𝒀𝒐𝒖𝒏𝒈 𝑮𝒐𝒅 ~𝒉𝒂𝒏 𝒋𝒊𝒔𝒖𝒏𝒈

𝙸𝚗𝚝𝚎𝚛𝚟𝚒𝚎w W𝚒𝚝𝚑 𝙰 𝙺𝚒𝚕𝚕𝚎𝚛~6

Chan onu ofisine götürürken Lucas kuru bir şekilde, "Bu yerde yaptıklarınızı seviyorum," diye haykırdı. "En son geldiğim zamanki kadar iç karartıcı."

Polis kaptanı, koltuğuna çökmeden önce dedektife kirli bir bakış atarak içini çekti. Çoğu ofis gibi Chan'ın da koridora açılan pencereleri vardı ama o jaluzileri sıkıca kapalı tutuyordu. Sadece arkasındaki pencereler zayıf bir güneş ışığını içeri alıyordu. Masası düzgün ve düzenliydi - bu şekilde kalmasına özen gösterdi - ama el değmemiş belge ve dava dosyalarının tepesine yığılmış dağ onu tedirgin etmeye başlıyordu.

Diğer polis memurlarının aksine, Chan çalışma alanında herhangi bir resim veya kişisel, duygusal şeyler saklamazdı; Geçmişteki polis kaptanlarının çerçeveli resimleri duvarları sıraladı ve çaresizce sulamaya ihtiyaç duyan saksı bitkisi köşeye oturdu. Kendi babasının ve annesinin - eski polis şefi - yüzleri karakolun çevresinde sergilendiği için, herhangi bir aile fotoğrafı getirme ihtiyacı hissetmedi.

Chan, "Ofisine bir ziyarette bulunmak istiyorum Lucas," diye cevapladı, parmaklarını kırpılmış siyah saçlarının arasından geçirerek. "Açılmamış evrak işlerinde ve boş kahve fincanlarında boğulduğuna eminim."

Lucas arsız bir gülümseme atmadan önce, "Ofisimi çok beğendim, çok teşekkürler," diye itiraz etti. Chan'a bir kızgınlık ve sevecenlik dalgası verdi - sadece uzun süredir arkadaşlarınızdan aldığınız türden bir karışım. "Tüm soğuk vakalar beni sıcak tutuyor."

Chan, arkadaşına oturması için işaret vermeden önce ciddileşerek güldü. Aramızda bir katil yürüyor Dedektif Wong. Bu çok ciddi bir şey -"Lucas, Chan'ın masasından iki tane başıboş kalem almış ve bunları birbirinin üzerinde dengelemeye çalışıyordu. "Wong Yukhei!"

Lucas arkasına yaslanarak içini çekti. "Onu senin için yakalayacağım, sorun değil. Bana Dedektif Wong demenin beni korkuttuğunu biliyor musun?"

Chan başını salladı. "Hiç ipucumuz yok ve tek tanık..." not defterine baktı ve parmakları Yang Jeongin adlı yer imlerine konulmuş sayfaya indi.  "... Komada. Suçlar kampüste veya sokağa çıkma yasağından önce kapıların hemen dışında gerçekleşir. Tek bildiğimiz, katil herkesin tanıdığı bir çocuk olabilir. "

Lucas başını salladı. "Yangının kurbanı ile bu sabah olay arasındaki ilişkiyi hâlâ araştırıyoruz, ama kesinlikle oradalar. Aynı zaman diliminde meydana gelen "aynı yaşta ve" tabii ki kaba kuvvet işaretleri. Belgeleri ve adli tıp görevlisinin sonuçlarını bekliyorum, ancak bunu kesin olarak bir seri katil davası olarak sunuyorum. "

"Peki. Hiçbir tanık öne çıkmadı ve her iki sahnede de suçlayıcı bir kanıt bulunamadı - "Chan şakaklarına masaj yaparak iç çekti." Gözlerinizi dört açın Dedektif."

"Geri döner dönmez dava dosyasında başlayacağım. Ve siz-" Lucas, Chan'ın masasındaki evrak dağına anlamlı bir bakış attı, "önünüzde çok fazla ışık var gibi görünüyor." Kıkırdadı ve döndü, genç polis kaptanının kağıtları karıştırırken inlediğini duydu. 

Ofisten çıkar çıkmaz, Lucas'ın yüzündeki şakacı sırıtışı düştü, gözleri kısıldı ve ciddileşti. Kapıda onu bekleyen cinayet şubesinin genç üyesine döndü. "Bana bir Americano getirin, lütfen. Dört shot espresso ile." 

"Dört shot? Efendim, sanmıyorum-"

"Beş olsun," diye düşündü sarışın dedektif, not defterini kapatıp hızlı bir şekilde karakoldan dışarı çıkarken, telaşlı stajyer zar zor arkasından ayak uyduruyordu. "Elimde bir dava var ve çözülene kadar uyumayı planlamıyorum."