Thrive in Catastrophe

79 - Sıradan Bir Kadın

"Hatta beyni tüm fonksiyonlarını yitirebilir." Heine, Ervel'in cümlesini kısaca tamamladı.

"Evet, yine de kesin konuşmak gerekirse... Beyni henüz kapanmış değil, sadece herhangi bir aktivite göstermiyor."

"Öyleyse bu son eki kaldır."

"Heine! Sen Akademi'nin öğrencisiydin! Neyle uğraştığımızı gayet iyi biliyorsun. Vücuduna girdiğinde onun bir parçası oluyor. Virüsün nedeni ne olursa olsun, onu yapan kişinin mutlaka bir antiviral oluşturuyor. Sadece bu, Xiao Yan'ı uyandırabilir. Şu anda durumu kritik değil ama bu hızla değişebilir. Bundan dolayı ne tür bir hasarın etkili olacağı hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bu virüsün mümkün olan en kısa sürede antiviralini bulmalıyız."

"Jean Wallace."

Ervel'in eli alnına baskı yaptı. "General Sharif ve Xi'den gelen raporu okudum. Wallace, Tides'tan Casey ile ayrılmış, şu an örgütten kaçıyorlar. Görünüşe göre, Jean Wallace, Tides'ın lideri Valentin'in yerine geçecek bir bedendi. Bu onun yerini bulmak hiç kolay olmayacak."

Heine aniden arkasını döndü ve odadan çıktı.

"Nereye gidiyorsun? Heine!"

"Sorgu Birimi."

Xiao Yan bilincini kaybettiğinden beri, Tümgeneral Xi her günü onun yanında geçiriyordu. Böyle bir sonuca neden olabilecek neyin yanlış gittiğini umutsuzca anlamaya çalışıyordu.

Hâlâ Xiao'nun anılarını hatırlıyordu. Okyanusa ilk kez dokunuşu, minik münzevi yengeciyle oynaması ve hatta kır çiçeklerine nasıl baktığını, bir yaprak hatıra sakladığını bile hatırlıyordu. Düşüncelerinin kendilerine özgü bir çekiciliği vardı; kimse dünyaya Xiao Yan gibi bakmıyordu. Arka planda herkesin en çok ihmal ettiği şeyler onun gözlerinde büyüyor ve hepsi harika şeylere dönüşüyordu.

Genç Teğmen'in uyanmasını içtenlikle diliyordu.

Aniden, ofisinin dışındaki birkaç asker yere serildi.

Yerdeki kıvranan bedenlerin suçlunun kim olduğunu anlamak için kafasını kaldırmasına gerek yoktu.

"Albay Burton."

Askerler ayağa kalktı ve Tümgenerali korumaya çalıştı.

"Jean Wallace'ın konumuna ihtiyacım var." Xi iç çekerek Heine'nin ne istediğini düşündü.

"Cadı Claire'i sorgulamak istiyorsun. Sorun şu ki, ona en son işkence yaptıktan sonra beyni ağır hasar gördü. Başka bir sorguya dayanacağını sanmıyorum."

"Onu ben değil, sen sorgulayacaksın."

Xi, kahve fincanının üstünde parmağını gezdirmeye devam etti.

"Cevabı ondan alırsan, Xiao Yan'ı uyandırabilecek misin?"

"Evet."

Xi böyle bir şeyi reddedemezdi. Claire'in hücresine birlikte gittiler.

"Aydınlatmayı arttırın, çok karanlık. Bu onun zihinsel bütünlüğü için iyi değil."

Xi dikkatli bir şekilde Claire'in önüne oturdu.

Bu onun Claire'i ilk sorgulaması değildi. Zihnine her yaklaştığında, kadın hemen şiddetle onu öldürüyor ve geri çekilmek zorunda kalmaya itiyordu. Xi, Claire'de hasar görmemiş birkaç nöron ile ihtiyaç duydukları bilgileri bulabilirdi.

Claire bakışlarını kaldırdı, gözleri tiksinti ve sabırsızlıkla doluydu. Xi, Heine Burton gibi zihnini parçalamamasına rağmen, ondan yine de bazı yararlı bilgiler elde edebilmişti.