Marinette'in kahvaltısını hazırlamak için onu uyandırmadan mutfağa indim. Doğumu yaklaştığı için o istemese de her gün kahvaltısını yatağına getirmek konusunda kararlıydım.
Bütün yiyecekleri tepsiye dizdikten sonra odamıza çıktım. Prenses uyanmış yatakta doğrulmuş şekilde oturuyordu.
"Günaydın, leydim!"
Eğilip yanağına bir öpücük kondurdum.
"Günaydın, kedicik! Senin kahvaltın nerede?"
"Ben sen yedikten sonra yiyeceğim."
Omletten çatalla bir parçayı alıp Marinette'e uzattım.
"Prensesler iyi beslenmeli, değil mi Emma?"
Elimle Marinette'in şişkin karnını okşadım.
"Bugün gerçekten çok hareketli babası, hissediyor musun?"
Elime gelen minik tekmelere güldüm.
"Şimdiden antremanlara başlamış olmalı. Aynı annesi gibi çok iyi dövüşeceğe benziyor."
Marinette güldü.
"Biz buradayken kimse ile dövüşmesine ihtiyacı kalmayacak."
Kahvaltısını bitirdikten sonra tepsiyi götürmek için elime aldım.
"Kahvaltı için teşekkür ederim Adrien."
"Her gün bunun için teşekkür etmene gerek yok leydim. Sen karnında bebeğimizi taşıyorsun ve bense sadece sana kahvaltı getiriyorum."
Kafasını eğip mavi gözleriyle bana baktı.
"Mükemmel bir baba olacaksın."
Kendi kahvaltımı da hızlıca yaptıktan sonra tekrardan odamıza çıktım.
"Hiçbir şey yemediğinden şüpheleniyorum. Nasıl bu kadar çabuk geldin?"
"Kedilerin ne kadar hızlı yiyebileceği konusunda hiçbir fikrin yok leydim."
Marinette kıkırdadı ama daha sonra yüzüne ciddi bir ifade takındı.
"Gerçekten Adrien bir şeyler yiyorsun değil mi? Yataktan çıkıp yanına gelmeme de izin vermiyorsun. Senin için endişeleniyorum."
"Gerçekten yiyorum Marinette. Merak etme her şey yolunda. Şu an tek düşüneceğin şey bebeğimiz olmalı ve şimdi ben ona güzel bir masal okuyacağım. Şimdi Nathaniel ve Marc'ın Kahraman Prensesler kitabı nerede onu bulmalıyım."
Kalkıp kitaplığımızdaki kitapları gözden geçirmeye başladım.
"Adrien!"
"Biliyorum biliyorum bu kitabı beş kez okudum ama sorun olmayacağını düşü-"
"O değil, bebek!"
Arkamı döndüğümde bana endişe ile bakan bir Marinette gördüm.
"Plagg pençeler!"
"Hayır Adrien bunu konuşmuştuk, lütfen."
Evet evet bunu konuştuk. Onu Kara Kedi olarak daha hızlı hastaneye götürebileceğimi biliyorum ama Marinette birinin bizi görme ihtimaline karşı ve mucizeleri kişisel çıkarlarımız için kullanmamızı istemiyor. Bu acil bir durum da olsa umurunda değil.
"Seni sadece arabaya kadar taşıyacağım tamam mı? Şimdi derin derin nefes al ve ver."
Marinette'i arabaya götürdükten sonra o kadar hızlı hastaneye vardık ki o an yaşanan neredeyse hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım Marinette'i sözlerimle rahatlatmaya çalışırken arabayı hiçbir yere vurmamaktı. Özel bir şoför istememek pek de iyi bir fikir değilmiş. En azından hamile eşini hastaneye yetiştirirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulan Mucizeler (Miraculous) [Tamamlandı]
Fanfiction∆Özel bölümler gelecek! Marinette gözlerini açtığında gördüğü ilk şey ona bakan yemyeşil gözlerdi. Tanımadığı yemyeşil gözler... *Bu kitabın çoğu 4. sezon çıkmadan önce yazıldı.*