indigent °jikook°

9°𓅪

Jimin

Bugün o kadar fazla müşteri gelmişti ki kendimi yorgunlukla boş masalardan birine bıraktım. Birazdan kafe kapanacaktı. Jungkook mutfakta son işleri hallediyordu. Yavaş yavaş bu işi öğrenmişti.

Ve yarın için Jungkook'a mükemmel bir sürprizim vardı. Bunu ona söylemek için sabırsızlanıyordum.

"Gidebiliriz Jimin"

Mutfaktan çıktığında yanıma gelip montunu giydi. Ben de hemen onun koluna girdim ve yürümeye başladık. Her kafe çıkışı bunu yapıyordum.

"Aslında sana harika bir haberim var"

Merakla bana baktığında gülümsedim.

"Yarın akşam bir partiye gideceğiz!"

"Nasıl yani? Kimin partisi?"

"Eski bir arkadaşım çağırdı. Ben de fırsat bu fırsat kabul ettim. Aslında açılış gibi bir şey. Ama biz bunu partiden sayabiliriz. Hem yapılacaklar listemizde daha gerçekleştirecek çok şey var."

Jungkook

Hevesli hevesli anlattığı şeylere güldüm. Karşımda sanki dünyanın en önemli olayını anlatıyormuş gibi heyecanla konuşan bir civ civ vardı.

Yarın bir partiye daha doğrusu açılış yemeği gibi bir şeye gidecektik. Jimin ile vakit geçireceğim için heyecanlıydım.
Eve geldiğimizde ikimiz de yorgun olduğumuz için dışarıdan yemek söylemeye karar vermiştik.

"Jungkook"

Jimin bana seslenince kafamı yerden kaldırdım. Yorgunluktan uykum gelmişti.

"Sana masaj yapmamı ister misin?"

Ona sırıtarak bakarken oturduğum yerde biraz yayıldım. Ellerini omuzlarıma koyduğunda dokunması bile yetmişti. Masaj yapmaya başlamasıyla vücudum gevşedi. Bütün günün yorgunluğunun çıktığını hissediyordum.

Ne kadar zaman geçtiğini bile düşünemedim. Hala elleri omuzlarımdayken kapı çaldı. Yemek de tam gelecek zamanı bulmuştu. Seslice küfür etmek istesem de, sadece içimden etmeyi seçtim.

"Jungkookie~ yemekler geldi!"

Kesinlikle bilerek yapıyordu.

Böyle tatlı tatlı konuşmaya devam ederse kendimi tutamamaktan korkuyordum. Yerimden kalkarak hızlı adımlarla mutfağa gittim. Bir an önce uyumak istiyordum.

"Al bakalım."

Önüme tabağı koyduğunda direk yemeğe başladım.

"Acıkmış olmalısın.. Bugün ikimiz de yorulduk."

...

Nihayet yemek bittiğinde odaya çıkacaktım. Jimin'e mutfakta yardım ettikten sonra direk odaya adımladım. Kısa bir duş aldıktan sonra yer yatağına yatıp üstümü örttüm. Bugün de Jimin'in yatağında yatarsam belli ederim diye çekiniyordum.

Tam gözlerimi kapatacağım sırada kapının açıldığını duyarak bakışlarımı oraya çevirdim. Jimin.. O da yorulmuş olmalıydı.

Lavaboya girdiğinde kendimi uyumaya zorladım. Su sesleri geliyordu. Duş aldığını düşünerek bir oraya bir buraya döndüm. Kafamdaki düşüncelerden bir an önce kurtulmam lazımdı. Umarım anlamışsınızdır. -_-

Kapının açıldığını duymamla gözlerimi sıkı sıkı kapatarak kafamı yastığa gömdüm. Düşünmemeliydim...hayır.

Belli bir süre geçtikten sonra yatağa yattığını duymuştum. Gözümden uyku akarken bunu beklemiştim. Neden beklediğimi de bilmiyordum. Neyse uyumalıydım..