Yedi

253 39 56
                                    




İyi okumalar(ağlamalar) ask tanelerim



Yeosang

Çocuklar ile birlikte eve girmiş ve herkes odasına dağılmıştı. Ben odama geçmek yerine biraz hava almak adına bahçeye çıkmıştım.

Hava karanlık olduğu için havuzun ışığı açılmış ve mavi mavi parıldıyordu. Şu an havuza girmek çok istiyordum ama yüzmeyi bilmediğim için boğulma ihtimalim yüzde yüz falandı.

"Yeo havuzunun dibinde ne işin var? Düşersin gel bu tarafa." Yunho hyungun sesi ile o tarafa döndüm rüyamdaki gibiydi. Mingi ile ikisi birlikteydi.

Jongho bu tarafa doğru geliyordu. Tam yanımdan geçerken elim ile kendimi siper almak için kaldırdığım sırada bir adım geri gitmiş ve ayağım boşluğa gelmişti.
Soğuk su ile buluşan bedenim sayesinde nefesim kesilirken kollarımı çırpmaya başlamıştım.

Nefesim kesilirken burnumdan giren su genzimi yakmaya başlamıştı. Acıyla gözlerimi kaparken bir beden beni kendine çekmişti ama çok geçti. Gözlerim çoktan karanlığa gömülmüştü.

.

Dudağımın üstünde hissettiğim baskı ile hızla yerimden doğrulup ağzımdaki suları yana dönüp çıkarttım.

"Yeosang..." Wooyoung'un titrek sesini duymuştum ama cevap verecek halde değildim. "Yeosang bak bana." Çenemdeki eller ile yüzüm hafifçe yukarıya kaldırılmıştı. Gözlerimin önündeki endişeli gözler ile başımı Seonghwa'nın göğüsüne yasladım.

"İyi misin?" Başımı sallayıp bir kaç kere öksürmüştüm. Ellerimi Seonghwa'ya sarıp burnumu çekip ağlamaya başladım. "Üşüyorum..."

"Açın şurayı Yeosang'ı odaya götürelim."
Hong Joong'un sert sesi ile beni Seonghwa kucaklamış ve eve sokmuştu.

"Bu gerçek mi?" "Keşke gerçek olmasa meleğim..." "Ben özür dilerim.. başınıza dert oldum."

Bir kaç dakika sessizliğin ardından odama gelmiştik. Beni yere bırakıp dolabıma ilerlediğinde hapşırıp burnumu koluma silmiştim.

Seonghwa elindeki pijama takımımla geri dönmüştü. "İç çamaşırların nerde?" Dudağımı sarkıtıp çekmeceyi gösterdiğimde gitmiş ve bir tane çıkartıp geri dönmüştü.

"Havluyla iyice kurulan ve giyin şunu." "Peki hyung." Seonghwa arkasını döndüğünde üstümdekileri çıkartıp havluyu üstüme sardım. İç çamaşırımı giydiğim sırada etrafın kararması ile elimi yatağa atıp gözlerimi kapattım.

"Yeosang?" Kollarını bana sarıp kucağına aldığında gözlerimi hafifçe aralayıp etrafa bakındım.

Beni yatağa bırakıp ellerini yüzüme çıkardı. "Yeosang?"
"Hyung?"
"Ne oldu?"
"Bir an.. gözlerim karardı ama iyiyim."

Başını iki yana sallayıp pijamayı eline alıp bana dikkatlice giydirdi.

"Hastaneye gitmeliyiz." "İyiyim be-" "Yeosang! İyiyim demeyi kes!" Dudağımı dişleyip başımı salladım. "Şu an uyusam?"

İlk tereddüt etsede başını sallamıştı. Üstümdekili giydirip benim yatağa uzanmamı sağladıktan sonra üstümü örtüp yanıma oturdu.

Leucémie ~seongsang~ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin