3. Bölüm: Dönüşümün Başlangıcı

6.4K 227 33
                                    

Multi-medya: Eva'nın giydiği elbise 

Bölüm Şarkıları:

Emre Aydın- Bu Yağmurlar
Kadebostany - Castle In The Snow

Dönüşüm.

Hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Peki, her dönüşüm iyi miydi? Her düşünüm mükemmel miydi?

Değildi. Bazı dönüşümler ölümdü, bazıları vahşetti. Ama dönüşüm bir kere başladığı zaman asla durdurulamazdı ve benim dönüşümün başlamıştı. Bu yolda artık geri dönüş yoktu. Benim dönüşümüm arkada iki ceset bırakmıştı ve benim onları yaşatmak için elimden hiçbir şey gelmezdi artık.

Taksi durduğu zaman yavaşça inip karşımda yükselen binaya baktım.

Doğan Holding.

Buraya adım attığım zaman her şey değişeceğini biliyordum ve bu nedense korkmama sebep oluyordu ama benim korkacak neyim kalmıştı ki? Artık geri döneceğim bir yer yoktu. Ben kendi yolumu çizmiştim ve çizdiğim bu yolda en büyük engel ben olduğum için kendimden geri kalan her şeyi de annemle birlikte o mezara gömmüştüm.

En sonunda kendime geldiğim zamansa fark ettiğim ilk şey kendimden geriye hiçbir şeyin kalmadığı olmuştu. Ben artık en çok kendime yabancı olmuştum. Tanıdığım, bildiğim Eva yoktu artık.  Aynadaki yansımamda bana bakan gözler yabancıydı. Annesinin küçük kızı artık ölmüştü o yüzden korkmama sebep olacak hiçbir şey yoktu. Ben o kızı annemin gömülüşünü izlerken kendi kanımla boğmuştum. Mezarında gözyaşımdan çiçekler vardı.

Ve o kız sustuğunda artık bana engel olacak hiçbir şey yoktu, içimde yanan ateşi söndürecek bir şeyde yoktu. İntikam artık benim nefes almamı sağlayacak tek şeydi. Derin bir nefes alarak holdingin kapısına yöneldim. Bekleyerek, sorgulayarak yaptığım tek şey zaman kaybetmekti. Kapıda duran güvenlik bana tuhaf bir bakış atsa da bir şey demeden kapıyı açınca derin bir nefes daha aldım. Belki de Artun'un verdiği adrese gitmem gerekirdi ama oraya gitmek istememiştim. İçimdeki küçük kızı öldürdüysem tamamen ölmesi gerekiyordu. Ondan taşıdığım izler bana sadece acı getirirdi.

Holdingde akşamın ilerleyen saatleri olduğu için tek tük çalışandan başka kimse yoktu olsa da umurumda olmazdı zaten. Geçtiğimiz birkaç gün boyunca insanların tuhaf bakışlarına oldukça alışmıştım. Merdivenlerin yanındaki kat planlarına yöneldim ve karışık olan kat planında gözlerimi gezdirdim. En üstte tek bir isim vardı.
Artun Doğancı.

Holdingde aynı beklediğim gibi sadeydi ama aynı evi gibi insanın karşı koyamadığı bir albenisi vardı eğer bu tasarımları Artun'un zevkine göre yapıyorlarsa Artun gerçekten tuhaf bir zevki olmalıydı.  Merdivenleri es geçerek asansöre yöneldim ve kendime bekleme payı vermeden düğmeye bastım. Stresten her yanım uyuşuyordu ama sakin ve kendimden emin gözükmek zorundaydım. Hayatın benden beklediği şeyler vardı. Yapmamı zorunlu kıldığı şeylerdi bunlar. Benim seçme şansım yoktu.

Asansörün çıktığı her katta kalp atışlarım biraz daha hızlanıyordu. Yaptığım şeyden hiç emin değildim ama yapmaktan başka ne seçeneğim vardı ki? Artık başka bir seçeneğim yoktu. Annem öldüğünde sadece kendi ruhunu alıp götürmemişti, beni, evimizi, hayallerimizi her şeyimizi alıp götürmüştü ve arkasında koca bir enkazdan başka bir şey bırakmamıştı.

Asansör durunca duruşumu iyice dikleştirdim ve kendimden emin bir şekilde asansörden inip koridora çıktım. Asansör bir koridorun başına çıkıyordu sonunda kısa bir dönüşü olan koridorun zemini tamamen camdandı. Tedirgin bir şekilde zemine baktım nasıl bir mimarisi vardı buranın? Siyah duvarlar, camdan zemin koridoru olması gerekenden daha kasvetli gösteriyordu. Koyu sarı loş ışıklarında bu havayı dağıtmakta pek bir faydası olmamıştı. İnsanlar etrafi görebiliyordu ama bunun sebebi aşağından yansıyan ışık mı yoksa buranın aydınlatmasından mı olduğunu tam anlayamamıştım. Ayrıca hava da ağır ama rahatsız etmeyecek bir çam kokusuda vardı.  En az sahibi kadar garip olan koridorda bir kez daha göz gezdirdim. Bu gördüğüm seyler yorum yapmak için çok yetersiz şeylerdi. Artun kendinden bir izi kimseyle paylaşmak istemeyen birisiydi galiba. Sonunda başımı iki yana sallayarak aklımdaki saçma düşünceleri dağıttım ve etrafı daha fazla incelemeden koridorun sonuna doğru yürümeye başladım. Koridorun sonunda bir masa vardı ve masanın başında oturan orta yaşlarında bir kadın.

DönenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin