14. Bölüm - Gülsene bir kere

341 58 146
                                    

** Şarkıyı da dinleyin derim ve yorum istiyorum çünkü bu bölüm benim hoşuma gitti, sizin de gider inş *-*

Neyse iyi okumalaaarr ♥♥

**** (31 Aralık – Yılbaşı Gecesi)

Merdivenlerden gelen ses ile izlemekte olduğum diziyi durdurdum ve başımı arkaya atıp o tarafa baktım. Sehun, elleri kotunun cebinde alt kattan çıkıyordu.

"Sehun." Tam da üst kata yöneleceği sırada ona seslenip bana bakmasını sağlamıştım. Bakışları bana dönerken hızlıca yerimden kalkıp yanına gittim. "İşin bitti mi?" ellerim arkamda sallanarak sorduğumda beni baştan aşağıya süzmüştü.

"Bitti." Onayı üzerine başımla solumuzda kalan tarafı işaret ettim.

"Bugün yüzme dersi günü..." şu anda bunu söylerken biraz çekiniyordum çünkü dersi genelde Sehun hatırlatırdı. Ben de ona ayak uydururdum. Fakat bu sefer her zamanki saati geçmişti. Muhtemelen işi çoktu ve unutmuştu. O yüzden bu seferliğine ben hatırlatmak istemiştim. Çünkü onunla olan yüzme saatlerimizi seviyordum. "Sen... Unuttun galiba."

"Unutmadım." ellerini cebinden çıkarıp saçını kaşıdı. "Ama bugün yapamayacağız."

"Neden?" düşünmeden bir anda sormuştum ama sonrasında pişman olmuştum. Çünkü buna mecbur değildi. Ben keyifli vakit geçireyim, öğreneyim diye çabalıyordu. Oysaki ona kattığı hiçbir şey yoktu.

"Bilim kurulunun toplantısı var. Onun için hazırlık yapıyordum, şimdi de duş alıp giyinmem gerek." Dedikten sonra kısa bir an ekrandaki açık olan diziye baktı. Ardından bakışları yine bana döndü. "Burada olduğunu fark etmedim. Ben de sana söylemek için odana çıkıyordum."

"Ağh. Anladım." Onunla vakit geçiremeyecek olmak biraz üzmüştü ama bunu belli etmemeye çalışıyordum.

"Her yılın son günü tüm yılın değerlendirmesi yapılıyor. Ben baş üyelerden biri olduğum için gitmek zorundayım."

"Sorun değil. İşin daha önemli."

"Sen de önemlisin." Bakışları yumuşak bir hal alırken boğazını temizleyip ekledi. "Deneyimsin sonuçta."

"Tabii, deney..." Yüzüme buruk bir gülümseme eklemiştim çünkü bu söz... Bir miktar kırıcıydı. İlk cümlesi ve sonrasında yaptığı açıklama buruk tebessümümün sebebi olmuştu. "O zaman... Sen hazırlan." Beni başıyla onayladığında birkaç adım geriledim. O da üst katın merdivenlerine doğru yönelmişti ki aniden durup bana döndü.

"Akşam yemekte de olamayacağım. Muhtemelen geç dönerim. Ama dolapta yemek var, ısıtıp yersin." Ona 'ama bugün yılbaşı' demek istemiştim fakat bunun yerine başımı sallayıp kendisini onayladım. Planım onunla beraber güzel bir yemek yiyip akşam yeni yıla onunla girmekti. Ama anlaşılan o ki tek kalacaktım. Belki yeni yıla bile tek başıma girecektim.

"Hallederim. Sen hazırlan, toplantıya geç kalma." Ufak bir tebessüm sunup eski yerime ilerlemeye başladım. Bir süre Sehun'un orada durduğunu hissetmiştim fakat ona dönüp bakmadım. O da en sonunda tekrar yukarıya çıkmaya başlamıştı.

****

Odamdan bilgisayarımı almak için üst kata çıkarken adımlarım oldukça uyuşuktu. Kendimi ruhsuz hissediyordum çünkü keyfim de enerjim de yine düşüktü. Sehun'un akşam yanımda olmayacak olması biraz canımı sıkıyordu.

Burada yalnızdım ve o, yalnızca bedenen yanımda olduğunda bile bu hissim hafifliyordu. Bu yüzden özellikle de bugün onu yanımda görmek istemiştim. Tek başına, yalnızlığı hissederek yeni yıla girmek istemiyordum. Eski bir deyiş de olsa yeni yıla girersen öyle devam eder derlerdi. Evet, bu öylesine bir cümleydi ama yine de inanıyordum işte. Bu seneyi yalnız geçirecektim.

THEMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin