37. Bölüm - Bir umudum var

231 42 100
                                    

** Umarım son bölümlerde yarı yarıya düşen ilgi biraz olsun toparlar, zaten finale son birkaç kaldı. Üzmeyin oppanızı :(

Bölüme de yine harika uyumlu bir şarkı seçtim, bakmanız sizin yararınıza nkdvnfk

İyi okumalar

**** (2 gün sonra)

Evden fazla çıkmak istemediğim günlerdeydim ve bu ruh halime de yansıyordu. Enerjim düşüktü, halim yoktu. Hasta değildim ama ruhum hastaymış gibi hissediyordum. Bu yüzden de arkadaşlarım dönüşüm şerefine sürekli bir şeyler yapmak isterken ben jet lag bahanesini sunuyordum. Onları çok seviyordum ama açıkçası son olaylardan sonra ev insanı olmuştum. Ayrıca dışarıdaki dünyada kendimi yalnız ve yabancı hissetme durumunu da henüz aşabilmiş değildim. Saçmaydı ama öyleydi.

Şimdi ise kapıda arkadaşlarım ellerinde poşetler, yüzlerinde büyük tebessümler ile bana bakıyorlardı.

"Ee?" Junmyeon yüzündeki gülümsemeyi silmeden söylediğinde boğazımı temizleyip kenara çekildim.

"Girsenize."

"Sana sürpriz yapalım dedik." Yuta neşeyle şakıdığında bunun cidden bir sürpriz olduğunu belirtmeden geçemeyecektim. Ama içimden.

"Ne iyi yapmışsınız." Onlar tek tek içeriye geçmiş ben de arkalarından kapıyı kapatırken söylemiştim. Yanlarına vardığımda ise Minhyuk elindeki poşeti sehpaya bıraktı.

"Gelirken sana biraz Tteokbokki de aldık. Evde fazla bir şeyin yoktur diye." Dedikten sonra suratını buruşturdu. "Gerçi seninki kadar iyi olamaz ama bu da sevdiğimiz yerden."

"Teşekkür ederim. Yine çok düşüncelisiniz hepiniz." Gözlerimi tek tek hepsinde gezdirirken bu dediğimde samimiydim. Düşünceliydiler ama bir yanlışları vardı. Evimde dolusuna yemek bulunuyordu. Ben ise sadece söz verdiğim için birkaç lokma bir şey yiyordum, hepsi buydu. Canım çok fazla istemiyordu.

"Bu çiçekler de ne böyle?" Mutfağa doğru ilerleyen Baekhyun, 'beni unutma çiçeğini' görmesiyle duraksayıp ona yöneldi. "Ne kadar güzeller."

"Öyleler." Herhangi bir ihtimale karşı Baekhyun'un yanına hızlıca ilerledim. Çiçeğe zarar verecek ya da bir şey görecek değildi ama kendimi panik içinde hissetmiştim işte.

"Sen ve çiçek?" Hyun Woo konuşan kişi olduğunda onların olduğu tarafa baktım. Baek ve ben hariç hepsi koltuklara yayılmış şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.

"Hoşuma gittiler."

"Sen çiçek sevmezsin ki." Hyun Woo yeniden konuştuğunda suratımı buruşturdum. Tamam, sevmezdim ve sanırım bunu biraz fazla dile getirmiştim.

"Öyle ama bunlar güzel geldi gözüme." Dedikten sonra bu durumdan kaçmak adına Baekhyun'a döndüm ve onu iteklemeye başladım. "Boş verin şimdi çiçeği. Yemek yiyelim." Onu benimle beraber bir şeyler hazırlaması için mutfağa sürüklemiştim çünkü çiçek hakkında konuşmak istemiyordum. Bu canımı yakıyordu. Ona sadece bakmak güzeldi.

****

"Ben evde yemek yoktur dedim ama..." Minhyuk eliyle orta sehpadaki mezeleri gösterdi. "Bir sürü şey varmış." Sehun'un benim için yaptığı ve aldığı şeyleri söylüyordu. Aslında bana kalsa onları açığa çıkarmak istemezdim ama Baekhyun görmüştü, mecbur kalmıştım. Böyle diyordum ama aslında kıskanç biri değildim. Elimdeki son parçayı bile arkadaşlarımla paylaşırdım ama onlar... Sehun'un eli değmişti. Ben bile yerken kıyamıyordum.

"Vay be!" Junmyeon ağzına attığı mezelerden birini beğendiğini belli ederken yüzüme bir gülümseme ekledim. "Nereden aldıysan bana da adresini ver. Çok güzel olmuşlar." Bunu öylesine söylediğini düşündüğüm için üzerinde durmamıştım. Sadece gülüyordum.

THEMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin