Medya: Alice
"Vakit ayrılık, hiç öpülmemiş gibi dudaklar.."
---
Erayhus'dan..
Mekan: Araf
---
İnsan sevdiklerini kaybedince ne hissederdi? Bok gibi olurdu, yaşama hevesini kaybederdi ve çok sevenler yüksek ihtimalle onun yanına giderdi..sağlık tanrısı olmama rağmen ölmüştüm ve şuan AŞIRI sıkıcı boşlukta duruyordum..neresiydi burası hiçbir fikrim yoktu..kendi kendime konuşuyordum
"Kimse yok mu!? Koskoca Araf da sadece ben mi varım yani?! DAHA ENAH'LA EVLENİP MUTLU OLACAKTIM BEN AMA!" Korkuyordum, her ne kadar bir yere uçmaya çalışsam da olduğum yere geri dönüyordum veya her yer karanlık olduğu için bana öyle geliyordu. Aklım enah'daydı, o bensiz ne yapardı? Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıydım! Etrafımda yıkık dökük duvarlar ve kapılar vardı. Koskoca Araf da tek başımaydım. Ama neden tek başımaydım ki? Veya neden Araf'taydım ki?
O sırada iki yanı ince askılı, tamamı siyah, kol tarafında iki küçük düşük kol parçası, sol tarafında derin yırtmacı ve arkasında siyah tüller bulunan bir elbise giyen ama bilinçsizce süzülen banshee'yi görmem bir olmuştu. Hızla onu kollarıma aldığımda en yakındaki duvar kalıntısına yatırmıştım. Beyaz bedeni daha çok beyazlaşmaya yüz tutmuştu, onunla uyandırmak için yüzüne hafif tokatlar atmıştım ama işe yaramayınca konuşmaya çalışmıştım
"Hey banshee, uyan! Sen iyisin, yaşayacaksın!" O sırada aniden gri gözlerini açarak sırıtmıştı! Sesi normal kadın sesi gibiydi
"Öldüm mü ki?" Rahatça nefes verdiğimde kıkırdayarak kalkmıştı
"Ne o? Öleceğim diye çok mu korktun tatlım?"
"E-evet, buraya nasıl geldin?"
"Senden ayrılamıyorum bebeğim!" Ona "ha?" tarzında bakarken yüksek sesle kahkaha atarak elimi tutup etrafında çevirmişti..tanrım, bu kız hiç mi olayın farkında değildi?
"Tabii ki senden ayrılamadığımdan değil lan, hani diyorum ya senin bedenindeyim, hani diyorum bağlıyız biz? Sen nereye ben oraya."
"Peki buradan nasıl çıkacağız?" Elini pürüzsüz çenesine götürerek düşünmüştü ama ciddi değildi
"Emm..bilmem? Araf'tayız ve buraya sürekli bedenlere girdiğim için gelmiyordum, burası aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık resmen."
"Ne?"
"Ah hadi ama, hiç mi Türk deyimi duymadın?"
"Hayır?" Gözlerini kendine devirmişti
"Doğru ya, enerji vampirliğiyle lanetlenip sürekli bedenlerin enerjisini sömürüp dokunduğun her insanı öldüren sen değildin."
"Bunun deyimle ne alakası var?" Bana ciddi misin tarzı bir bakış atarken dişleri uzamıştı, gözleri bir an mor renginden siyaha geçerken kendini tutmuştu
"Her neyse boş ver, buradan nasıl çıkacağımızı bulalım." Onu kırmış mıydım?
"EVET!" Yerimden bir anda zıpladığımda nasıl duyduğunu soramadan o cevaplamıştı
"4. perdeyi kırıp yazarın zihninden düşündüğünü gördüm ve cevapladım."
"NE!?" Kadınsı şekilde kıkırdadığında bir sonraki tuğlaya atlayıp ilerlemişti. Ağzım açık ona doğru bakarken hızla yanına gitmiştim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lunar Kiss (Negatif Öpücük)
FantasyBanshee, gecenin öfkesi ve enah. 3 kimlik arasına sıkışmış ölüm perisi bir kız... Era, kristal kanat ve erayhus. 3 kimlik arasına sıkışmış bir sağlık tanrısı.. Kötülüğün pençesinde sıkışmış bir kızı iyileştirmeye çalışan oğlan başarılı olacak mıydı...