Bugün ödev olan şiiri okuyacaktık.Bu yüzden sabah erkenden kalktım, şiir sunumu için en düzgün kıyafeti dolabımda aramaya başladım.En iyisi siyah etek ile beyaz gömlek giymekti .Bunun sayesinde ;kıyafetin üzerinden çok dinleyenlerin ve hocanın dikkatini çekebilirdim.
Aşağıya inip mutfakta kahvaltımı yaptıktan sonra siyah çantamı ve siyah topuklularımı giyip ,saçımı at kuyruğu yapıp evden çıktım.
Otobüs durağında Meleğin gelmesini bekledim ve en sonunda Melek yanıma geldi ve otobüse bindiğimizde bir yer bulup oturduk.
Melek bana :
- "Beraber çok çalıştığımızı,heyecanlanmamam gerektiğini söyledi ama ben heyecanlanmadan yapamıyordum otobüste oturuken telefonum da ınstagram da dolaşmaya karar verdim dolaşırken bir beğenim olduğunu fark ettim fotoğrafımı beğenen Rüzgar Esentürktü bunu görünce çığlık attım ne hakla benim fotoğrafımı beğenebilirdi ki?
Benim,çığlığımdan sonra Melek bana ne olduğunu sordum?
Bende ona salak Rüzgar fotoğrafımı beğenmiş dedim oda bana gülmeye başladı demek ki Rüzgar seni beğeniyor dedi. Bir süre sonra okula vardık.
Okula ilk vardığımda ilk önce kafeteryaya gittim çünkü ; Bir kahve içmezsem daha fazla bu ödevin heyecanını kaldıramayacaktım. Kafeteryada Rüzgarla karşılaştım ona neden benim fotoğrafımı beğendiğini sordum o da bana yanlışlıkla beğendini söyledi sonra da bana bu ödevi batırmamam gerektiğini ,bu derste hocanın gözüne girmesi gerektiğini söyleyip yoksa beni rahatsız etmekle tehdit etmişti.Bu çocuğa neden sinir olduğumu bu gün bir daha fazla anlamıştım.Dersliğe gidip dersin başlamasını beklerken yanıma Melek oturdu ve bana stres yapmamam gerektiğini ve o çocuğu takmam gerektiğini çünkü çok çalıştığımızı tekrar hatırlattı. Bir süre sonra sınıfa Şükrü Hoca geldi.Bizi sırayla çağırmaya başladı ve sıra bize geldi. İlk önce ben ayağa kalkıp şiirin bir kısmını okudum.
TAHİRLE ZÜHRE MESELESİTahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil
Sonra sıra Rüzgara geçti şiirin diğer kısmını okumaya başladı.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.O kadar güzel okumuştu ki ondan sanki hoşlanmaya başlamıştım yoksa ona sinir mi oluyordum sonra bu düşünceleri defedip,önümde duran kitapla ilgilenmeye başladım ,hoca en yüksek notu benle rüzgara verdi.Derse ara verildiğinde rüzgar bana şöyle dedi:
-"Sabah çok sinirliydim kusura bakma ve bana baktığını görmedim sanma dedi"...
O yanımdan gittikten sonra sinirimden ve utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Melek yanıma gelip benle dalga geçmeye başladı:
"-Kızım Ada ,kıpkırmızı olmuşsun. Seni görende Rüzgârdan hoşlanıyorsun zanneder.
-Kendine bak".dedi...
Bana aynayı verdiğinde aynadan baktığımda bana bakan iki çift göz gördüm bana kim bakıyordu ki.
Daha sonra durum kritiğini yapmak için beraber üniversitenin yanındaki kafede pasta yiyip kahve içmeye karar verdik, bir kaç dakika sonra kafeye vardık, siparişlerimizi verdikten sonra oturduk ben limonlu cheesecake ve sade türk kahvesi söyledim,genelikle stresli olduğumda pasta yiyip kendimi rahatlatmayı seviyordum.Kızlarla bir yandan içip bir yandan sohbet ederken Melek bana dönüp
-Hadi gel senin kahve falına bakayım dedi bana şunları söyledi.
-Ada senin kahve falında iki ve kalp çıkmış senden hoşlanan iki kişi var dedi...
-"Bende ona saçmalama kızım dedim"...
O da bana Rüzgar'ın sana bakışlarını gördüm az önce dedi...
Bende ne bakışı o hödük bana anlamlı bakamaz dedim...
O da bana yanındaki çocukla göz göre geldiniz ama dedi Bende kendi içimden o çocuk kimdi diye düşündüm.
Kızlarla biraz daha sohbet ettikten sonra eve döndüm mutfağa dönüp biraz yemek yedikten sonra odama geri döndüm yatağımda uzanırken müzik dinlemeye karar verdim.Kötü çocuktaki müziği açıp ve dinlemeye karar verdim. Şarkının türkçe sözleri şöyledi.
TATLI BİR GÜN (İT İS A LOVELY DAY)
Tatlı bir gün
Tüm bulutlar gri
Aşk için tatlı bir gün...
Mükemmel bir gün
Korkma ,
Aşk için tatlı bir gün...
Ve ben arıyordum, arıyordum
Aşkı arıyordum
Tatlı bir gün
Garip bir şelale ,
Aşk için tatlı bir gün...
Mükemmel bir gün
Utanma
Aşk için tatlı bir gün...
Ve ben arıyordum, arıyordum
Aşkı arıyordum ( aşk için)
Ve ben arıyordum,arıyordum
Aşkı arıyordum... (aşk için)
Tatlı bir gün
Söyleyecek hiç bir şey yok
Aşk için tatlı bir gün... (aşk için)
Acaba neden sürekli aklıma geliyordu .Acaba bu aşk mıydı ?
Hoşlanmak mıydı?Bunu zamanla anlayacağım herhalde kendi kendime konuşurken telefonum çaldı. Arayan Melek idi.
-Ada sana birşey soracağım?
"Rüzgarın yanındaki çocuk kimdi?""Biliyor musun?"
"Bende o çocuğu tanımadığını söyledim..."
Melek de bana keşke Rüzgârın numarasını bilseydin dedi.
"Bende ona neden bileyim ki dedim"..
"O da bana beraber ödev yaptınız ya dedi sonra yanındaki kız kimdi acaba "
" bize ne kızım dedim."
Gerçekten o kız kimdi? Acaba
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGARLI ADA
RomanceÜniversitede Ada ve Rüzgârın aşkla ilk tanışmalarını anlatan bir hikayedir. Ben aşkı senden önce bilmiyordum Adam.