UMAY & EMİR

4.BÖLÜM-KOMUTANIM MI??

evettt öncelikle farkındayım baya oldu yazmayalı yani en son Mart'ın 2'sinde falan yazdım. ancak sınavlarım vardı ve daha dün bitti. zaten ben size geçen zamanlarda açıklamıştım. umarım beğeniyorsunuzdur kitabımı😇hepinizi gerçekten çok seviyorum ve çok önemsiyorum mavi kalplerim💙eğer hatalı olduğum bir yer varsa saygı çerçevesinden çıkmadan bana söyleyebilirsiniz💙💙💙💙💙😍😍😍 

neyse ben sizi daha fazla tutmayayım iyi okumalar...

Uğrunda ölmeyeceğin bayrağın gölgesine sığınma. ya sahip ol, ya da defol!🐺🐺💪

UMAY ÖZTÜRKTEN..

odadan gelen seslerle gözlerimi araladım. yanımdaki sedyede bir adam uzanıyordu. üstündeki üniforması biraz.. pardon biraz değil baya kirlenmiş ve yıpranmıştı. ama ona rağmen bile çok fazla güçlü duruyordu. ayrıca bacağında ve kolunda alçı gibi ama alçı olmayan şeyler vardı. yavaş yavaş uyanmaya başlıyordu, canı acımış olmalı ki bir anda dişlerini sıktı ve hafif doğruldu. o sırada odaya benim doktorum geldi. yanımdaki adamda çoktan uyanmış ve doğrulmuştu bile ve hatta şuan bana ve benim doktoruma bakıyordu.

"Umay hanım biraz daha iyi misiniz? serumunuz bitmiş, yeni serumu birazdan hemşire gelip takar. onun dışında bir sorun var mı?" demesiyle gözlerimi devirdim. çok fazla sıkılmıştım ve kolum düne göre az ama yine de ağrıyordu. çok kötü incitmiş olmalıyım ki kolum bu kadar ağrıyor..

" Umay hanım beni duyuyor musunuz?" doktorun tekrar soru yöneltmesiyle düşüncelerimden ayrılıp doktora baktım. " biraz kolum ağrıyor. onun dışında sorun yok" dedim. hemen ardından doktor gelip koluma baktı." tamam hemşireye söylerim seruma ağrı kesici enjekte eder. haftaya kolunuzu biraz zorlayacaksınız. haberiniz olsun" dedi ve yanımda bizi izleyen adama bakıp,  "beyefendi sizin doktorunuz birazdan gelir." dedi ve çıktı.

yanımdaki kahverengi gözlü, simsiyah saçlı ve bunlara zıt beyaz tenli adam " ismin Umay demek ha? anlamı güzeldir.. asker misin? yani üstündeki üniformadan asker olduğun belli ama?" dediğinde yanımdaki adama bakıp " evet ismim Umay ve evet askerim. sizde askersiniz herhalde?" diye sordum. ne yapabilirim? sormam lazım. " evet askerim ve ismim Emir. ve ayrıca farkındayım fazla yakışıklıyım" demesiyle şaşırdım, biraz utandım da.. ben onu izlememiştim ki neden öyle bir şey deme gereği duymuştu?

" Emir demek. şey diyeceğim hep sen böyle egolu ve ukala mısındır? hayır yani öyleyse işin zor da." dememle kaşlarını çattı ve hafiften güldü. " işim mi zor? nedenmiş o? ayrıca ben hiç ukala ve egolu bir insan değilimdir. ben yalnızca vatanını ve bayrağını seven bir askerim sadece." dedi. içeri onun doktorunun ve bir hemşirenin girmesi ile irkildim. hemşire, gelip benim serumumu taktı ve ardından seruma ağrı kesici enjekte etti ve Emir'in serumunu takıp gitti.

hemen ardından da geçen gördüğüm kadın ve ailesi gelmişti. bir dakika EMİR'E Mİ GİTTİ ONLAR? yoksa Allah kahretsin karşıdaki kişi Emir Bozkurt mu??hani şu yüzbaşı olan bizim komutan! Allah kahretsin ben az önce komutanıma ukala ve egolu mu dedim?! hay ben böyle işin içine edeyim. geçen hüzünlü olan kadın şimdi o kadar mutluydu ki gözlerinden anlaşılıyordu. gözleri mutluluktan parlıyordu, aynı zamanda oğlunun bu halde olmasına üzülmüştü.  yavaşça sarılıp ayrıldıktan sonra beni gördü. bana doğru yaklaşıp " sen geçen taburda gördüğüm asker kız mısın?" dediğinde ne yapacağımı bilemedim.. " evet tanışamamıştık ben Umay.. Umay Öztürk"

dediğimde gülümsedi ve yanıma gelip saçlarımı okşadı. " bende Fatma, kızım sen benim oğlumu bulmak için mi bu hale düştün? ne oldu sana?" deyip saçımı tekrar okşadı Fatma hanım. hafif bir tebessüm edip " şey öyle sayılır ama benim hatam yüzünden oldu. pek önemli bir şey değil, başka da bir şey söyleyemem" dedim. Fatma hanım anlayışla karşılayarak saçımı tekrar okşadı ve elimi tutup " Allah ayağınıza taş değdirmesin kızım. işinizi kolaylaştırsın.." dedi. ben de gülümsedim. Fatma hanım tekrar oğlunun yanına dönerken küçük bir kız Emir komutanın üstüne atladı. belli ki çok özlemişti, onlar hasret giderirken " komutanım? özür dilerim. komutanım olduğunuzu anlamamıştım çok özür dilerim" dedim mahcup bir şekilde.