"Elbiseni beğenmedin mi?" Lucy karşısında duran beyaz elbiseyi görünce beyninden vurulmuşa dönmüştü. "B-ben..." Mirajane'in yüzü düşmüştü. "Bay Dragneel yeşil, sarı, beyaz ve kırmızı renklerin favoriniz olduğunu söylemişti. Sırasıyla bu renklerde olacaktı kıyafetleriniz, eğer istemiyorsan tatlım, değiştirebiliriz elbette." Gajeel'in dediği aklında yankılanıyordu ve onu bir haftadan beri görmemişti Lucy. Keşke burada olabilseydi, onunla tekrar konuşmaya ihtiyacı vardı. Kendini çaresiz ve güvende hissetmiyordu. Natsu'ya olan ilgisi yerini korkuya bırakmıştı.
"Başka bir elbise olursa daha iyi olur." Dedi mahcup bir ifade ile, Mira en azından kötü birisi gibi durmuyordu ve ona az çokta olsa güveniyordu. "Beğenmemene şaşırdım." Arkasında duyduğu ses ile tüyleri diken diken oldu Lucy'nin. Kafasını döndürdüğünde kapıdan beri onları izleyen bir adet Natsu bulunuyordu. "Neden ki?" Titrememeye özen gösterdi, bir şey olmamış gibi davranıyordu. "Sadece, seveceğinizi düşünmüştüm." Natsu'nun sesi bitkindi, acaba işlerden dolayı mı yorulmuştu?
Bir canavar yorulabilir miydi?
"Giyindikten sonra odama gelebilir misiniz?" Kalbi heyecandan hızlandı. "Pekala." Natsu onları selamladı ve odadan çıktı. Bu geçen günlerde Lucy bir şeye daha karar vermişti, görevleri tamamlandığında tek istediği şey Natsu'nun yüzünü görmek olacaktı. Evet, adamdan ölümüne korksa bile tek merak ettiği şey yüzüydü. Belki gitmeden önce bir kaç antika eşya alır günümüzde satardı, orasını da sonra düşünürdü.
"Bu nasıl?" Mirajane pembe bir elbise çıkarmıştı. "Elbiselerin modellerinin hepsi güzel." Hepsi onun zevkine uygundu, Lucy inkar edemezdi. "Sevindim, saç şeklini de değiştirmemiz gerekecek şimdi." Üzerindekileri çıkarmaya başladı.
Giyindikten sonra Natsu'nun çalışma odasının kapısına gelmiş, kapı sanki onu hissedip açılmıştı. Natsu olduğu yerde oturuyordu, önü piyanoya dönüktü. Lucy gelmek istediğini belli etmek için boğazını temizledi. Natsu ona doğru döndü. Ayağa kalktı ve şapkasını takıp köşeye yaslandı. "Dük olduğundan bahsetmiştin, hiç Kral ile görüşüyor musun?" Lucy konu açmak istemişti çünkü Natsu sessizce sadece onu süzüyordu.
"Krallık işlerinden uzak durmaya çalışan birisiyim, Kral ve prens ile yakın olsam bile genelde sadece müzikle uğraştığım bilinir. Ortalarda da gözükmemeyi seviyorum ve boyutlarda dolaştığım için atladığım zamanlara göre bazı yerlere yetişmem gerekebiliyor, bunun gibi bir sürü şey daha var tabii..."
"Anladım." Pek merak ettiğinden değildi aslında, yine kısa bir bakışma geçti. Bu sefer sessizliği bozan Natsu oldu. "Bu sefer katılacağımız baloda da sekreterim olacaksınız, diğer görevden pek bir farkı olmayacak, yine de bana ayak uydurmaya devam edin."
Lucy kafasıyla onayladı. "Kıyafeti neden beğenmediniz?" Neden üstünde duruyor bilmiyordu, diğer kadınlar ile aynı olmasını mı istiyordu? Sonu da aynı şekilde? Lucy'nin yenmeye niyeti yoktu ve Natsu onu geri göndereceğine söz vermişti. "Neden takıldığını anlamadım." Sesi istediği gibi masum çıkmıştı. "Bundan sonra ki elbisem kırmızı mı olacaktı?" Diye devam ettirdi. "Evet olacaktı."
"Renklerin bir anlamı mı var?"
"Sadece sizi bir şekilde tanıdığımı düşünmüştüm, beğenmeyeceğiniz bir şey olacağını düşünmemiştim. Ah, ayrıca küpelerinizi buldum." Natsu yanına yaklaştı, siyah eldivenli eliyle küpeleri uzattı. "Teşekkür ederim." Lucy küpeleri aldı ama hiç takmak istemiyordu. "Pembe ile uygun gitmeyecektir. Beni tanımak ve isteğime göre derken ne demek istedin?"
"Seçimlerinize özen göstermeye çalışıyorum."
"Benden önce benim yaptığım gibi burada çalışan oldu mu?" Natsu kafasını evet anlamında salladı. "Evet, hepsinin de isteği oldu. Sanırsam bunları Gajeel üzerinden öğrendiniz ve size ne kadarından bahsettiği konusunda bir fikrim yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster In The Mirror [Nalu]
FanfictionLise son sınıf öğrencisi olan Lucy, oldukça meraklı bir kızdır. Aldatıldıktan bir kaç gün sonra okulun tuvaletinde bir gariplik olduğunu fark eder. Tuvalette bulduğu bu garip tablonun üzerine gitmeye kararlı olan Lucy, kendini başka bir zamana ve bo...