indigent °jikook°

21°𓅪

Bölümler geç geldiği için üzgünüm
:( son zamanlarda çok tıkandığımı siz de fark etmişsinizdir. Okuduktan sonra fikirlerinizi belirtebilirsiniz 🥺💖

...

Lee Dani

Soğuk.

Dört duvar arasında hissettiğim tek şey iliklerime kadar soğuktu. Buz kesmiştim. Aylardır buradaydım. Buranın kurtlanmış, kokmuş, kurumuş yemeklerini yemekten bıkmış usanmıştım. Yerde böcekler gezip dururken yapabileceğim tek şey oturmak ve babamdan gelecek mesajı beklememdi. Evet. Babam aylardır işlerini bitirmemişti. Kendisi her ne kadar büyük ve güçlü bir adam olsa da, bu başarısızlığı göstermişti.

Babama sinirlendiğim tek konu bu da değildi. Onların işini bitirmese bile rahatsız da etmiyordu. Adamları bana ziyarete geldiğinde ikilinin uzaktan çekilmiş fotoğraflarını gösteriyor, iyice sinirden delirmeme sebep oluyordu.

O gün.. Elime bir mektup geldi. Lee Yohan'dan. Babamdan.

"Oğlum, Lee Dani

Uzun zamandır Park Jimin ve Jeon Jungkook'un peşindeyiz. Ve sana ihtiyacımız var. Sen oradan çıkacaksın oğlum. Yarın akşam. Adamlar seni oradan alacak.

Sakin kal ve hiçbir şeyi belli etme. Biz her şeyi hallettik. Sadece onlardan kurtulmak kaldı. Bunu yapabiliriz oğlum. Sana güveniyorum, sen de bana güven.

Para işini de halledeceğiz.

-Lee Yohan"

Saçma mektubu ilk okuduğumda anlamamıştım bile. Bu herif neyden bahsediyordu. Bir işi becerememişlerdi. Bana muhtaç olmaları komikti. İşime gelen tek şey yarın buradan çıkacak olmamdı. Gerisi sikimde bile değildi.

Şimdilik soğuk zemine oturup bekleyecektim. Belki de babamın planları vardı?

....
Ertesi gün

"Jungkookie"

Jungkook Jimin'e kafasını çevirdi. Günlerdir birlikte çalışmışlardı. Haliyle evde yorgunca oturuyorlardı.

"Bebeğim, bir bardak su getirebilir misin? Kolumu bile kıpırdatmıyorum, tanrım..."

Jungkook bebeğinin koltuğa yayılmış olan saçlarını okşadı. Jimin ondan daha fazla çalışmıştı kesinlikle. Bir gün içinde birden fazla sorunlu müşteriyle uğraşmışlardı. Patronları Kim Seokjin cafeye ortak olarak Kim Namjoon diye bir adamı almıştı. Adam iyi birisiydi. Bugün tanışmalarına rağmen iyi anlaşmışlar, samimiyet kurmuşlardı. Bu adam sırf kitap okumaya bayıldığı için, cafenin bir köşesini kitaplarla doldurmuş olduklarını görmüşlerdi. Müşteriler de bundan oldukça memnunlardı. Okudukları kitapları ara sıra cafeye gelip tamamlamaları, sadece kitap için gelmeleri bile onlara ek gelir sağlayabilirdi. Ve cafe daha büyük bir yere taşınmıştı. İşlek bir cadde olduğu için doğal olarak insan yoruluyordu.

Jungkook Jimin'in alnını uzunca öpüp mutfağa yöneldi. Hoseok özellikle bir kaç gündür eve gelmiyordu. Aradıklarında bir arkadaşında kalıyor olduğunu öğrenmişlerdi fakat öyle olmadığını düşünmüşlerdi birlikte. Hoseok yetişkin bir bireydi ve sevgilisi olabilirdi. Bu fikir onları bir bakımdan da mutlu ediyordu. Hoseok uzun zamandır bekardı.

Genç adam yüzünden silemediği gülümsemesiyle mutfağa girdi. Tek yapmak istediği şey sevgilisine su götürüp yanına uzanmak ve biraz dinlenmekti. O mutluluğunu sözde kimse bozamazdı. Cidden de bozamamıştı. Jungkook, yerdeki notları fark etmemişti. Raftan bir bardak çıkardı. Sakince hareket ederek suyu doldurdu. Tam o anda yerdeki lekeler dikkatini çekebilmişti. Bu lekeler ne neydi? Biraz uzaktan bakakaldı değişik lekelere. Saniyeler sonra bunun bir not olduğunun farkına vardı. Tam o anda beyninde bir sürü senaryo döndü. Kafası allak bullak oldu, ne düşüneceğini şaşırdı.