği şeyler benimle alakalı olmasa bu dediği şeyleri telaffuz etme şekline gülebilirdim ama olayların çıkma merkezinde ben olduğum için tabii ki gülemiyordum. Hayatımda olan her kötü şeyin odağı ben olmak zorunda mıydım gerçekten?

"Pardon siz az önce ne dediniz?"

Ortamdaki gerginlik benim sorumla bölününce önümde dikilen iki adamında bakışları beni buldu. Genç memurun acıyan bakışları yüzümdeki şaşkınlığı silerken kaşlarım çoktan çatılmıştı.

"Siz Eva Hanım olmalısınız," dedi memur belindeki kelepçelere uzanırken.

"Evet," dedim kuru bir sesle ve o anda yeni bir arabanın sesi bize doğru ulaştı ve ortamdaki gergin sessizlik yeniden bozulmuş oldu. Araba, polis arabasının hemen arkasında dururken içinden bana tanıdık olan bir yüz göründü. Babamın avukatı Efe Bey havalı olduğunu düşündüğü ama aslında saçma bir hareketle arabadan inerken derin bir nefes aldım. Efe Bey ise beni yok sayarak gözlerini yanımda duran Artun'a dikmişti ve yüzünde alaycı bir ifade vardı. İstediği şeyi elde etmiş olmanın bir tatminliğini fazlaca belli ediyordu.

"Eva, korkma artık biz geldik," diyerek bana uzanan adam ile neye uğradığımı şaşırdım. Ben korkuyor muydum?

"Ona dokunmayı aklından bile geçirme," diye konuşan Artun ile derin bir nefes aldım. Bu olanların tüm sorumlusu benken o hâlâ nasıl oluyor da beni koruyabiliyordu?

"Memur bey bu adam neden hâlâ tutuklu değil? Size verdiğim doysa da tüm suçlamalar açıkça dile getirilmiş olması lazımdı. Eve Hanım da burada size bundan büyük bir kanıt mı lazım?" Efe Bey sinir bozucu bir şekilde gülerken derin bir nefes aldım ama aldığım nefes sakinleşmeme yetmiyordu.

"Bizde tam gidiyorduk Efe Bey," dedi polis memuru ve kelepçeleri çıkararak Artun'a uzandı ve ben daha ne yaptığımı anlayamadan Artun'un önüne geçerek polis ile arasına girdim.

DönenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin