"Pusula kuzeyi göstermiyor ama bizde kuzeyi arıyor değiliz."
---
İlahi bakış açısından..
Bölüm şarkısı: Irish Rovers - Drunken Sailor
---
Elisabeth ve alice tekne bulmak için dışarı çıkacakları sırada elisabeth onu durdurmuştu
"Ne oldu elisa?"
"Sana göstermem gereken bir şey var alice. Bir hafta önce o adamı öldürme şansın elinden alındı ama bu şansa tekrar sahip olabilirsin."
"Nasıl? O adamı zamanda geri gidip mi öldüreceğiz?" Elisabeth hafif kıkırdamıştı
"Hayır, seni babanın mezarına götüreceğim." Alice'in bir anda gözleri dolmuştu
"Götür lütfen." Elisabeth hızla alice'i oraya uçurmuştu, belli başlı bir mezar olmadığı için toprağın altındaydı ama bir taş konulmuştu. İndiklerinde alice bir anda ağlayarak yere çökmüştü
"Baba? S-sen burada mı yatıyorsun? Kaç yıldır buradasın? 10 küsur yıldır üşümedin mi hiç? Neden üstüne bir şey örtmediler? Bir mezar bile yapamamışlar hayırsız vampirler!" Alice gözyaşları eşliğinde toprağı düzeltmeye çalışıyordu, elisabeth'in de ondan farkı yoktu. İncil'den aklında kalan duaları ettikten sonra mezarın yanına yatarak ağlamaya başlamıştı tekrar
"Seni ne kadar özlediğimi biliyor musun baba? O savaştan iki yıl sonra bile senin gelmeni bekledim, geleceğini umut ettim hep. Öldüğünü kabul edemedim. Hala kabul edemiyorum. Unutamıyorum bana kızım deyişini; kokumu içine çekişini, sarılmanı, bize yemek yapmanı, pikniğe götürmeni, bana ilk kez kan içirmeni, annemi sevmeni, beni sevmeni, telefon almanı, bilgisayar kullanmayı öğretmeni, kucağına alıp beni öpmeni," kalbi sıkışıyordu, gözyaşları görüşünü buğulaştırıyordu
"Hiçbir şeyini unutamıyorum. Senin ölmeni kabullenemiyorum, o adamı öldüremedim baba özür dilerim. İntikamını alamadım, bir kere de olsa hayatta işe yaradığımı hissetmek istemiştim. Olmadı. Bana yaşattığın her şey için teşekkür ederim baba."
---
Elisabeth, kai ve alice bir tekne bulmak için marinaya gitmişlerdi fakat paraları yoktu, alice atılmıştı. Her ne kadar sabah ağlasa da bunu kimseye yansıtmak istemiyordu
"Çalalım?" Kai şiddetle reddetmişti
"Hayır olmaz, çalmak bize yakışmaz."
"ÖNCE HEPİMİZE ŞAPKA ALMAM LAZIM, Hemen dönerim!" Alice bir anda gözden kaybolduğunda elisabeth'in telefonu çalmıştı, numara kayıtlı değildi. Açtığında barry konuşmaya başlamıştı
"Alo?"
"Enah? S-sen iyi misin? Era nerede? Neden yoksunuz? Tüm sınıf sizin yokluğunuzu konuşuyor."
"Aa b-barry bak, şey..-" Demeye kalmadan alice elinde poşetlerle çıkagelmişti
"Ee, şeytan köprüsüne korsan şapkası olmadan gitmek olmazdı öyle değil mi?"
"Şeytan köprüsü mü!? Ne şeytan köprüsünden bahsediyor alice?!" Alice'e çaresizce baktığında şapkayı takıp önüne getirerek hafif sola kaydırmıştı "Korsan oluyoruz barry."
"Korsan mı? BAŞLATTIRMA KORSANINA AMINA KOYAYIM ERA NEREDE?!"
"Bulunduğumuz konuma yarım saat içinde gelirsen açıklayabilirim." Deyip konumu göndermişti ve 20 saniye içinde turuncu ışıklarıyla barry yanlarında bitmişti sinirle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lunar Kiss (Negatif Öpücük)
FantasyBanshee, gecenin öfkesi ve enah. 3 kimlik arasına sıkışmış ölüm perisi bir kız... Era, kristal kanat ve erayhus. 3 kimlik arasına sıkışmış bir sağlık tanrısı.. Kötülüğün pençesinde sıkışmış bir kızı iyileştirmeye çalışan oğlan başarılı olacak mıydı...
