Bir

277 38 31
                                    






Yeosang

Odama girdiğimde Yunho hyungu görmemek bana iyi gelmişti. Yoksa şu an gereksiz yere sorgulayacak ve ben anlatmayınca daha fazla üsteleyecekti.

Gözümdeki durmak bilmeyen yaşları elimin tersi ile silip dolabıma yöneldim. Elime aldığım siyah eşofman takımını alıp yatağa bıraktım. Çekmeceden aldığım siyah iç çamaşırımı giyip üstüme de çıkardığım eşofman takımını geçirdim.

Şu an alınganlık yapmam bile sanırım saçmaydı. Yani onlar her zaman pastamı yerdi, ya da dolaba koyduğum çoğu şeyi sormadan yerlerdi.

Ama üstündeki mumları da mı farketmemişti?

Omuzlarımı indirip dolaptaki hediyesini aldım ve yatağıma bıraktığım sırada kapı çaldı. Ardından yavaşça aralandı. Kapıda gördüğüm hyungum ile paketi yastığımın altına tıktım.

"Gelebilir miyim Yeosang?"
"Elbette hyung, bir şey mi oldu?"

Burnumu çekip konuştuğumda gözü yüzümü talan etmişti. Bir kaç saniye gözlerime bakmış ardından kapıyı kapatıp Yunho'un yatağına yani tam karşıma oturmuştu.

"Evet hyung?"
"Pastayı yediğimiz için üzgünüm, yani çocuklar adına da senden özür dilerim."

Omuz silkip gözlerimi önemli değil anlamında kapatıp açtım. "Sorun değil hyung bunun için gelmene bile gerek yoktu."
"Emin misin?"

Başımı hızla salladım ve ağladığımdan dolayı gözlerim kapanmaya başlamıştı. Yastığa başımı koyup onun siyah irislerine bakarken ayağa kalkmıştı. Gideceğini anladığımda içimde bir burukluk olmuştu.

Yalnız kalmak istemiyordum sanırım. Bıkmıştım yalnızlıktan.

"Kaldır kafanı."
"Ne?" Başımda dikilip bana bakarken yavaşça başımı kaldırdım. Yastığı kaldırdığında paket ortaya çıkmıştı. Tek kaşını kaldırıp bana bakarken kutuyu alıp yatağımın kenarındaki çekmeyece attım.

"Nedir o?" "Hiç.."  göz devirip yastığı kaldırdığım yere oturdu ve başımı dizlerine koydu. "Ne yapıyorsun hyung." Eli alnıma giderken hafifçe masaj yapmaya başlamıştı.

"Başına masaj yapıyorum. Hadi sende kapat gözlerini ve biraz dinlen."
"Ama uyuyamam hyung."
"Neden?"

Nasıl diyebilirdim ki Wooyoung ile ayrıldıktan sonra doğru düzgün uyuyamadığımı. Biz sürekli sarılarak uyurduk ve bende anlamsız bir şekilde alışkanlık yapmıştı. Sanırım uyurken güven verici bir yerde, bir kolda olmayı seviyordum.

"Şey... ben bir şey dinlemeden uyuyamıyorum da."
"Oh, şarkı söylememi ister misin?"

Gözlerim şaşkınlık ile açıldı. Hwa hyung bana şarkı söyleyecekti, hah güldürmeyin beni.

Kulağıma dolan mırıltısı ve başımdaki elleri ile istemsizce gözlerimi kapatmıştım.
Ne zaman uykuya daldığımı anlamamıştım bile ve bu uzun bir süre sonra ilkti.

Güvende bir uyku çekmek uzun süredir en çok istediğim şeydi. Ve sanırım şu an güvenli birisinin kucağındaydım. Hwa hyungumun.


Wooyoung

İçimi kemiren kurt ile San'ın kollarından çıktım. Yeosang'a öyle davranmamalıydım. Onu en iyi ben tanıyordum ve nasıl kırılgan olduğunu en iyi ben biliyordum. Eğer kırılıyorsa içinde yaşar dışarıya belli etmezdi. Öyle sanardı ama eğer kırgınsa dışarıya karşı tamamen soğuk olurdu. Gülüşleri yapmacık bakışları bile hep kırgın olurdu.

Yeosang'ın kapısına gelip tıklattım ve ses gelmeyince kapıyı araladım. Gördüğüm manzara ile dudaklarım şaşkınlık ile aralanmıştı.

Yeosang, Seonghwa'nın dizlerine yatmış ve uyuya kalmıştı. Seonghwa hyungun eli ise Yeosang'ın saçındaydı.

Anlamsızca Yeosang'a baktım. Kimsenin kucağında uyuya kalmazdı o. Hatta uzun bir süre bile benimle uyuya kalmamıştı.

Daha fazla beklemem saçma olduğu için kenardaki pikeyi Yeosang'ın üstüne örttüm. Ardından Seonghwa hyungun koluna dokundum.
"Hyung... sırtın tutulcak."

Bir kaç dokunuşumda gözlerini aralamış ve etrafa bakınmıştı. Beni görünce olayları anlamış ve başını sallayıp yavaşça oturduğu yerden kalkmıştı.

Yeosang'ın başının altına yastığını yerleştirmiş ardından bana dönmüştü. "Sen neden geldin?"
"Yeosang'ı merak ettim."

"Sinirleri bozulmuş... ve Woo biraz onunla vakit geçirmelisin." Omuz silktim zaten vakit geçiriyorduk. Ne diye bunun için tripleniyordu ki?

"Zaten vakit geçiriyorum hyung."
Göz devirip bir şey demeden odadan çıktığında son kez Yeosang'a bakıp odadan çıktım.

Ardından adımlarımı San ile olan odamıza çevirdim.
"San"
"Efendim."

Yanına gidip yatağa atladım ve kollarımı beline sardım.
"Özledim~"
Aegyo ile konuştuğumda göz devirip beni altına çekmişti. Burnumu öpüp dudaklarımızı birleştirmeden önce fısıldadı, "O zaman özlemini dindirelim bebeğim."



Yeosang

Gözlerimi açıp etrafa baktığımda Hwa hyungu görmemek beni üzmüştü. Onunla uyanmak hoş olurdu, en azından mutlu olurdum.

Yataktan kalkıp minik adımlarım ile odamdan çıktım. Salona girdiğimde Yunho ve Mingi'nin oyun oynadığını görmüştüm. "Şey oturabilir miyim burda?" Mingi beni görünce yüzünü düşürmüştü. Yunho hyungta çok memnun değil gibiydi.

"İstenmediğin yerde oturmak istiyorsan elbette, gel otur." Mingi iğneleyeceği bir şekilde konuştuğunda dudağımı sarkıttım. "Şey ben üzgünüm.." odadan çıkıp yavaş adımlar balkondan çıktım.
Sanırım hiç bir zaman beni umursamayacaklar.

Bahçede sadece Seongwa hyung, Woo ve San vardı. Onlarda üçü birlikte bir şeyler konuşuyorlardı. Havuzun kenarına oturup dudaklarımı sarkıtarak suya baktım.

Ayaklarımı sokmak istiyordum ama su beni çekebilirdi. Korkuyordum sudan.

Yinede isteğimi bastıramayıp çoraplarımı çıkartıp ayaklarımı soğuk suya soktum. Bu his çok güzeldi.

"Bizim minik çocukta gelmiş... çok mu yoruldun ya?" "Anlamadım Jongho?"
"Şaşırmadım."

Mırıldanıp yanımdan geçerken hafifçe beni ittirmişti. O anki şokla bir yere tutunamamış ve soğuk suyu boylamıştım.

Ayaklarımı çırparak çıkmaya çalıştıkça daha fazla nefes alamadığımı hissetmiş ve acı ile gözlerimi kapatmıştım.

"Yeosang aç gözlerini güzelim..."

"H...hyung..."

"Aç bebeğim gözlerini kabus görüyorsun..."
gözlerimi aralayıp etrafa bakarken Yunho hyungu görünce hızla geri çekildim.
"Şişh geçti gel buraya.."

Bana kollarını sardığında ilk başta gerilsemde sıkılaşan kollarına karşılık verdim. "Ne gördün?"
"Konuşmasak olur mu hyung? Sadece sevgini hissetsem olmaz mı?"

"Olur bebeğim kay kenara yatalım beraber."
Kenara kaydığımda hızla yanıma yatmış ve sol elini saçlarıma koyup okşamaya başlamıştı.

"Kötü hissediyorsun farkındayım ama bunların hepsi geçecek ve biz hep yanındayız tamam mı? Bunu unutma."

Keşke bunu hissedebilsem hyung, keşke.


Ağlatmalı ficler 🤝 ben

Leucémie ~seongsang~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin