SONUN BAŞLANGICI

191 46 123
                                    

"HAYALLERİNDEN YAPILMIŞ PELERİNLERİYLE RÜZGARA MEYDAN OKUYAN TÜM SÜPER KAHRAMAN ÇOCUKLARA VE KADINLARA İTHAFIMDIR.
-Ö.K"

Bölüm Şarkısı: Lana Del Rey - Burning Desire
_______

Kurumuş bir yaprak yeryüzüne düştü, onun için artık yaşamının başka bir boyutu başlamıştı. Artık toprağa karışacak, ve başka bir amaca hizmet etmeye başlayacaktı. Kurtlar uludu, ceylanlar korkuyla sıçradı, akrep ve yelkovan bir daha asla geri dönemeyeceği anları saniye saniye arkada bıraktı...

Orman sessizdi...

İnsanlar derin uykularına dalmış, avcılar sokağa dökülmüş, yırtıcı hayvanlar korku saçmak için uyanmıştı. Her şey olması gerektiği gibiydi. Ay gökyüzünde belirmiş, tüm kızıllığıyla yeryüzünü kocaman bir kan gölü gibi gösteriyordu. Rüzgar yalnızca ağaçların yapraklarını kımıldatacak kadar hafif bir şiddetteydi. Tüm dengeler yerli yerindeydi...

Adam, sanki onu birinin görmesi mümkünmüş gibi montunun yakasını iyice yukarı çekip yüzüne siper etmişti, kendinden emin ve öfke dolu bir kararlılıkla hedefine doğru yürüdü. Bu gece tüm o alışılagelmiş dengeleri bozacaktı... Bozmayı umuyordu.

Sessizliği bozan şey sadece adamın nefes alış verişleri ve kurumuş yaprakların çıkardığı hışırtılardı. Gri gözleri bir anda parladı. Sanki o an gözleri aydan daha parlaktı ve neredeyse zifiri karanlıkta ona fener olmuştu. Ellerini ceplerinden çıkarıp usulca hedefine yaklaştı...

Adam, işini bitirip yüzüne yerleştirdiği tatmin olma duygusuyla ilerlerken kendi adım seslerine karışan başka bir ses daha duydu. Aniden yerinde durduğunda adım sesleri hızlandı ve gittikçe ondan uzaklaşmaya başladı... Adam hızla koşmaya başladığında adım sesleri çoktan gitmişti...

Aynı gecenin aynı saatlerinde şehrin diğer ucunda yaşayan ve haftasonları için dağ evine gelen bir kadın vardı. Otoban yerine orman yolunu tercih etmişti, gecenin bu saatinde o yolun daha sakin olacağını düşünmüştü. Ancak önünden hızla geçen bir insan silüeti arabayı bir anda durdurup ormana dalmasına sebep olmuştu. "Neredeyse çarpacaktım!" diye düşündü. Bu düşünce bile içini yemeye yetmişti. Ürkütücü sessizliğe karşın çığlık gibi gelen ayak sesleriyle etrafı kolaçan ettiğinde, o insandan bir iz bile yoktu. Belki de sadece bir geyikti, ya da başka bir hayvan.

Bir anlığına göz yanılması olduğunu düşünüp geri dönmek istese de, birkaç adım ilerisinde yaşananları gördüğünde dehşet içinde kalmıştı. Kalbi kan pompalamayı bırakmış ve ağzında atmaya başlamıştı sanki. Kanı damarlarını yakarak vücudunun dışına patlayacakmış gibi hissediyordu, ya da belki de o kan çoktan donmuştu ve her an damarlarını parçalayan buz parçalarıyla çığlık atacak gibiydi. Sızlayan ellerini sıkıca ağzına bastırdı.

Gördüğü şeyler sadece bir kabusun içerisinde yaşanabilecek şeylerdi. "Gözleri parlayan bir adam gördüm." dese, ona kim inanırdı ki?

Adam işini bitirip geri döndüğünde kadın sakince arkasını döndü. Adamın ayak seslerinin kesildiğini duyduğunda hızla koşmaya başladı ve arabasına bindi. Etrafı kolaçan etmeye bile fırsat bulamadan hızla uzaklaştığında, gördüklerinin hala bir kabus olmasını umuyordu. Birazdan uyanacaktı... Hepsi bu.

Eve geldiğinde sadece çok yorgun olduğunu, bir çeşit hayal gördüğünü, aslında o arabadan hiç inmediğini kendine tekrar edip durmuştu. Ancak kapıdan içeri girdiğinde gerçek apaçık gözlerinin önündeydi.

Gri gözler ona baktığında kadın kaçmak için geri adım atmaya çalışmıştı, ancak saliseden daha kısa bir sürede dibinde biten adam buna mâni olmuştu.

"Rahatsızlık verdiğim için kusura bakmayın." dediğinde kadının dili boğazından kayıp midesine doğru yol almıştı bile. "Ancak bu gece yaşanan tatsız olaya tanıklık ettiğiniz için, sizi ziyaret etmek zorunda kaldım."

Adam görüntüsünün aksine oldukça düzgün cümleler kullanıyordu ve kadın hala şok içerisindeydi. Herhangi bir cisim alıp kafasına vurabilirdi, ya da bir tekmeyle onu yavaşlatabilirdi, ama bedeni buz kesmiş gibiydi.

"Ki-kimseye söylemem. Lütfen beni öldürme." diyebildi sadece. Gözlerindeki korku tüm bedenini yakmaya başlamış, buzları çözmeye başlamıştı bile.

"Beni yanlış anladınız..." Adam gri gözlerini kadının gözlerinden bir an olsun çekmemişti. "Amacım sizi öldürmek değil." Ellerini ceplerinden çıkarıp iki yana açtığında, kadın istemsizce gözlerini kapattı. "Lütfen gözlerinizi açın."

Kadın korku dolu bakışlarla adama baktığında, soğuk yüzünde kocaman bir gülümseme gördü. "Şimdi, bu geceyi, gördüklerinizi ve beni sonsuza kadar unutun." dedi. Bunları söylerken gri gözlerinin beyaza döndüğünü, ve sanki beyaz bir ışığın kadının gözlerini delip geçtiğini hissetmişti. Neredeyse kör olacağından emindi.

Kadın ışığın etkisiyle gözlerini kırptığında adam çoktan ortadan kaybolmuştu. Bedeninin buzları çözülmüştü, sakince kapıyı kapattı ve odasına gidip kendini uykunun sadık kollarına bıraktı. Bu gece onun için bitmişti...

Ancak adamın yapacak daha çok işi vardı.

Kadının gözlerine bakarak sihirli sözcükleri söyleyip hafızasını silmiş olmanın verdiği rahatlıkla, tekrar kendini amaç edindiği işin peşinde buldu.

Ancak durum hiç de sandığı gibi olmayacaktı.

Kadın, bir sabah uyandığında her şeyi hatırlayacaktı...

Kadın, bir sabah uyandığında her şeyi hatırlayacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Başlayalım o halde... Oy ve yorumlarınızı lütfen esirgemeyin, düşüncelerinizi satır aralarında görmeyi çok isterim 🖤)

🌖

FEHT | Şafağın Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin