Üniversite'nin ilk günüydü,annem bile benim erkenden uyanmama çok şaşırmıştı çünkü benim dün akşamdan dolayı kolum çok acıyordu , bebeklikten beridir uykuyu çok severmişim bunu bana annem söylerdi, mutfağa inip kahvaltı yaptıktan sonra odama dönüp dolabımın önüne geçip okulla giderken ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum,dolabıma bir kaç dakika baktıktan sonra nihayet ne giyeceğime karar vermiştim,saçlarımıda salmaya karar vermiştim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstüme beyaz kahverengi düğmeli yün ceket altıma kot pantolon ve siyah renkli altın tokası olan bir kemer takmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağıya indikten sonra ayakkabılıktan siyah uzun topuklu bot ayakkabılarımı giyip siyah beyaz çantamı alıp evden çıktım.
Kapıda Tuna beni bekliyordu doğruyu söyle sen mi beni şikayet ettin polislere.
"Hayır ben seni şikayet etmedim benden uzak dur."
"Yoksa bu sefer seni gerçekten şikayet ederim Tuna ."
Meleğe" Evimin kapısının önünde partideki çocuk kapımda beni bekliyordu."
"Kızım şikayet etsene çocuğu kapıya kadar gelmek de ne denek. "
Bir süre Melek ile konuşmadık Bana bir şeyler söyleyecek oluyordu sonra da vazgeçiyordu ona en sonunda sordum.
-Melek neler oluyor lütfen söyler misin bana?
Ada sana söyleyeceğim ama kızamayacağına söz ver?
Ada İzmirli; "Tamam söz."
Melek Yaman; "Tunayı bırakta, senin sevmediğin kız varya alev bizle aynı okulu kazanmış ama bizim bölümde değil eğitim fakültesinde okuyacakmış."
ADA İZMİRLİ;
Bende ona kızmadığımı ve zaten Alevi görmeyeceğimizi söyledim. (Nereden bilebilirdim ki onunla okulun ilk günü karşılaşacağımı. )
Yarım saat sonra ilk önce otobüsten inip sonra metroya bindikten sonra nihayet okula varmıştık.
İlk önce melek ile beraber öğrenci kayıt bürosuna gittik malesef onunla orada karşılaştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Alev Karadağ 18 yaşında İzmirin sosyetik ailesi olan Karadağ ailesinin biricik prensesi.)
Alev bana dönüp merhaba deyince çok şaşırmıştım ama sonra bana laf sokmayı ihmal etmemişti ALEV KARADAĞ;
"Senin gibileri bu üniversiteye alıyorlarmıydı?" deyince bana benim de çok sinirim bozulmuştum.
ADA İZMİRLİ;
"Bende ona ben en azından rektöre para verip okula giremediği mi ? Söyledim ona onun gibi olmadığımı."
Bir kaç dakika sonra yanımızdan uzaklaşmıştı , sinirinden saçları gibi kıpkırmızı olmuştu bizim de öğrenci kayıt bürosunda kayıt işlemlerimiz bitmişti biz de ögrenci kartlarımızı aldıktan sonra okulun kafeteryasına gidip melekle birşeyler içmeye karar vermiştik.
Tunayla karşılaştık benimle uğraşmaya başladı bende onu itekledim.
"Git başımdan benimle uğraşma dedim"
"Beni gammazlarsın ha benden bundan sonra kork küçük hanım. "
Yanımıza bir anda koyu kumral saçlı mavi gözlü biri oturdu etrafındaki kişilerden dün akşamdan hatırladığım kadarıyla adı Rüzgardı.
(Bilmiyordum ki o benim ilk aşkım olacaktı)
Bir anda bana ne kadar güzel olduğumu ve iyi olup olmadığımı sordu.
"Ben de iyiyim ablanı yolladığın için çok teşekkür ederim." Yanına alev gelince.
Bizde yanından bir hemen gidip ilk dersimizin olduğu dersliği aramaya başladık melekle.
En sonunda dersliği bulup derse gitmiştik.Derse girer girmez karşımda o çocuğu görünce çok sinirim bozuldu.
Rüzgar ise bana" Merhaba küçük kız sende mi? Bu derse giriyorsun diye sordu " bende ona Evet de sanane dedikten sonra boş bir yer bulup oturdum, hoca sınıfa girdi,
ŞÜKRÜ ÖZAL; merhaba arkadaşlar ben edebiyatta giriş hocanız Şükrü Önal bu dersi beraber işleyeceğiz benim şöyle bir özelliğim vardır her zaman ilk deste grup ödevi veririm ödeviniz şu olacak herkese Nâzım Hikmet Randan şiir vereceğim iki kişi beraber okuyacaksınız şimdi ilk yapacağımız şey sizi ikili gruplara ayırmak olacak.
Herkesi ikili gruba ayırdıktan maalesef bana rüzgar denilen o gıcık çocuk kalmıştı.
Şükrü hoca herkese şiirleri dağıtmaya başladı bize Tahir ile Zühre meselesi geldi sonra hoca herkese iki gün müsaade deyip gitti gün ve ders bitmişti.
