****
"Luhan." Giyinme odamdayken Sehun aniden içeriye girdiğinde gözlerimi irileştirip ona baktım. Sesindeki aceleci ton yüzünden ne diyeceğini merak etmiştim.
"Ne oldu?"
"Hani şimdi biz sevgili olduk ya?" dudağının bir yanı yukarı kıvrılıp geri düzeldi. Sanki bunu söylemek ona zevk veriyordu.
"Evet?"
"Sevgililer neler yapar? Notlarımda bununla ilgili pek bir şey yok ve ben ne yapacağımı bilmiyorum." Sorduğu soru kahkaha atmama neden olmuştu. Tanrım! Her iki evrenin de en sevimli adamı olabilirdi şu anda.
"Bunun için miydi bu ses tonun?"
"Ne vardı ki sesimde?"
"Heyecan?"
"Öyle mi?" boğazını temizleyip sesini düzeltti. "Peki ya şimdi?" sesi biraz daha tok çıkarken sırıtmadan edemiyordum.
"Daha az heyecanlı."
"Güzel." Ses tonunu bozmadan devam etti. "Sevgililer ne yapar?"
"Bilmem." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Onunla böyle flört eden hareketlerde bulunabiliyor olmak bile hala hayal gibi geliyordu. "İçlerinden ne geliyorsa onu." Omuzlarımı silktim. Bunu belli bir kalıba sokup onu tedirgin etmek istemiyordum. İçinden geldiği gibi davrandığında yeterince güzeldi zaten.
"O zaman..." bana yaklaşıp burnuma bir öpücük kondurdu. "İçimden bu geldi." Mesafemizi açmadan yüzüme bakmaya başladı. "O kadar çok kez seni öpmek, sana sarılmak isteyip kendime engel oldum ki... Şu anda sadece öpüp sarılmak istiyorum." söylediği şey hem güzel hem de acı veren bir cümleydi. Ve haklıydı da, o hissi biliyordum. Bana da defalarca kez olmuştu. Bu yüzden de ona sıkıca sarıldım.
"Artık kendini engellemene gerek yok." dedikten sonra çenemi omzuna yasladım. Onun ise eli çıplak sırtımda yerini buldu. Ve ben elinin sıcaklığını hissettiğimde anca ne durumda olduğumu fark edebilmiştim. Üstsüzdüm. Hatta giyindiğim için üzerimde sadece iç çamaşırı vardı, yarı çıplaktım. Sehun'un telaşlı hali yüzünden aklımdan çıkmıştı.
Her şeyi idrak ettiğimde ise onu itip birkaç adım geriledim. Ardından pufun üzerindeki kıyafetlerle üzerimi kapatmaya çalıştım.
"N-Neden yarı çıplak olduğumu söylemiyorsun?"
"Ne halde olduğunu bilmiyor muydun?" gözleri irileşirken boğazımı temizledim.
"Sen öyle bir anda girince... Unuttum." Bakışlarımı yüzünden kaçırmıştım çünkü biraz utanıyordum. Evet, dün gece onunla çırılçıplak bir halde sevişmiş ve öyle de uyumuştuk ama ikisi farklı şeylerdi. O anda var olan duygudan çıplak olduğunu umursamıyordun bile.
"Üzgünüm." Bir adım geriledi. "Ben sorun etmediğini düşündüğüm için bir tepki vermemiştim." Yüzünde üzgün bir ifade vardı. Bu beni de şu anda pişman ediyordu.
"Ben biraz fazla tepki gösterdim galiba." Elimdeki kıyafeti yavaşça göğsümden indirdim. "Daha fazlasını yaşadık." Sehun bir adım daha geriledi. Ben ise tepkimden pişman olup ona adımladım ve elini tuttum. "Sorun yok." inanmak için gözlerime dikkatle baktı. "Gerçekten."
"Pekala." Bakışları biraz omuzlarıma düştü. Ardından parmağı köprücük kemiğim oralarda gezindi. Ne yaptığını anlamak adına ben de aynı yere baktığımda oradaki morluğu görmüştüm. Ben buradayım, biz seviştik diyordu. "Burası..."
"Dün geceden önce yoktu." onun yaptığını anlatmak için mırıldandım.
"Ben bir krem hazırlasam iyi olur."
