"Bu gerçekten, ona ağır oldu. Hak etmemişti bile." dedi Amity. Luz sadece önüne bakıyordu. Gözünü yoldan ayırmadan, "Tekrar düşününce, gidip özür mü dilesem?" diye sordu. Amity güldü ve "Özür dileme bence. Bu kadar ağır bir lafı hak etmiyor, ayrıca özürü de hak etmiyor." dedi.
Luz kafasının içini iyice aradı, istediği şey sınıfta olan şeye cevaptı. Neden Amity ile rüyaları bağlandı ve neden bulmaca gibi şeyler oluyor? Bunların hepsine bir cevap arıyordu. Uzun uzun düşünürken bir ağaca çarptı kafasını. Yere düştü, suratı hırpalanmış gibiydi. Amity gülsem mi ağlasam mı diye düşünüyordu, gülmeyi seçti.
"Amity, yardım edecek misin?" diye sordu Luz. Fakat Amity orada değildi. Kafasını kaldırdı ve bir ağacın üzerinde bir not gördü, notta "Luz Noceda" yazıyordu. Notu aldı ve tam kafasını çarptığı yere yapıştırdı.
Amity ona elini uzatmıştı. Eli tuttu ve ayağa kalktı. "Yine oldu." dedi. Amity merakla, "Ne oldu?" diye sordu. Luz, "Boş ver." dedi ve kestirip attı. Kendine gelince yürümeye devam ettiler. Luz kendi eline baktı, sonra Amity'nin eline. Ardından ise hızlıca Amity'nin elini tuttu.
Amity'nin yine suratı kızardı. "Amity, buna alışman lazım. Her elini tuttuğumda utançtan pancara dönecek değilsin ya." dedi. Amity kendini toparlayıp, "Biraz zamana ihtiyacım var... galiba." dedi.
"Galiba mı? Bak, istediğin zaman yanındayım. Gerçi, bir ana etken var ama..." Amity Luz'un cümlesini yarıda bıraktı, "Biliyorum... Eda, değil mi?". Luz başını "Evet." şeklinde salladı.
"Böyle birilerini Kaynayan Adalar'da bulmak zor. Birine sevgi gösteren başka birisini. Burada duygular çok sıkıdır, kimse birbirini anlamaz." dedi Amity. Ardından derin bir nefes aldı. Luz ona, "Ben senin ne sıkıntılar içinde olduğunu anlıyorum, sorun değil. Ne istersen," Luz, Amity'nin önünde dimdik durdu, "Hep yanındayım." dedi. Amity gülümsedi ve ormanın sol tarafındaki patikaya saptı, ardından el salladı. "Görüşürüz!" dedi.
**-**
"Bu sefer hızlı mı uyansam, sürekli bu rüyayı görüyorum. Bekle... o odayı araştırmam lazım, belki benim için cevaplar olabilir." diye düşündü Luz. Koridorda yürürken solunda beliren odaya girdi. Bu sefer direkt olarak sağ tarafına döndü. "Luz'un Zihni" yazan kapıdan geçti. "Uykumda bir lanet yapılmış olsa... uykumda zihnimi açık tutarım zaten." diye düşündü. "Uyku" yazan kapıyı açtı ve içeri girdi.
Kendi odasındaydı -odası yoktu, bir yer yatağında yatıyordu-. Kapı açıldı ve içeri İmparator girdi. Luz o kadar şaşırmıştı ki gözleri fırlayacak gibiydi. "Bu senin iyiliğin için insan." dedi ve bir daire çizdi.
Bir çeşit büyü yaptı ve tam olarak şimdiki Luz'un bulunduğu yere baktı. "Zeki kız. Demek ki ufak sırrımı buldun. Yarın gelmeni öneririm. Yoksa kız arkadaşına bir şeyler olabilir." dedi.
Luz yatağından fırlayarak uyandı. Dışarı baktı, hava yeni aydınlanıyordu. Üstüne bir şeyler giyip İmparator'un üssüne doğru yola çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lumity | Not So Different
FanfictionWattpad Türkiye'de yazılan İLK Lumity Kitabı İnsanlarla cadılar arasında pek bir fark yok aslında. Bunu, 'bir yaz kampına' giderek anladım. Ve aslında aşkın sadece karşı cinsle olmayacağını da anladım. Ama bunların hepsini anlatırsam sürprizi kaçar...