Sekiz

242 33 17
                                    






Wooyoung

Etrafta sinirle dolaşan Hong joong hyunga titreyerek baktım. Gerçekten çok sinirliydi.
Sebebi ise Yeosang dünden beri ortada yoktu.

Annesini aramak istemiştik ama sadece evinin numarası vardı ve evide aramıştım ama açan olmamıştı.

"Nerde bu çocuk?"
Tam Seonghwa konuştuğunda dış kapı açılmıştı ve içeriye gözleri şiş bir şekilde Yeosang girmişti.

"Balım ne oldu sana?" Yunho hızla ona doğru adımlamış ve Yeosang'ın kollarının arasına çekmişti. Eskiden olsa ben sarılırdım ve bu birazcık canımı acıtmıştı.

"Nerdeydin Yeosang?" Yeosang burnunu çekip Yunho'dan ayrıldı. "Evdeydim. Kendi evimde."
"Peki bize bir haber verme zahmetinde neden bulunmadın? Senin yüzünden programı iptal etmek zorunda kaldım!"

Hong hyung sinirle bağırdığında Yeosang dudağın dişledi. "Özür dilerim... annem rahatsızdı, ben onunla ilgilenmek zorunda kaldım telefonu elime alıp size haber veremedim."

Hong hyung sinirle başını sallayıp balkondan çıkarken Yeosang'ta hızla odasına ilerlemiş ve kapıyı kapatıp ortadan kaybolmuştu.

"Yalan mı söylüyor?" Tek kaşını kaldırıp bize bakan San'a başımı sallayıp mutfağa ilerledim. "Büyük ihtimalle."

Yeosang

Yastığıma sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım.
Kansersin Yeosang

Hızla gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. Tektim. Kimse yoktu. Gözlerimden yaşlar usulca akmaya başladığında nasıl lanetlendiğimi düşündüm.

İlk şu vitaminsizlik sonra lösemi, ve çocukların benden bıkması... neden her şey üst üste geliyordu?

"Yeosang gelebilir miyim?" Yunho hyung kapıyı aralayıp bana baktığında gözümdeki yaşları silip başımı salladım.

"Ne oldu balım anlat bana hadi?"
Bir şey yok hyung sadece kanserim.

"Bir şey yok hyung sadece Annem biraz rahatsızdı dediğim gibi, o yüzden yanında kaldım."

"Emin misin? Başka bir şey yo-" kapı hızla açılmış ve içeriye sinirden gözleri kırmızlaşmış bir adet Seonghwa girmişti.

"Yunho çıkar mısın dışarıya?"
"Ne oldu Seonghwa?"
"Bizi yalnız bırak lütfen!" Sinirle bağırdığında Yunho başını sallayıp odadan çıkmıştı.

Seonghwa hyung yanıma yaklaştığında yataktan doğrulup geriye yaslandım ve köşeye çekildim.

"Neden bize yalan söyledin?!"
"Ne yal-"
"Ne yalanı deme! Kanser olduğunu biliyorum Yeosang!" Dudağımı dişleyip başımı eğdim.

"Nerden biliyorsun?" "Annen aradı ve bana ilaçlarını takip etmemi söyledi, Lösemi ilaçlarını."

Gözümden yaşlar akmaya başlarken başımı kaldırıp yataktan indim. Seonghwa hyungun önüne gelip kollarımı beline sardım.

"Hyung lütfen kimseye bir şey söyleme, ben sizden ayrılmak istemiyorum."
"Bizden ayrılmakta nerden çıktı Yeosang? Bizden ayrılmayacaksın!"

"Eğer şirket hasta olduğumu öğrenirse beni gönderir... ben sizsin yaşayamam ki..."
ellerini çeneme yerleştirip okşadıktan sonra burnumun ucunu öptü. "Seni bırakmayacağız bebeğim, asla."

"Bırakıcaksınız şirket öğrenirse izin vermez çalışmama..." "Neden izin vermesin?"
"Çirkinleşicem... kilo vericem ve daha fazlası olucak."

Leucémie ~seongsang~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin