-Luhan bunu bi daha yapma! Bi daha sana zarar vermelerine izin verme.
-O kadar fazla olmasalardı gösterirdim ben onlara ! Ayrıca bu burda kapanmadı.
-Luhan ! Gözümün önünden bir saniye bile ayrılamazsın bundan sonra.
-Veteriner bozuntusu kes sesini.
-Sana zarar gelmesini istemiyorum.
Sehun küçüğü kolları arasına almış mırıldanıyordu.Luhan hala ona karşı çıksada sonunda susup kafasını sallamıştı. Luhan ise yorgunluktan ve büyüğün sıcaklığından mayışmıştı. Uyudu uyuyucak pozisyondayı.
-Veteriner bozuntusu uyumak istiyorum.
Sehun kollarını çekicekken Luhan ona daha çok sokuldu. Sehunun kolları arasından çıkmak istemiyordu.
-Gitme. Benimle uyu hava soğuk.
Sehun şaşkınca başını sallayıp dikkatlice Luhanın kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Üstündeki kanlı kıyafetlerden kurtulduktan sonra kendi pijamalarından mavi olanları küçüğüne giydirip onu yatağa yatırdı. Küçüğü kendi kollarının arasına çekmeden önce üstlerini örtmüştü. Gözlerini kapatıp küçüğe daha sıkı sarıldı.
Luhan garipti.
Luhan değişkendi.
Bi soğuktu bi sıcak...
Bazen size cenneti hissettirirken gözleri cehenneme çeviriyordu ortalığı...
Luhanın nefes alışverişleri düzenli hale geldiğinde Sehun kapattığı gözlerini açtı. Küçüğün yüzündeki morluklar ve yaralara rağmen hala dünyadaki en güzel şey gibi gözüküyordu. Parmaklarını yavaşca yanağındaki büyük yara izinin üzerinde gezdirdi. Acaba nasıl olmuştu? Bunu sorsa Luhan üzülür müydü? Sehun gerçek Luhanı tanımak için sabırsızlanıyordu ama Luhan asla buna izin vericek gibi durmuyordu.
Güzel yüzündeki bu izler onu üzmüyor muydu? Sehun yavaşca doğrulup yara izinin üzerine minik öpücükler bıraktı. Göz kapaklarına alnına minik burnuna çenesine... Dudaklarını es geçmişti gerçek bi öpücüğü uyanıkken vermek istiyordu. Luhan onu hissetsin istiyordu. Ona karşı olan çaresizliğini sevgisini hissetsin istiyordu.
Luhan rahatsızca yerinde kıpırdanınca eski pozisyonuna geçip küçüğü göğsüne çekti. Luhan hafif mırıltılarla uyurken Cat den bi farkı yoktu. Cat demişken Sehun ayaklarında hissettiği ıslaklıkla kıkırdadı. Minik kedi Luhan'a yaklaşılmasından pek hoşnut değildi.
-Buraya gel bakalım pisicik.
Sehun sessizce söylendiğinde Cat de Luhan gibi onun göğsüne kıvrılmıştı. Sehun göğsünde yatan iki kediye (!) kıkırdayıp kendini uykunun tatlı kollarına bıraktı
-------------------
-Kai sakin ol dedim sana!
-Neyin sakinliğinden bahsediyorsun Jongin ! Ne hale gelmiş görmedin mi? Onun bu şekilde dövüldüğünü hiç görmedim! Kim bilir kaç kişi saldırdı üstüne!
-Bunu bu şekilde bırakmıycaz ama şimdi sakin olmak zorundasın Suga geri geliceğimizi biliyodur!
Kai ve Jongin birbirine bağırırken Kris içeri girmişti. Koltuğa oturup birbirine tıpa tıp benzeyen iki adamı izledi. Kainin çatık kaşlarıyla bağrınmasından pek hoşnut değildi ama genede onları izlemesi çok zevkliydi. Sanki adamın biri karşısındaki aynada kendiyle tartışıyormuş gibi gözüküyordu. Kainin hangisi olduğunu biliyordu elbetteki gözlerinde nefret barındıran Kaiydi. Jongin ona karşı daha hüzünlüydü belkide...
-Neler oluyor?
-Bi sen eksiktin seni gerizekalı!
Kai sinirle Krisin üstüne yürürken Jongin onu tutmuştu. Kris ise eğlenerek Kainin gözlerindeki öfkeyi izliyordu. Kainin öfkeliyken ne kadar seksi göründüğünden haberi var mıydı acaba? Gözlerinden ateş çıkıcakmışcasına öfkeliydi Kai. Luhana zarar verilmesi şu hayatta en çok nefret ettiği şeydi !
-Jongin bizi Kaiyle yalnız bırak.
Jongin karşısındaki adama delirmişsin sen bakışları atıyordu. Kaiyi bırakırsa Krise saldırıcağını biliyordu. Bunu bilmek için dahi olmayada gerek yoktu... Jongin başından beri bu ikilinin birbirine olan nefretini anlayamamıştı.
-Ne? Onu bırakırsam sana saldırıcağının farkındasın değil mi?
-Bırak dedim.
Jongin sinirle öfleyip odadan çıktı. Bu aptal dev fazla kaşınıyordu. Kai ise sinirle karşısındakine dikmişti gözlerini. Attığı her yumrukta Kris geri çekiliyordu. İsabet ettiremediği yumrukları onu daha da çok sinirlendirmişti.
-Seni lanet olası!
Kris esmerin kolunu yakalayıp kendine çekti. Kai birden güçlü kollar tarafından sarmalandığında yutkunmuştu. Debelenip onu bırakmasını istiycek gücü bile kalmamıştı ya da o kolların arasında kalmak istediğini kendine yediremiyordu...
-Bırak beni.
Kai sessizce mırıldanıp başını devin göğsüne yasladı. Şu an onu bırakmasını istediği falan yoktu ama gene de ...
-Suga denen itle ben ilgilenirim. Sen evde kal.
Kai sinirle debelenmeye başladı. Korunmaya ihtiyacı yoktu onun !
-Bırak dedim! Kim olduğunu zannediyorsunda benim işlerime burnunu sokuyorsun.
Kai boşuna debelendiğinin farkındaydı ama vazgeçmemişti. Bu kolların arasında kalmak ona iyi gelmiyordu. Kalbi başını almış giderken Kai düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu. Bu devin onu bu kadar karıştırmasından nefret ediyordu!
Kris ise esmerin boş çabasına gülüp onu kendinden uzaklaştırdı. Genede kollarını sıkı sıkı tutuyordu onu bıraktığı an yüzüne bi kaç yumruk yiyceğinin farkındaydı.
-Hmm acaba? Sanırım kendimi senin sevgilin zannediyorum. O yüzden Kai sen demek ben demek yani senin işlerine burnumu sokmak en büyük hakkım.
Krisin yükselen sesiyle Kai şaşkınca ona bakakaldı. Ne saçmalıyordu bu gerizekalı? Krisin dudaklarını kendi dudakları üstünde hissedince gözlerini baykuşunkiler kadar büyültmüştü. Lanet olası adam!
-Anlaşıldı mı?
Krisin egoist gülümsemesi yüzüne inen yumrukla sönmüştü. Kai sinirle odadan çıkarken hala bağırıyordu.
-Git ve kendini becer lanet olası!
Kris dudaklarından akan kanı elinin tersiyle silip güldü. Bi öpücükle yumruk yiyorsa ilerisi için düşünmek istemiyordu!
Eheheheh Paini uzun zamandır yazmıyormuşum çok üzüldüm :/ umarım unutmamışsınızdır lütfen bol bol yorum yapın ve beni affedin kkkk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pain.(Tamamlandı)
Fanfiction-Acıyı bilmiyorsun! Acı çekmediğin için ne kadar şanslı olduğunun farkında değilsin! -Hayır asıl sen acı çekebildiğin için ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun!