Luhan kendini sıcak kolların arasında bulduğunda sessizce yerine biraz daha sokuldu. Veteriner bozuntusu ne yapıyordu ona böyle? Neden bu kadar güvende hissediyordu kendini. Bu sıcaklık ona güven verirken biraz da korkutuyordu.
Çıkar beni!
-Lu?
Luhan duyduğu sesle yerinde kıpırdanıp yüzünü Sehun'a çevirdi. Veterinerin gözleri hafif açık mırıldanıyordu.
-Uyandırdım mı?
Luhan kısık sesle sorduğunda Sehun başını sallayıp onu biraz daha sarmalamıştı. Küçüğün kollarının arasında çırpınmasını beklerken Luhan tam tersi ona daha çok sokulmuştu. Birbirine daha ne kadar yakınaşabiliceklerini düşünüp durdu ikiside...
Çıkar beni bana ihtiyacın var ona değil!
-İyi misin? Acı çekmesen bile bi sorun var mı?
Senin acı çekmesen bile sorunların olduğunu düşünüyor çıkar beni!
Sehun küçüğü kırmamaya çalışarak sormuştu. Acı çekmese bile iyi olup olmadığını bilmek istiyordu.
Luhan aylardır duymadığı sese karşı kulaklarını tıkadı. İyiydi. Sehun ona böyle bakarken iyiydi ama neden kalbi böyleydi?
Bu hale gelmenin sebebi beni unutman çıkar beni!
-İyi değilim. Kalbimin üzerinde büyük bi ağırlık var Sehun. Neden?
Canın acıyor Luhan. Sen farkında değilsin ama kalbin bunun farkında. Bu kadar dayanman bile garip küçüğüm. Daha fazla hissediceksin o ağırlığı ama ben yanında olucam diye geçirdi içinden Sehun.
-Bilmem.
Beni bırakamazsın Luhan. Seni anlayabilicek tek kişi benim çıkar beni!
Sehun gözlerini açıp küçüğe baktı. Yüzündeki morluklara rağmen hala güzeldi. Parmakları sevimli yanağın üstündeki yara izini okşarken gülümsedi Sehun. Luhan neden bu kadar güzeldi?
-Ne kadar da güzelsin Luhan. Başkalarını her an öldürebilicek gibi bakan gözlerin şu an o kadar masum bakıyo ki...
-Sehun
Luhan konuşmasına devam edemeden aralarına atlayan Cat ile konuşmaları yarım bulmuştu.
-Aptal Cat.
Sehun kediye söylenirken Cat çoktan Luhanın yüzünü yalamaya başlamıştı. Luhan yüzündeki ıslaklıkla kıkırdayıp küçük kediyi kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Bu küçük şey uzaklaştırmaya çalıştıkça ona daha çok sokuluyordu.
-Luhan bana bak.
Luhan duyduğu sesle başını kaldırınca yara izinin üstündeki sıcak dudakları hissetti. Sehun onu öpüyordu? Luhan şaşkınlıkla gözlerini kırpıp yüzündeki sıcaklığın artmasına izin verdi.
Sana acıyor işte Luhan. Yara izinden iğrensede belli etmez çünkü sen onları koruyorsun. Çıkar beni!
-Ne yaptığını zannediyorsun?
Luhan utangaçlığını bi kenara atıp bağrınmaya başlamıştı. Bu içindeki saçma sapan hissin en olduğunu tanımlayamıyordu. Korkmuştu.
-Sakın bi daha bana dokunma!
Luhan bağırıp karşısında aval aval ona bakan çocuğu umursamadan odadan çıktı. Saçlarını sinirle çekiştirip elini yüzünü yıkadı. Kalbinin üzerindeki bu ağırlık neydi böyle?
Kalbinin kırılmasına izin vermem çıkar beni!
Yavaşla biraz...
Kalbinin yavaşlaması için emir vererek göğsüne vuruyordu ama hiç bir işe yaramıyordu. Odaya girdiğinde Sehunun hala şapşal şapşal etrafa bakındığını gördü. Bu duruma göz devirirken Sehunun dolabından bi kaç kıyafet alıp kendini banyoya atmıştı.
Üstünü hızla değiştirdikten sonra burnuna dolan kokuya aldırış etmeden kendini evden dışarı attı. Dün ölürcesine dayak yediği yere gelmişti. İçinde farklı bi duygu vardı ama bu korku değildi.
Luhan korkunun ne olduğunu biliyordu.
Küçükken acıyı hissetmediği için birden ölüceğine inanırdı.
Ölmek Luhanı korkutan tek şeydi başlarda.
Sonra ise bu korkuları arttı.
Her şeyden korkuyordu minik bedeni.
O ise güçlü olmak zorunda olduğunu biliyordu.
Bu yüzden tüm duygularını köreltti.
Bulaşabiliceği en iğrenç insanlara bulaştı.
Normal birinin altından kalkamıycağı işkencelere katlandı.
Ama sonunda başarmıştı.
Luhan değildi artık o minik beden.
Büyümüştü.
Luhan yerini Paine bırakmıştı.
Artık o küçük aciz çocuk yoktu.
Çıkma vaktim geldi dostum. Zorlama artık!
-Suga!
O bedenden beklenmeyen bi ses çıkmıştı Luhanın ağzından. Belki onu tanımayanlar bu sesin acıyla dolu olduğunu düşünebilirdi ama bu ses kinin ve nefretin birleşimiydi.
Luhan yoktu artık!
Acı yoktu!
Öfke ve nefret vardı!
-Suga! Sana benimle oynamaman için daha kaç uyarı yapmalıyım?
Karşısında bembeyaz yüzüyle ona bakan çocuğa sırıttı Luhan. Suga bunu beklemiyordu. Painin ona dönüp bu şekilde karşısına dikilmesini beklemiyordu. Bu gözler dün gördüklerinden farklıydı. Sanki cehennem ateşinde kavruluyormuş gibi bakıyordu.
-L-Luhan
-Luhan yok artık Suga sen uyuttuğum şeyi uyandırdın.
Luhan yüzündeki sırıtmayla titreyen çocuğa yaklaştı. Birini öldürmek umrunda bile değildi.
Elinin altında ezilen eti hissettikçe daha çok zevk alıyordu.
Pain dönmüştü.
Burdaydı.
Luhan tamamen yok olmanın eşiğindeyken o burda başka birini öldürmek üzereydi.
İki farklı insanmışcasına !
İki farklı insan aynı bedende birleşmiş gibiydi.
Biri acılarından kaçarken ,
Diğeri onun tüm acılarını hapsetmişti..
Luhan Painin arkasına saklamıştı tüm korkularını tüm acılarını!
Luhan acıyı bilmiyordu çünkü tüm acıyı çeken Paindi.
Kollarından tutulup kanla kaplı bedenden ayrılırken karşısında görüğü tek şey Krisin şaşkın yüzüydü.
Jonginin korku dolu bakışları!
Kainin okunmayan ifadesi ve belki en kötüsü
Sehunun hayal kırıklıkları...
Yeni bölüm yazdım hevessizce, kursağımda kalan mutluluklarla bi gün yanında olan insan aniden kayboluveriyo bazen. Bİanhua tanımadığım ama kalbimi acıtan insan gittiğin yere mutluluklarınıda göötür mekanın cennet olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pain.(Tamamlandı)
Fanfic-Acıyı bilmiyorsun! Acı çekmediğin için ne kadar şanslı olduğunun farkında değilsin! -Hayır asıl sen acı çekebildiğin için ne kadar şanslı olduğunu bilmiyorsun!