Bölüm Şarkısı: Breaking Benjamin - Dance With The Devil
Yemyeşil bir ormanda ellerim ceplerimde yürüyordum. Buraya nasıl geldiğim, nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu; ancak çok huzur doluydum. Daha önce hiç görmediğim, hiç bulunmadığıma adım kadar emin olduğum bir yerde 'aitlik' hissini damarlarımda hissediyordum. Buraya aittim. Henüz burası yaratılmamışken bile, buraya aittim.
Ucu bucağı belli olmayan biri yere doğru yürürken, tüm düşündüğüm şey buranın güzelliğiydi. Ayaklarım tüm yolları ezbere bilircesine beni ağaçların son bulduğu bir alana getirdiğinde, büyülenmiş hissinden aniden çıktım. Dizlerim titriyordu, ellerimi ceplerimden çıkarıp gözlerimi kapattım ve tekrar açtığımda gördüğüm şey bir hayal değildi...
O an;
Tanrı bana bakıyordu, ben de Tanrı'ya...
Zamanın ötesinde, ancak kendi zamanının içinde bir asır gibi süren saatler, yeryüzünde belki de sadece bir saniyeydi.
Toprağın altımdan kaydığını hissettim. Sanki sonu olmayan bir mezarın içine düşmüşüm gibi tüm renkler bir anda kayboldu... Siyahın en derin, en küf kokan yerindeydim şimdi.
Bir anda bileklerimi kanatırcasına sıkan kelepçelere baktım. Ayaklarımın bağlı olduğu demirden sandalye, hareket etmeme izin vermiyordu.
Bana alaycı şekilde gülümseyen ruhum, tam başımda duruyordu. Dudağının sağ tarafı yukarı kıvrılmış, ellerini göğsünde birleştirmişti. Yüzünde seçebildiğim tek ve bariz ifade; acıma ve alaydı...
Bir demir kadar sert görünen ayağını sandalyeye savurduğunda, sertçe zemine çakıldım. Yüzüme değen soğuk zemin canımı yakmıştı.
Tir tir titreyen tutsak bedenim artık pes etmek üzereydi. Başımı kaldırıp ona baktım.
O an tekrar;
Tanrı bana bakıyordu, ben Tanrı'ya...
Kabuslarımdan sıçrayarak uyandığımda saat henüz sabahın beşiydi. Daha önce hiç bu kadar gerçekçi ve korkutucu bir kabus gördüğümü hatırlamıyordum. Etkisini üzerimden atabilmek için yatağımdan kalktığımda, hala geceden kalma kıyafetlerimle uyuduğumu gördüm. Dün gece eve geldiğim kısıma kadar olan hiçbir şeyi hatırlamıyordum. Muhtemelen yol beni çok yormuştu ve kendimi eve atar atmaz da nasıl olduğumu önemsemeden yatağa girmiştim.
Banyoya girip üzerimi değiştirdikten ve yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Kendime bir kahve hazırlarken burayı ne kadar çok özlediğimi düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEHT | Şafağın Gölgesi
FantasyHer hikayenin bir başlangıç noktası vardır ve her başlangıç noktası, başka bir hikayenin sonunu taşır. Ayın kızıla vurduğu, insanların derin uykuda olduğu, ormanların sessiz olduğu ve dünyadaki her şeyin kendi köşesine çekildiği saatlerde asla uyum...