"Bayım! Hey! Afedersiniz. Bilekliğinizi düşürsünüz!"
Kadının ona seslenmesiyle hızla arkasını dönmüştü. Yakalanmamalıydı. Bu kadın neden ona böyle bağırıyordu onu bile tam olarak algılayamamıştı. Tüm odağı önünde yürüyen iki genç adamken, böyle saçma şeylerle vakit kaybedemezdi.
"Bakar mısınız? Bilekliğinizi düşürdünüz."
Genç kadın elindeki bilekliği karşısındaki maskeli adama doğru uzatırken, kaba bir şekilde uzatılan bilekliği almıştı. Vakit onun için çok değerliydi. Hiçbir şey söylemeden bilekliği cebine atarak, uzaklaşmış olan ikiliye yetişmek için koşar adım ilerledi.
"Bir teşekkürü hakettiğimi düşünmüştüm oysa ki.."
Kadın kısık tonda mırıldandı. Yoluna devam ederken adamın keskin gözleri kesinlikle aklından çıkmamıştı.
O sırada Dani önündeki ikilinin peşindeydi. Cadde kalabalık olduğu için pek dikkat çekmiyordu. Arada Jimin'in yanındaki uzun boylu arkalarını kollasa da onu fark etmemişti. Eh boşuna saçlarını renkli yapmamıştı dani. Artık şapka takmıyordu. Gözlük takıyordu fakat güneş gözlüğü değildi artık. Numarasız yuvarlak gözlüklü. Bu onun daha zor tanınmasını ve daha az dikkat çekmesini sağlıyordu.
İlerledikçe insanlar azalmış, büyük sokaklar yerini küçük ve dar sokaklara bırakmıştı. Havanın da kararmasıyla insanlar epey azalmıştı. İşte şehrin en tehlikeli yerlerinde, en tehlikeli zamanlardaydılar. Elindeki kitapları korumak istercesine tutan dani, sınavları yaklaşmış 7/24 ders çalışan bir inekten farksız görünüyordu. Jungkook onu görse bile tanımayacağına yüzde yüz emindi.
dani şuan Jimin'in omzunu saran kolu kırmak istiyordu. O çöp parçası nasıl yerini kaptı anlayamamıştı bile. Her şey çok hızlı gelişmişti.
Onlara yaklaştığı anlardayken çiftin kısık sesle aralarında konuştuğunu ve arada güldüklerini duyabiliyordu. Bu, cebindeki bıçağı daha çok eline almak istemesine yol açıyordu. Kıkırtılar arttıkça yumruğunu sıkmadan edemiyordu. Kaşları çatık bir şekilde çaktırmadan onlara daha çok yaklaştığında evlerine uzak bir yerde olduklarını anlamıştı. Bir süredir burada kalıyorlardı. Yeni hedefi burası olabilir miydi?
Aralarında sadece 5-6 adım kaldığında elini cebine attı. Yapacağı şey basitti. Jungkook'u boynundan kavrayıp, bıçağı sırtına geçirecekti. Jimin'in hiçbir şey yapamayacağını biliyordu. Acizce ağlayıp ambulansı aramaya çalışacak fakat her şey için geç olacaktı. Sevgilisini onun elinden alıp gururunu tatmin edecek ve mutlu olacaktı. Belki bunu yaptıktan sonra Jimin ona geri dönerdi.
İkili takip edildiklerini hissetmemişti bile. Adımları daha da yavaşlamıştı. Tek odakları birbirleri olduğu için dani işini kolaylıkla bitirip sıyrılacaktı.
Dünden cesaretliydi zaten. Bıçak çoktan elindeydi. Biraz daha yaklaştı. Yaklaştı ve yaklaştı. Adımlarını o kadar dikkatli atıyordu ki varlığı bile anlaşılmıyordu. Ani bir hareketle Jungkook'un üstüne atladığında sokakta yankılanan tek şey Jimin'in çığlığı oldu.
"Jungkook!"
Bıçağı bel bölgesine saplamıştı. Aynı yere bir kaç defa daha sapladı elindeki aleti. O sırada Jungkook daninin kollarından sıyrılmaya çabalasa da başaramamıştı. Jimin de daniyi gözyaşlarıyla sevgilisinden ayırmaya çalışıyordu.
"Yardım edin! Yalvarırım yardım edin!"
Dani hızla bıçağı çıkarıp dar sokakta koşmaya başladığında bir kişi bile yoktu. Jimin ayakta zar zor duran sevgilisinin düşmesine engel olmaya çalışarak cebinden telefonunu çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
indigent °jikook°
FanfictionJungkook'u sokaktan kurtaran Jimin ve Jimin'i sonsuz seven bir Jungkook düşünün.. 🌸07.05.2020 🌸? Jikook içerir⚠