10.Bölüm-Büyü..

372 26 30
                                    

Ben geldim.. Farkındayım okuyorsunuz, seviyorsunuz ama oy çok adaletsiz değil mi? Hepinizi seviyorum Okurlarım💙💙💙💙💙💙💙💙

UMAY'DAN..

Arkamdan gelen çatırtı ile silahımı doğrultarak arkama baktım. Gözlerim kısılırken, sinirden derin derin nefes almaya başladım. Silahımı indirdiğimde sırıtmaya başlayınca o sırıtan yüzünü dağıtmak isteğim artmaya başlamıştı. Koyu kahverengi gözler bana bakarken ciddileşmeye başlayarak elimi anlıma koydum. "Emredin komutanım!" Elimi anlımdan indirerek hazır ola geçtim. Kaşlarını çattığını görünce içime bir gülme isteği doldu. Kaşlarını çatması bana korkutucu gelmiyordu aksine şeye benzetiyordum. Baykuş'a.

Yeri işaret edince gözlerimi yavaşça yere kaydırdım. Bir şey yoktu, ne demek istiyordu? Derin bir nefes vererek bir ağacın altına oturdu. Yere oturmamı istediğini anlayınca çabucak karşısına oturdum. Çatık kaşlarla bana bakarken ben de pek geri kalmıyorum açıkçası. Sert bakışlarıyla bir elime konserve tutuştururken diğer elime de mataramı verdi. Mataramı yere koyup konserveyi incelemeye başladım. Sarma konservesiydi.. Sen beni sınıyor musun ama ya? Ben aç değildim.

"Komutanım, sizin timinizin ve sivillerin başında olmanız gerekmiyor muydu?" Bir şey diyecek gibi olsa da susarak kuru fasulye konservesini açtı. O yerken ben de damağımın kuruduğunu fark ederek azıcık da olsa su içtim. İdareli kullanmam gerekiyordu çünkü görev bitene kadar ne olacağını Allah bilirdi. Gülümser gibi olsa da suratı eski haline dönmüştü. Soğuk, tek bir mimik bile oynatmadan bakıyordu. Gözleri ise eskisi gibi siyaha yakın bir kahverengi olmuştu. Yutkunduğumda biten konservesini yere koydu. 

"Eğer önündekileri yemezsen Asker! Korkarım ki açlıktan ya bayılırsın yada düzgün düşünemezsin. Bildiğin gibi bu son yemek bir dahakini yarın yiyeceğiz ve ben bir askerimin bayılmasını veya vurulmasını istemiyorum. Bu bir emirdir asker, önündeki yemeği ye!" Lanet olsun ki haklıydı. Sarma konservemi açarak yemeye başladım. Ağaca yaslanarak karşıya baktığını fark etsem de bir şey demeyerek önümdekini yemeye devam ettim. Yemeğimi bitirdikten sonra mataramdan biraz daha su içtim. 

Biraz sonra konuşma sesleri gelirken arkamı döndüm. Komutanıma göz attığımda başını onay verircesine oynattı. Bende onaylayarak bir ağacın arkasına girdim. Yaklaşan adım sesleriyle derin bir nefes aldım ve besmele çektim. Birisinin silahının namlusunu gördüğümde anlamıştım artık geldiklerini sakince bıçağımı çıkardım. Namlusunu tutup bıçağı tam böbreğinin oraya sapladığımda inledi. Silah yere düşünce ayağımla alamayacağı kadar uzağa ittim ve adamın boynunu kırdım. 

Tabancama hızlı bir şekilde susturucuyu taktım ve yerimden takla atarak çıktım. Dizimin üstüne çöküp iki kişiyi da indirirken görmemeleri için takla atarak karşıdaki ağacın arkasına geçtim. O kadar hızlı gelişmişti ki bu süre bir silahın ucundan çıkan ve karşıya giden mermi kadar hızlı idi. Telsizime dokunarak "Ozan komutanım sıkıştık! Saat dört yönündeler, tamam!" konuştuğumda kısa süre sonra onaylama ve ateş sesleri duyuldu. Silahım lanet olsun ki ağacın yanında kalmıştı bu yüzden de sıkışmıştık aslında.

"Umay, hedef sana doğru geliyor, hazır ol!" Ozan komutanımın sesiyle göremeyeceğini bilsem de kafamı salladım. Yavaşça yerimde doğruldum, benim olduğum tarafa bile dönmeden hızla koluna vurdum. Silahın yeri boylamasıyla benim iki el ateş etmem ve adamın yığılması bir oldu. Yerimden çıkarken tekrar takla attım, aynı hamlelerle yaklaşık iki kişi daha indirmiştim. Arkamı dönecektim ki enseme silahın namlusu değdiğinde içimden bir küfür ettim. Hangi köpek fark etmişti!

Silahımı yavaşça yere bıraktım. İki elimi de havaya kaldırırken doğruldum. İğrenç bir kadın sesiyle yavaşça arkama döndüğümde namlu tam yüzüme bakıyordu. Derin derin nefesler alırken bir yandan da gözlerimden ateşler çıkarcasına karşımdaki mahlukata bakıyordum. "O kadar iyi değilmişsin demek!" bozuk Türkçesiyle konuşunca sırıttım. Arkadan bir çatırtı geldiğinde kafası oraya dönerken tek hamleyle silahın namlusunu ve kabzasından tutup kendime çekmemle ateş etmem bir oldu. Kim demiş iyi değilim diye?

UMAY & EMİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin