Sekizinci Bölüm: Balo Odasının Maskelerinin Gizemi.

72 12 12
                                    

Lucy gözlerini açtığında kendini bilinmeyen bir zamanda ve yerde bulmuştu, kırmızı dumanlar etrafta hala görünebiliyorken insanlar içinden geçip gidiyordu ve bir şey yapamadan gelip geçen insanları izliyordu. Kırmızı duman kaybolmuştu, Lucy etrafta tanıdık yüz göremeyince seslenmeyi kesmiş neler bitip dönüyor onları anlamaya çalışmaya başlamıştı. İnsanlar maske takıyordu ve anlaşılan maskeli bir balodaydılar. Maskelerin hepsi bir hayvan yüzüydü, bir şeyin temsili için filan mı buradaydılar bilmiyordu. 

Aralarından sıyrıldı ve hepsinin ilerlediği büyük kapıya doğru gitti. Nereye gittiklerini öğrenmek için kapıya ilerliyordu ki kapı kapandı, Lucy ne zaman adım atsa sanki zaman karıncalanıyormuş gibi görüşünün etrafı bulanıklaşıyor, rüyada gibi hissediyordu kendini. Normalde başkaları tarafından açılan kapıya doğru gittiğinde kapının oradaki görevliler kaybolmuştu ve dumanın sesini yeniden duymuştu. "Görmek istediğine emin misin?" Ses arkasından geliyordu, adamın duman üflediğinin sesini duymuştu ve duman yine her yeri sarmıştı. 

"Kapının arkasına ne bulunuyor?"

"Her şeyi sana tek seferde gösterecek birisi değilim, ama maskeleri iyi ezberlemeni istiyorum. Parça parça, teker teker neyin ne olduğunu öğreneceksin."

"Senin yardımına ihtiyacım yok, bay Dragneel bana gereken bilgi-" Duyduğu kahkaha sesi ile donakaldı. 

"Gihe. Gihe. Gihehe." 

Bu nasıl bir gülüştü böyle? Arkasını dönmek istedi ama yine başaramadı. "Natsu sana sadece yüzeyini anlatacaktı ve sende öyle gidecektin, eğer onunla ilgili tam bir noktaya gelemezsen her zamandan edinip, sadece boyutlar hakkında bilgi verip dünyasına geri gönderdiği kızlardan biri olacaktın ya da... Ama ben sürekli aynı şeyleri yapmasından sıkıldım ve sende garip bir şey var, Matmazel?" Kendi de ne dediğini anlamaya çalışıyor gibiydi, kelimeler ima doluydu sanki. 

"Kendin zamanda gezinebiliyorsun, normalde bu bizim türümüzün özelliğidir."

"Siz canavar mısınız?" 

"Güzel ama klasik bir soru, fazla mı konuştuk?" Duman ellerinin etrafını sarmıştı. "Kapıyı aç, bu kadar muhabbet yeterli." Cevap alana kadar açmak istemiyordu ki duman elini bastırmış, kapı kolunu çekiştirip açmıştı ve içeri doğru duman tarafından itilmişti. Hızlar arkasını döndüğünde ise kapı ardına kapanmıştı. 

Kimse onu fark etmiş gibi görünmüyordu. Duman adam maskeler dediği için gezerken kişilere ve maskelere odaklanmaya başladı, gerçi pek fazla kim oldukları belli olmuyordu. 

Maskeleri incelerken maske takanların her birinin birde yanında beyaz, aynı maskeyle bir eşlerinin olduğunu fark etmişti. Aynı hayvandan takanlarda vardı, ama hepsinin eşlerinin rengi aynı hayvan maskesiydi ama beyaz renkliydi. İnceleme devam ederken, az önce ya da tanımlayamadığı zamanda tanıştığı bay Sting, yanında eşi olmadan geziyordu. Konuştuğu bir kaç adam vardı ve maskesi bir kartaldı. Kartalın yüz şeklini andırıyordu. Biraz daha ona doğru yaklaştığında yanında pembe saçlı, ne tür bir maske taktığını anlayamadığı bir adam gördü. Yüzünü yine göremedi. 

Bu Natsu'ydu. 

Yanında kahverengi saçlı bir kız vardı, Lucy'nin giydiği elbisenin aynısını giyiyordu. Hatta küpeler bile aynıydı, kız Lucy'e kendini andırıyordu. 

Şaşkın bakışları ve Natsu'nun kızı kahya olarak tanıtması bile. 

Lucy bilinmez bir öfke ve şaşkınlık ile etrafına baktı, bu kızda onun gibi olabilir miydi? Bu ne demekti şimdi? Lucy gözlerini biraz daha odakladığında elbisenin renklerini aynı olduğunu gördü, gözlerine inanabiliyor muydu yoksa aynı değil miydi? 

Monster In The Mirror [Nalu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin