Monster In The Mirror [Nalu]

Beşinci Bölüm: Kırılan Aynaların Ardındaki Canavar.

“Vaktim var.” Diyerek hızla atıldı Lucy, her şeyi öğrenmek istiyordu artık. Anılarda olanları ve ona kimin yardım ettiğini, gerçi ona yardım eden kişiyi öğrenemeyecek gibiydi çünkü Natsu’nun ondan haberi yokmuş gibiydi. “Kendimden bahsetmek gerekirse ben buranın varisiyim, aslında varis olmaktan çıktım. Yani düküm.” O da nereden başlasa bilemiyordu sanki, Lucy sesinin tonundan anlamıştı bunu.

“Saygın bir aile olarak tanınıyorum. Ama gördüğün kadarıyla ben, ben, insan değilim. Yüzümü sana göstermeme sebebim bu. Ürküp kaçmaman için. Benimle kalan tek bir hizmetçi var onu da biliyorsun Mirajane. Aslında kahyam oldu denebilir ama gittiğimiz yerlerde benim kahyamı da oynama ihtimalin olduğu için onu yanımda kahya diye gezdirmiyorum.”

“Efendim?” Demişti Lucy kahyası olarak oynayacağını öğrendiğinde. “Lütfen devam etmeme izin verin.” Geriye doğru yaslanmıştı, yayılıyor gibiydi rahat etmeye çalışan bir tavırla. “Sizi seçtim çünkü benim merak ediyor gibiydiniz.  Geçmişinize kadar her şeyinizi araştırdım ve duygularınız konusunda bilgi edinmek istedim. Karşılığında ise size merak ettiğiniz şeyleri gösterecek ve başka bir zamanda yaşamanın nasıl bir his olduğunu öğretecektim. Sormadan acil bir şekilde sizi kaçırır gibi yanıma alıyorum biliyorum ama biraz meşgul olmaya başlamıştım son günlerde.”

“Yani size bir konuda yardım edeceğim ki bu konu bir şeyleriniz olmak oluyor gittiğiniz yerlerde, karşılığında ise siz bana başka bir zamanda başka ortamlarda bulunma fırsatı vereceksiniz.” Kafasını evet anlamında sallamıştı.

“Adil değil mi? Birde işin içine açıklanamayan doğaüstü olaylar ve büyü giriyor. İlginizi çeker diye düşünmüştüm.”

“Evet, ilgimi çekiyor ve kabul edeceğim bir teklif. Ama sorum olduğunda cidden onları cevaplaman gerekiyor. Birde şey, nerelere nasıl ve kim olarak geleceğim.”

“Bazı yerlerde hizmetçim, bazı yerlerde can dostum, bazı yerlerde ablam ve…” Boğazını temizledi.” Rahatsız olabilirsiniz ama eşim olarak geleceksiniz.”

Lucy düşünceli bir tavır almıştı, bir canavarın annesi hariç her şeyi olacak gibi duruyordu. Özellikle de eşi olmak, ona ne yapabilirdi ki? İnsan bile olmasa oldukça nazik gibiydi ve nişanlısı olan kadında bunu kendi söylüyordu. Her ne kadar onu aldatsa bile.

“Tamam sorun değil ama nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum.” Eli ensesine gitti, gerilmişti. “Ve ne kadar yararlı olabilirim emin değilim. Görünüşüm dahil her şey buna uygun mu birde o var.”

“Her şey için oldukça güzelsiniz.” Duyduğu kibar ses yanaklarını kızartmıştı. “Sadece şu ahlaksız tanımlanabilecek kadar kısa eteğiniz, ve giyiminiz sıkıntı. Tavırlarınızda. Yüzünüze sadece hoş bir dokunuş olsun diye ya pudra ya da dudaklarınızı belli etmek için... Bağışlayın ne dendiğini unuttum.” Lucy kıkırdamıştı.

“Eteğimin ahlaksız olduğunu düşünmüyorum daha da kısaları var.”

“Bu boyutta hoş olmayan bir giyiniş tarzı olarak kabul ediliyor, kusura bakmayın.” Okul üniforması ile buraya gelmeden önce altına tay mı giymeliydi ne? Alaycı bir şekilde sırıtmaya başlamıştı aklından geçenler ile.

“Dersi senden mi alacağım?”

“Mirajane tam bir hanımefendidir.” Dersi o güzel kadından alacaktı demek ki, derin bir iç çekti ve bir soru sormaya daha hazırlandı. “Ben, özeline giren bir soru sorabilir miyim?” İlk önce izin isteyecekti.

Lisanna konusunu merak ediyordu. Ona eski sevgilisi Loke nasıl diye sorulsa o da hoşuna gitmeyen bir şekilde cevap verirdi ya da duruma göre itiraz edip susardı. Ama sürekli anılarda geziyordu ve nasıl birisi olduğunu bilmesi gerekiyordu. “Evet.” Sesi sabırsız çıkmıştı, anlaşılan ilk sorusunu alacağı için heyecanlıydı.