Eve gelince büyük bir mutluluk içerisindeydik. Denizin yaralarını temizleyip. Yemek yiyip uyuduk. Gece aklıma sürekli o geliyordu. Ona hissettiğim duygu artık arkadaşlıktan çok uzakta birşey. Sürekli onu düşünüyorum. Aklımdan hiç çıkmıyor. Geçirdiğimiz günler aklıma geliyor. Bu düşünceler ile uykuya daldım. Uyandığımda daha güneş doğmamıştı. Tekrar uyumaya çalıştım ama uyuyamadım. Uykum iyiden iyiye kaçmıştı artık. Odamdan çıktım ve Denizin kaldığı odaya gittim belki uyanmıştır. İçeri girdiğimde Deniz'i kanepenin üzerinde uyurken buldum ama üstü çıplaktı. Karşısındaki koltuğa geçtim ve onu seyretmeye başladım. Muhteşem bir vücudu vardı. Karın kasları ve dövmeleri onu çok havalı gösteriyordu. Yanına gittim ve diz çöküp yere oturdum. Vücuduna dokunmak istiyordum. Sağ elimi kaldırdım ve karın kaslarının üzerinde dolaşırdım. Sonra hemen geri çektim elimi. Ya uyanırsa gözlerim dövmelerini takıldı tekrar incelemeye başladım. Sonra tekrar yüzüne baktım istemeden içimden seni öpmek istiyorum dedim. Sonra bu dediğimin ne kadar saçma olduğunu fark ettim ve hemen yerden kalkıp kapıya yöneldim. Ama bileğimi tutan buz gibi bir el buna engel oldu. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Uyanmıştı ve belkide yaptığım herşeyi biliyordu ben gelmeden önce uyanmıştı belkide. Kafamı yavaş bir şekilde çevirdim. Bana bakan iki kahverengi göz gördüm. Gözler sanki benim içimi okuyordu.
Ce: Şey bende tam gidiyor...
Beni sert bir şekilde kendine çekti üstüne düştüm. Yüz yüzeydik.
C: İstiyorsan öpebilirsin dudaklarım değerlidir
Dedikten sonra birden dudaklarıma yapıştı bir saniyelik bir öpücüktü bu. Sonrasında bileklerimi bıraktı. Ve tekrar öptü bende ona karşılık veriyordum uzun süre öpüştükten sonra. Ayrıldık kafamı kaldırdım. Ve Cellatin gözlerinin içine baktım. Ben bu anın gerçekmi rüyamı olduğunu düşünürken deniz bana;
C: Cemre hadi uyan artık
Dedi. Önce ne dediğini anlamadım sonra gözlerimi açtığımda Mervenin yanımda beni uyandırmaya çalıstığını gördüm hâlâ yatağımaydım. Hepsi rüyaymış öyle şeyler olmamış yani.
M: Oh be sonunda uyandın Hadi gel kahvaltıya herkes seni bekliyor
Ce: Denizde orada mı?
M: Evet ama neden sordun ki?
Ce: Hiç öylesine sordun
M: İyi madem öyle olsun hadi hazırlana in aşağıya
Ce: Tamam geliyorum hemen
Merve odadan çıktı ben hâlâ gördüğüm rüyayı düşünüyordum. Ne kadarda saçma bir rüyaydı öyle. Yatağından indim. Saçlarımı taradım üstümü de değiştirdikten sonra aşağı indim. Yemeğe başlamışlardı bile. Masat oturdum. Bakışlarımı Denizden olabildiğince uzak tutuyordum. Berke Behzat'a kaş göz işaretleri yapıyordu. Behzat kafasıyla onayladı
Beh: Merve birşey sorucam
M: Sor
Beh: Bugün biryerlere gitsek nasıl olur. Mesela pikniğe
M: Baş başamı?
Beh: Hayır hep beraber birlikte
M: Yani bilmem ki nedersin Yaren
Ya: Ay çok güzel olur
Be: Evet bencede çok güzel olur. Sen ne dersin Cellat.
C: Sıkıntı yok size iyi eğlenceler
Be: Bize mi? Sende geleceksin
C: Yok ya beni karıştırmayın sevmem öyle şeyleri
Ya: Aaa Hadi ama Deniz sende gel bizimle hem Cemre'de gelecek değilmi Cemre
Ce: Olur gelirim
Ya: Bak işte oda geliyor. Sende gel lütfeeen
C: Tamam tamam geliyorum
Beh: Tamam o zaman öğlene doğru yola çıkalım
Be: Aynen
Öğleden sonra saat 12:34
Beh: Herkes hazırsa gidiyoruz
M: Hazırız hepimiz gidelim hadi bas gaza
Hepimiz hazırdık piknik alanına doğru yola çıktık. Deniz cam kenarındaydı. Ben onun yanındaydım. Benim yanımda merve vardı. Yarende arka koltuktaydı. Şöför koltuğunda Behzat onun yanıda Berke vardı. Eşyalarımız çok olduğu için daha büyük bir araba seçtik. Barmenin araba koleksiyonu sağolsun. Behzat arabayı
biraz hızlı kullanıyordu. O yüzden tutunmak zor oluyordu. Behzat Bir hadisten hızlıca geçti. Hepimiz zıpladık ama ben biraz daha fazla zıpladım ve denizin kucağına oturdum. Gözlerim denizle buluştu. Hemen indim ve yerime oturdum. Merve bir bana bakıyordu birde Denize. Gülmeye başladı. Ben kıp kırmızı olmuştum. Mervenin kahkahalarına arka koltukta oturan yarenin kahkahalarıda katıldı. Kafamı Mervenin omuzlarına koydum. Merve kafamı göğsüne bastırdı hâlâ gülüyolardı bana sarıldı sonra. Yüzümün kıpkırmızı olduğunu biliyordum. Olayları bilmeyen Behzat ve Berke bize ne olduğunu sordular.
Be: Ne oldu Ya niye gülüyorsunuz
Beh: Söylesenize
M: Yok birşey sonra anlatırız
Y: Behzat bence arabayı biraz daha yavaş kullan.
M: Utangaç Cemrem benim
