24

680 64 52
                                    

Komutan Erwin'in "Uzun mesafede düşman tespit etme formasyonu! Dağılın!" emriyle birlikte takımla beraber diğer askerlerden konumumuzu ayırdık. Bu uzun mesafeli formasyonu denilen şeyin ön kısmı yarım çember şeklindeydi. Bu çemberde olan askerlerin de arasındaki mesafe, tüm askerlerin her tarafı görmesini sağlayacak şekilde bırakılmıştı. Bu da doğal olarak düşmanları tespit etme alanımızı mümkün olduğunca arttırmıştı. İşaret fişeklerine göre hareket edecektik. Komutan Erwin'in kurduğu, şahane bir plandı. Fakat dediğine göre anormal titanlar bu plana sıkıntı çıkarabilirdi.

İki tane kırmızı işaret fişeği art arda farklı bölgelerden geldiğinde bile istikametimize devam ederek terk edilmiş bir köye girdik. Köyden sonra sırada, geçeceğimiz bir orman daha vardı.

Bir asker atıyla son sürat yanımıza koşuyordu.

"Haberim var! Sağ kanat gözcüleri ağır bir darbe almış! Bu nedenle de sağ kanatın düşman tespit sistemi çökmüş durumda! Lütfen bu mesajı solunuzda konuşlanmış bölük liderlerine iletin!" Levi, Petra'ya dönüp,

"Duydun değil mi Petra? Git." diye emir verdi.

"Evet efendim!" Petra sol tarafa yöneldiğinde oradan da işaret fişeği yükseldi. O yüzden gitmesine gerek kalmadı.

Armin'ler merkeze yakın bir yere konuşlanmıştı. O yüzden şu anlık rahat olduklarını düşünüyordum. Derken hemen yakınımızdan siyah bir işaret fişeği yükseldi. Anormal titan. Buraya kadar gelebilmişti demek.

"Eren, işareti ver." dedi Levi.

"Evet efendim!"

"Ne karışıklık ama. Bazı titanlar formasyonun bu kadar derinine dalabilmişler, ha. Tch."

İşte o büyük orman gözükmüştü. Hemen arkamızda, çok yakında sağ taraftan başka bir siyah işaret fişeği daha yükseldi. Anormal titan hemen arkamızda olmalıydı. Başımız dertte olabilirdi. Karşımızdaki ormanı savaş alanına çevirmemiz gerekebilirdi. Ormana girdiğimizde Eren,

"Kaptan! Kaptan Levi!" diye seslendi.

"Ne var?"

"Ne var mı? Lanet olası bir ormana girdik! Düşmanları tespit etmemizi sağlayacak hiçbir yol yok! Ayrıca sağdan büyük bir şey yaklaşıyor olmalı! Bu durum altında nasıl hem arabaları koruyup hem de titanlardan kaçacağız?!" Eren kafayı yemiş olmalıydı. Normal zamanda Levi'dan korkup tam en olmayacak anda yükselmesi korkudan kafayı yemiş olduğunu gösteriyordu. Bir titan bile korkuyorsa işimiz yaştı.

"O sinir bozucu konuşmanda açıkça belli olan şeyleri sıralayıp durma. Dediğin şeyleri yapamayacağımız apaçık ortada."

"A-ama neden?! Nasıl olurd-"

"Etrafına iyi bak. Bu devasa ağaçlarla dolu orman üç boyutlu manevra ekipmanını en iyi kullanabileceğin bir alan. Şimdi bana bir iyilik yap ve az saksıyı çalıştır. Ölmek istemiyorsan da saksını tam kapasite çalıştırdığından emin ol." Tam da düşündüğüm gibi. Takımdakilere göz gezdirdiğimde yüzlerini korku sardığını görmüştüm. Gerçi şaşırmamıştım bu duruma.

Arkamızdan koşan bir titan sesi geldi. Ama ayak sesi normalden daha fazla gürültülüydü ve anlaşılan çok hızlıydı.

"Bu seste neydi?" diye korkarak bağırdı Oluo.

"Hemen arkamızda!" dedi Gunther aynı şekilde.

"Sağ taraftan gelen şey mi yapıyor bu sesi?" Eld bunu korkuyla sormuştu.

"Kılıçlarınızı hazırlayın. O şey bir dakikaya burada olacak." dedi Levi kılıçlarını çekerek. Korku namına bir şey göstermemişti hâlâ. Ses tonu her zaman ki gibi ciddiydi.

Arkamızda beliren titan normal bir titandan epey farklıydı. 14 metre civarında sarı saçlı dişi bir titandı. Yani dişi olduğu belliydi. Eren'in titanına benziyordu biraz. Bacaklarım korkudan titremeye başlamıştı. Bize doğru çok hızlı koşuyordu.

"Siktir! Ormanın içindeyken ondan kaçmamız imkansız!" diyerek bağırdı Gunther.

"Çok hızlı!" dedim.

"Kaptan! Üç boyutlu manevra teçhizatlarına geçelim!" diyerek bağırdı Petra. Levi kılıcını hazırlarken arkadan birkaç asker dişi titana saldırmaya başladı.

"Arkamızdaki bölük bizi destekliyor." dedim sakin bir sesle. Ama sakin değildim.

Askerin bir tanesi dişi devin ensesine yöneldiğinde dişi devin sağ eli onu orada yakaladı. Yakaladığı askeri eliyle sıkarak parçaladı. Diğerini de öldürmesi için elinin tersini isabet ettirmesi yetti. Bize haber vermeye gelen askeri ise ağaca fırlatmıştı. Ağaçları devirerek olduğumuz yere koşuyordu. Görüntüye bakarken midem bulandı. Adamı sıkarak öldürmüştü! Ensesine yöneldiğinde! Yoksa o da... O da Eren gibi miydi gerçekten?

Hain olduğu apaçık belliydi ama titana dönüşebilen hain veya hainler... Cevaplar düşündüğümden bile daha karmaşık olacaktı.

Oluo çığırarak "Kaptan! Emir verin bize! Hadi yapalım bunu Kaptan! O çok tehlikeli! Bunu yapmamız gerek!" dedi.

Eld titreyen sesine rağmen kılıcını tutarak "Onu kıyma yapacağım." dedi.

"Aptal! Denersen ancak kendi mezarını kazarsın! Arkamızda konuşlanmış bölük titan öldürmede en uzman kişilerden oluşuyor!"

"Kaptan! Nolur emir verin bize!"

"Lütfen."

Bağırışlara karşılık sessiz kalan Kaptan Levi ve ben vardık sadece.

Bağırışlara karşılık sessiz kalan Kaptan Levi ve ben vardık sadece

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gece gece canım sıkıldı yazayım dedim. Berbat oldu ya fkdldkd of. Neyse iyi geceler.
༎ຶ‿༎ຶ

yume | aot, levi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin