Medya: Elisabeth
"Yüreğime zor geliyor bak..."
---
Alice'den
---
Son bir sene...bir sene içinde çok fazla şey olmuştu..jacob ve ben sevgili olmuştuk sonunda fakat kötülükleri durdurmaya çalışmak yüzünden fazla görüşemiyorduk...bir kaç kere kavga etsek de barışmıştık sonunda, dünya göte gelmişti, sonra tekrar düzelmişti ve az daha tekrar göte geliyordu uyuşturucu sevkiyatlarıyla. Onu da fazla gösterişli şekilde patlatarak gölge haramilerinin gücünü göstermiştik! Şimdi de fazla sessiz olan şehirde suç bekliyorduk o sırada çok saf ve masum olan arkadaşım elisabeth gelmişti
"Era bana geldi ve barışalım dedi alice...ilk başta kabul etmesem de sonrasında kabul ettim, ondan daha büyük mafyalar Çin'e çağırmış o yüzden gitmek zorunda kalmış."
"Sende bunu yedin?" Gülmüştü
"Onun yalan söylediğini hissetmedim alice. Ayrıca gerçekten üzgün gibiydi."
"Kızım, o çocuk bir mafya anlıyor musun! Onun yanında güvende olacağını sanıyor musun? Kaç kere vuruldun senin haberin var mı ya!"
"Ama...ama o beni seviyor." Göz devirmiştim, saf ve masum arkadaşım yine o mafya çocuğa inanıyordu...ne kadar inanmasını istemesem de
"Pekii, ona bir şans ver ama benimle biraz gez hı? Kafa dağıtmış oluruz."
"Kafa dağıtmak için silah lazım sadece o kadar."
"Ne kadar karamsarsın."
"Ahahaha evet öyleyim, hadi gidelim."
"Hey...banshee iyi mi?" Neyden bahsettiğimi anlamamış gibi bakmıştı
"Banshee mi? İyi de o kim ki?" Sanırım cidden kafayı yemişti bunun başka bir açıklaması yoktu, bir dakika ben en son neredeydim? Düşünmeme fırsat vermeden elisabeth elimi tutarak dışarı çıkmıştık, üstüne düşmeden dışarda koşmaya devam ediyorduk! İnsanlar yaz sıcağındaki güneşte eğlenirken biz de lunapark'a gitmiştik, ilk önce çarpışan arabalara bilet alıp birbirimize çarpıyorduk! Kahkahalarımızın biri eksik olmazken hemen sonra gondola binmiştik, bu sefer de çığlıklarımız birbirini tamamlarken gondoldan ayakta sallanarak kıkırdayıp inmiştik. Pamuk şeker almaya giderken şeytan çocuğun karşıdan geldiğini görmüştüm, adını...adını bir türlü hatırlayamıyordum! Elisabeth onu gördüğünde başını yavaşça yana eğip mavi keskin gözleriyle ona doğru bakıyordu, bende cebimde nasıl taşıdığımı bilmediğim siyah maskeyi takmıştım aramızda bir kaç metre vardı kanatlarını açtığında elisabeth'in de kanatları açılmıştı...tamam iki şeytan arasında dövüş geçebilirdi ama bu ortamda değil!
"Hey şeytan çocuk, burada dövüşemezsiniz çünkü masum insanlar var!" Sert sesiyle cevap vermişti
"Arkadaşın benden daha masum ona bakarsan." Hâlâ ona tanımamış gibi bakıyordu, eklemişti "Yazık, sanırım kafanız karıştı."
Joplarımı çıkarıp açmıştım, elisabeth'in kanatları kapandığında ona seslenmiştim
"İçindeki banshee'yi ortaya çıkar lütfen gecenin öfkesi!"
"Gecenin öfkesi kim ki?" AAGGH!
"GECENİN ÖFKESİ SENSİN! Sadece şu piçin işini bitirelim! Kanatlarını çıkar ve dövüş!"
"Bende kanat yok." ÇILDIRACAĞIM! Elimdeki jopun bir tanesini ona attığımda ne yapacağını anlamış gibi ona koşarak vurmaya başlamıştı, o korkunç şekilde kıkırdarken bende vampir hızımla ileri itmiştim fakat gülerek arkasında portal açıp ortadan kaybolmuştu, ikimizde nereye gitti diye bakarken arkadan çıkıp uçan tekme atmıştı! İnleyerek geriye uçarken elisabeth'e dönmüştü tamamen açıktaydı! Cadı kız dilini çıkararak standın arkasından çıkarken kahkaha atarak ışınlarından atıyordu, ondan kaçmaya çalışırken şeytan oğlanın elisabeth'e vurduğunu görmüştüm! Kız beni darlarken mecbur ona dönüp çelme takarak düşürmüştüm ki ninja kalkışı yaparak bana geri tekme atmıştı. Elisabeth gerçekten kötü haldeyken ona seslenmeye çalışmıştım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lunar Kiss (Negatif Öpücük)
FantasyBanshee, gecenin öfkesi ve enah. 3 kimlik arasına sıkışmış ölüm perisi bir kız... Era, kristal kanat ve erayhus. 3 kimlik arasına sıkışmış bir sağlık tanrısı.. Kötülüğün pençesinde sıkışmış bir kızı iyileştirmeye çalışan oğlan başarılı olacak mıydı...
