Antrenmana kalacaksın değil mi?
Evet
Neden
Sonrasında bir yere oturup konuşabilir miyiz?
Lütfen
Peki
"Hassiktir! Kabul etti lan!" Kulağının dibinde bağırıldığı için yüzünü ekşitmişti Atsumu. Yine de kardeşinin heyecanını bozmamak adına "iyi." demişti.
Suna'nın kabul etmesinin nedeni, hem dünkü hareketinden sonra konuşmamasının saçma olacak olması, hem de ona ihtiyaç duymasıydı. Bunu inkar etmiyordu, sarıldıkları andan beri farkındaydı çünkü. İnkar etmesinin hiçbir yararı olmayacaktı.
.
Sabahtan beri sabırla beklemesinin sonucunda Suna'yı soyunma odasının kapısında bekliyordu. Çocuk yalnız olmak istemişti giyinirken, Osamu da bunu anlayışla karşılamıştı tabii.
Kapı açıldığında "gidebiliriz." diyerek çıkmıştı içeriden çocuk. Osamu başını sallayıp yürümeye başladı. Rahat konuşabilecekleri bir yere gitmeleri gerekiyordu şimdi.
"Nereye gidelim?"
"Sana uyarsa bize gidelim." diye yanıtladı onu. Babası olmadığı sürece eve birini getirmesinde sorun yoktu, ama o görürse sıkıntı çıkardı. Eve 8'den önce gelmediği kesin olduğu için Osamu'yu çağırmakta bir problem görmemişti.
"Ta-tabii olur. Sen nerede rahat olacaksan."
Evi seçmesinin nedeni, anlatırken kendini tutamayıp ağlayacağını bilmesiydi. Bu öyle bir şeydi ki, sadece düşündüğünde bile ağlamasını engelleyemiyordu. Bir de anlattığında nasıl olurdu kim bilir.
Osamu ilk kez geliyordu çocuğun evine. O yüzden istemsizce incelemişti etrafı. Pek eşya yoktu, etrafta ailesine dair herhangi bir şey de yoktu. Kendi evinde bir sürü çerçevelenmiş fotoğraf olduğu için böyle bir yer garip gelmişti.
"Osamu." diyerek dikkatini kendine vermesini sağladı Suna. Ona bakınca odasına ilerlemişti, çocuk da arkasından gitmişti tabii.
Odaya girdiğinde ilk fark ettiği şey duvarlar olmuştu. Şekillerin elle yapıldığı belliydi ama Suna'nın böyle şeyler yapmayı sevdiğini hiç bilmiyordu.
"Duvarların..çok güzelmiş." diye mırıldandı incelemeye devam ederken.
"Teşekkür ederim. Boş vakitlerimde yapıyorum." Yani her gün biraz da olsa yapıyorum demek oluyordu bu.
"Böyle şeyleri sevdiğini bilmiyordum."
"Pek açık biri olmadığım için olabilir." diyerek gülümsedi Suna. Gerginliğine rağmen hâlâ gülümsüyor olabilmesi güzel bir şeydi şu an.
"İstersen yatağa otur, istersen sandalyeye. Rahat ol." Dediği şeyden sonra Osamu yatağın köşesine oturup ellerini birleştirdi. Bir an önce konuşmak istiyordu ama çocuğu sıkmak da istemiyordu açıkçası.
"Şey, aç mısın?" Eninde sonunda anlatacaktı ama yine de biraz ertelemek istemişti çünkü nasıl anlatacağını bilemiyordu.
"Hayır."
"Yalan söyleme, sen hep açsındır." dediğinde hafifçe gülmüştü Osamu. Onun sürekli aç olduğunu bilmeyen tek bir kişi bile yoktu galiba.
"Atıştırmalık bir şeyler getireyim."
"Suna, zahmet etme lütfen."
"Bekle." diyerek kapıya yöneldi çocuk. Biraz normal bir ortam oluşturmaya çalışıyor gibiydi.
Elinde tuttuğu tepsideki tabakta biraz cips, kurabiyeler ve iki tane kola vardı. Şu an verebileceği en iyi şeylerdi bunlar. Yiyecek bir şeyler almak için markete gitmek bile zor geliyordu.
Odaya girince Osamu'nun yiyeceklere attığı bakışı görüp istemsizce güldü. En azından biraz da olsa doyurabilecekti onu.
"Şey, teşekkürler." diye utançla konuşurken eline bir kurabiye almıştı çocuk.
"Yedikten sonra konuşalım, olur mu?" Ağzı dolu olduğundan dolayı kafa sallamakla yetindi Osamu. Önüne yiyecek bir şeyler geldiğinde aç olduğunun farkına biraz daha varmıştı.
Neden hem sabah hem akşam bölüm attığımı merak ediyorsunuz dimi
Öyle çünkü akşam sıkılıyorum..şdmcğsmcke