Dün Rüzgar'la ettiğim kavgadan sonra kafam çok karışık ve ağrım olduğu için gece biraz dolandım. Canım harbi çok sıkılmıştı. Göz göre göre Adayı kaçırması ve hastanelik olmamız hiç kabul edilecek bir şey değildi. Ne kadar yakın arkadaşı olsam da Ada'ya böyle davranması hiç içime sinmedi.Bu sabah da biraz geç kalktım. Ağrım olduğu için Pek de kıyafet giyesim gelmedi. Zaten derse de gecikiyordum. Eşofman ve kot ceketimi alıp çıktım. Okul kantininde ise Ada'yı otururken gördüm. Yüzünün ne kadar güzel gözüktüğünü anlatamam. Herhalde o günden sonra biraz bana da mesafeli davranır diye düşündüm. Daha sonra ise sandalye çekip "Günaydın" dedim. Baktı ve yüzünde hoş bir gülümseme ile "Günaydın Demir, nasılsın?" dedi. Ben de : "Teşekkür ederim.Bugün daha iyiyim hastanelik olsam da " dedim.İki hafta önce için kusura bakma, seni de germiş olduk " dedim. O da " Sorun değil Demir.Rüzgarla asıl aranızda kavgaya ben neden olduğum için ve hastanelik olduğunuz için özür dilerim "dedi. Ben de onu teselli ettim.
Daha sonra yanımıza Melek geldi. Nerden gördü de geldi koca okulda :) Hiç kaçırmaz !
Melek: Merhaba gençler! Sizi böyle görmek ne iyi ...
Ben:Ahahahah,ne demezsin. Biz de tam seni bekliyorduk...
Melek:"Boşverin onu bunu da, akşam Dans Kulübünün Kırmızı Gece etkinliği var. Beraber katılırız diye düşündüm ...
Ada:Çok iyi düşünmüşsün Melek ama ben pek dans etmesini bilmem ki.
Melek:Ya senden Anadolu Ateşi performansı bekleyen mi var ! Gel işte ! Amaç eğlenmek. Hem Demir de pek sever Tangoyu. Öyle değil mi :)...
Demir:Yani . O kadar da bilgim yok ama gelirim tabii ki de. Saat kaçta?
Melek: Akşam 8.00'de. Herkesi beklerim o zaman :) Kırmızı elbiselerinizle beraber gelin.Unutmayın sakın.Hem Ada'nın hep hayaliydi dansçı olmak.Güzel bir akşam olacak:)...
Demir: Tamamdır o zaman. Davetiyesiz mi giriş?
Melek:Ben aldım bile. "Dedi ve davetiyeleri uzattı. Bu ne hız :) "Öyleyse akşam görüşelim " dedim. Kalbim akşam için küt küt atıyordu.
Dersten çıktıktan sonra eve geçmek için durakta beklerken Adayla karşılaştık. O da çok heyecanlıydı. Biraz ayaküstü sohbete başladık.
Ada:Akşam için ne düşünüyorsunuz beyefendi? Duyduğuma göre iyi bir dansçısınız :)
Ben:Yok ya . Pek de sayılmaz. Ama derdimi anlatacak kadar dans edebiliyorum:)
Ada:Esprilerin akşam için güzel şeyler belli ediyor. Bu daha çok eğlendirdi beni.
Demir:"Bakalım artık.Sen de dansçı olmayı hayal ediyormuşsun.Niye okumadın ki ?"
Ada:İçimde hep kaldı aslında. Ama hayat şartları beni buralara getirdi. Hem sen niye dansçı olmadın ?
Ben:Hayat şartları diyelim :) Hayat herkese aynı davranmış demek ki.
Ada:Peki madem. Çok konuşup durağı kaçırmayalım :) Akşam çıkmadan ara beni !
Dedi ve selamlaşarak otobüsten indim. Kalbim yerinden çıkacak! Uzun zaman boyunca hiç bu kadar mutlu ve heyecanlı hissetmemiştim.
Eve bir baktım. Dolapta uzun zamandır hiç giymediğim smokinim duruyordu. Onu neredeyse iki yıldır giyinmiyordum. Smokinimi giyip biraz kendi kendime dans egzersizi yaptım.
Geceye iyi hazırlanmalıydım. Derken saat 7'ye geliyordu. Nasıl geçtiğini hiç anlamamıştım. Hemen Ada'yı aradım.
Ben:İyi akşamlar :) hazır mısın ?
Ada:Ben hazırım. Beyaz Atlı Prens hazır mı :)
Ben:Ne demezsin :) Hazırım ben. Hazırsan okulun önündeki kafede buluşalım.Ada:Tamamdır o zaman. Hadi acele et! Geç kalma.
Ben:Tamamdır o zaman. Kıyafetini merak ediyorum.
Ada:Bakalım artık. Gelince şok olacaksın.
Tabii hemen aşağı indim. Geceye geç kalmamalıydım. Hemen taksiye bindim. Okulun önündeki söz verdiğimiz yerde buluştuk. Kıp kırmızı bir elbisesi vardı.
Görünce direkt :"İyi ki gecenin adı kırmızıymış. Yoksa bu elbiseyi nerede görebilirdik?
Güldü ve ; "Beğendiğine sevindim.Bu akşam için sakladığımı söylesem yalan söylemiş olur muyum? dedi.Ben de ;" Galiba olmazdın. Baksana elbisen bayağı hazırlanmış gibi".Daha sonra etkinlik için salona geçtik ki bir de ne göreyim ! Rüzgar ve Alev de geceye katılmış. Tabii baktım ama görmezden geldim. Rüzgar'ı anladım da,Alev'in de bakışları çok garip geldi. Ama bu gece gerginliğe hiç gelemezdim. Hemen kafamı çevirdim ve kokteyl için yuvarlak bir masaya geçtik. Daha sonra Melek de etkinliğe geldi ve beraber şakalaşmaya başladık. Tabii bu sırada Rüzgâr'ın kaçamak bakışları da üzerimdeydi. İçimden gidip konuşmak geldi ama çok gergin gözüküyordu. Daha sonra ise ilk olarak Salsa için dansa kalktık. Bir centilmen olarak ilk ben Ada'yı teşvik ettim. Sahneye çıktık. Bir yandan da Ada'ya taktik vererek ritme ayak uyduruyorduk. Aslında dansı hiç fena değildi. Melek adeta bize bayılmıştı. Mükemmel ikili olmuştuk. Tabii o sırada hiçbir şey umurumda değildi. Sadece o ana odaklanıyordum. Daha sonra çok daha zor bir dans ritmi girdi. Bu seferki de Tango'ydu. Tabii burada heyecanın da etkisiyle biraz karıştırdım. Ama Ada ilginç bir şekilde bana ayak uydurmayı başardı. Kulağına eğilip:"Daha önceden dansçı olmadığını yediremezsin bana :) Kesinlikle dans kursu almışsındır. "
Ada:-"Benim belki de genlerimde var bu iş."
Ben:"Yapıyorsun bu işi" dedim.
Tam bu sırada Alev de başka biriyle dans ederken ki derin ve rahatsız edici bir şekilde bize bakıyordu. Tabii daha sonra dans bittikten sonra tekrar kokteyl için masama geçtim ki Rüzgar beni işaret ederek sinirli bir şekilde üzerime yürüyordu. Tabii kavga olacağını anlayan Melek ve arkadaşları da Rüzgar'ın önüne toplanıyorlardı ki bana "Sen şerefsiz herifin tekisin.Ada'yı sevdiğimi bile bile nasıl dansa kaldırırsın!" deyip suratıma yumruk attı. Tabii daha sonra kalabalık ayırdı ve salondan dışarı çıktık. Rüzgar'ın hakaret ve bağırış sesleri halen daha salonda yankılanıyordu. Ada da bu sırada yanıma geldi ve "Artık kavga etmenizi istemiyorum Demir.Halen daha birbirinize kin tutuyorsunuz.Size yakışmıyor" dedi. Bende ;
-"Görmedin mi Ada.Benle konuşmak varken halen daha kavga peşinde.Sana da zarar veriyor Rüzgâr.Seni arada koymak istemem ama artık Rüzgâr'ın da kendine gelmesi lazım" dedim. Daha sonra ise konuyu kapattık ve Melek'le beraber eve dönmek üzere taksiye atladık. Yüzümdeki morluğu farkeden Melek;
-"Rüzgar gibi biriyle nasıl arkadaşlık ettin Demir! " dedi.
Bende;
-"Rüzgar bizi hep yanlış anladı. Ayrıca Ada artık onu istemiyor!.
-Melek:"Sana ne Ada'dan.Bırak kendi aralarındaki meseleydi.O Rüzgar denilen herif senle uğraşacak şimdi.Gel de çık işin içinden"
Ben:"Boşver Melek! Zaten kötü bir gündü.Artık daha fazla uzatmaya gerek yok" dedim.
Daha sonra da taksiden inip eve gittim.
Akşam eve döndüğümde Rüzgar beni aradı. "Oğlum kusura bakma sizi öyle görünce dayamadım,şimdi de gidip Adanın gönlünü alacağım merak etme "...
Rüzgarın anlatımıyla;
Demirle konuştuktan sonra Adanın kırmızı gül buketi ile kapısına dayandım.
Öyle bir salaklık yaptığım için çok özür dilerim sadece seni öyle görünce dayamadım ben sevmeyi bilmezdim be güzelim , ben annesiz büyüdüm bu yüzden babam bana kadınları sevmem gerektiğini öğretti benim ilk vurgunum sen oldun, böyle konuşmamdan sonra Ada evinden aşağı indi bana şunları söyledi...
İlk önce gelip benim arkadaşımı dövüyorsun sonra da gelip benden özür diliyorsun şimdi git benim kapımın önünden demesiyle ben oradan ayrıldım araba kullanırken bir baktım ki deniz kenarından buldum orada durup ağlamaya başladım,
-Anne keşke yanında olsaydın ben böyle bir adam olmazdım.
"OĞLUN ÇOK KÖTÜ ÂŞIK OLDU LÜTFEN BENİ KURTAR YA DA BANA YOL GÖSTER BEN ONU ÇOK SEVİYORUM ANNE" Deyip ağlamaya başladım.
Emek veriyorum lütfen oylayın ve bol bol yorum yapın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGARLI ADA
RomantikÜniversitede Ada ve Rüzgârın aşkla ilk tanışmalarını anlatan bir hikayedir. Ben aşkı senden önce bilmiyordum Adam.