-1-

4.6K 53 3
                                    


Arabamdan indiğimde etrafıma baktım ve gene koruma ordusunu gördüm.
Evime yavaş adımlarla ilerlerken  kendi kendine oyun oynayan dumanı gördüm bahçede, duman diye seslendiğimde hemen beni görüp üstüme hopladı biraz hızlı hopladığı için ikimizde yere düştük kahkahalarım eksik olmuyordu duman üstüme çıkıp yüzümü yalamaya başladı, korumalara baktığımda gülüyorlardı ama başları eğikti takmadım her zamanki halleri.

Oğluma dönüp "bitanem benim annesini çok mu özlemiş benim olum"diye seviyordum, biraz dumanla oynadıktan sonra korumaya dumanı işaret edip "yarım saat sonra eve sok" diyip hemen evime girdim.
Elimdeki çantayı yere bırakıp ayakkabılarımı çıkarttım hemen lavaboya girip işimi halledip odaya çıktım hemen üstümdekileri çıkarıp duşa girdim 15-20 dakika duşta durup çıktıktan sonra üstümü giyinip ayakkabılarımı ayağıma geçirdim

Elimdeki çantayı yere bırakıp ayakkabılarımı çıkarttım hemen lavaboya girip işimi halledip odaya çıktım hemen üstümdekileri çıkarıp duşa girdim 15-20 dakika duşta durup çıktıktan sonra üstümü giyinip ayakkabılarımı ayağıma geçirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sadece ayakkabı)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sadece ayakkabı)

Tam odamdan çıkarken dumanı
merdivenlerden çıkarken gördüm ve hemen üstüme atladı onunla biraz oynadıktan sonra aşağı indim telefonumdan organizasyondan sorumlu kişiyi aradım  bir sorun olup olmadığını sordum,hiçbir sorun yoktu herşey düzgündü.

Heyecanlıydım, yavaşca evden arkamda koruma ordusuyla yola koyuldum. Serhatı aradım "Serhat yoldayım hemen hazırlan bara gideceğiz"

Noldu, neden demesine kalmadan telefonu kapattım. Serhatın evine geldiğimde heyecandan ellerim titriyordu,elimi elbisemin kenarlarına sildim. Geldiğimi anlaması için elimi kornaya koyup bastım uzun bir süre sonra acele ile kapıdan çikan Serhatı görünce gülümseme aldı suratımı, hala elim kornadaydı.

El hareketiyle elini kornadan çek diyordu ama biliyordu ki o binmeden çekmezdim. Sinirli sinirli yanıma bindiğinde yüzünü bi şaşkınlık aldı beni süzdü ve yanağımdan makas aldı "naptın güzellik seni kim kızdırdı da gece olmadan barın yolunu tutuyoruz"
Elimi saçlarına uzattım ve bütün saçlarını bozdum, "Heey ellerini saçımdan çek  lütfen yaa bak hep bozdun ya gelmiyorum ben" diyip arabadan inicekti ki arabalari kilitleyip dişlerim gözükücek şekilde gülüp "Ablaya karşı gelinmez ayağımın altına alırım seni küçük sıçan sus da gidelim" dedim, bişey söylicekti ki kaşlarımı çattım o da ağzını kapatıp önüne döndü. Zaferle sırıttım ve son gaz gaza  bastım. Arabanın içinde ikimizde kahkahalarla hem gülüyor hemde şarkıya eşlik ediyorduk.

Sonunda bara geldiğimizde inmeden önce aynaya baktım, rujumu çantama koyup telefonumun sesini açtım, Serhata dönüp ona baktım gene yakışıklıydı, elimle saçını düzelmeye başladığımda ise şaşırmıştı "Noldu fındık burun neden düzeltiyorsun" dedi bende güldüm ve hadi dedim.

Arabadan inip arkamızdaki koruma sürüsüne baktım, korumaların başı olan Barın yanıma geldiğinde anahtarı ona attım havada tuttu, Barına dönüp "Bara kimse girmeyecek, dışarda güvenlik sağlanıcak içerdeki insanları korkutmayın" dediğimde "Peki efendim" dedi. Arkamı dönüp giderken döndüm ve barına "Sen bizimle gel" dedim.

Serhat koluma girerken barın arkamızdan geliyordu, barın önündeki korumalar kafalarıyla selam verip girişi açtılar, içeri girdiğimiz gibi ışıklar kapandı hemen Serhat'ın kolundan çıkıp ileriye doğru yürüdüm arkamdan Serhat nereye gittin diye söyleniyordu, Barının haberi olduğu için bir şey yapmıyordu,oradaki görevlilerden biri elime pastayı verdi ve o an ışıklar açıldı, elimdeki pasta ile Serhatın gözlerinin içine bakıyordum beni gördüğünde gözleri doldu etraftaki insanlara alkış tutuyordu yavaşça yanıma geldi mumları üfliycekken hemen pastayı çekip kaşlarımı çattım, Serhat napiyosun der gibi bakıyordu, yavasça "Dilek tutmadan üfleyemezsin" dediğimde güldü gözlerini kapatıp dileğini tuttu ve mumları üfledi "DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN' diye bağırdım, hemen görevli yanıma gelip elimdeki pastayı aldı ve o an Serhatın kolları boynumu sardı kulağıma "Seni çok seviyorum, beklemiyordum unuttun sanmıştım" dediğinde bende ona "Biricik kardeşimin doğum gününü unutur muyum, bende seni çok seviyorum "dediğimde beraber gülüştük. Barını gördüm ve yanına ilerledim "Barın eğlenebilirsin peşimde dolaşma"dediğimde itiraz edicekti ki
hadi dedim, uzaklaştı yanımdan.

Serhat benden ayrıldığında etrafına baktığında bütün arkadaşlarını burda gördü, yurt dışında olanları burda görünce de bana dönüp elleriyle kalp yaptı ve bana attı, bende havadan yakalıyormuş gibi alıp öpüp kalbime soktum, güldü ve etrafında oluşan kalabalıkla sırayla herkesle sarılıp konuşuyordu. Bende bar tarafına ilerleyip oturdum barmene "aynısından" dedim, her zaman bu bara geldiğimiz için biliyordu artık ne içtiğimi, önüme koyduğu bardağı elime alıp etrafımi izlemeye başladım.
Sarılmalar , doğum günün kutlu olsun sözleri bitmişti ve şarkı çalıyordu herkes dans etmeye başlamıştı.

Biraz zaman geçtikten sonra üst kattaki odama çıkmaya karar verdim. Serhata kafamla üst katı gösterdiğimde kafasını tamam anlamında salladı. Buraya hep geldiğimiz için üst kattlarda kullanılmayan büyük bir oda vardı, sahibiyle tanışıklığımız vardı ve geldikçe o odada dinlenebileceğimi söylemişti. Yavaşça üst kata çıktım ve çantamdan anahtarı çıkarmadan kapıyı açmaya çalıştığımda açıldı, şaşırmıştım çünkü sabahları temizlenir ve çıkılırdı bu odadan sadece ben giriyordum bide temizlikçi, galiba kitlemeyi unutmuş diyerek içeri girdim.

Kapkaranlıktı odada bir koltuk bir masa birde orta boylarda yatak vardı, yerlerini bildiğim için ışığı açma gereği duymadan ayakkabılarımı çıkardım ve yere koydum, çantamı da masanın üstüme koyduğumda artık yatağa yatabilirdim. Hemen yatağa uzandım gözlerimi kapattığımda benim dışımda nefes alış sesi geliyordu, tam arkamı dönücektim ki biri ellerini belime sardı ve elini başımın altından geçirip ağzımı kapattı, beni kendine yasladı. Korkudan tepinmekten başka bişey yapamıyordum, biraz daha beni kendine çektiğinde bütün vücudunu hissediyordum. Biraz daha hızlı tepinmeye başladım ve yavaştan gözlerim doluyordu, kulağıma nefesini verdiğinde bütün hareketlerim durdu, kulak mememi ağzına aldı ve emmeye başladığında artık korkudan titriyordum, ellerimin varlığını o anda hatirladım, ellerim ile elini ağzımdan çekmeye çalıştığımda kulak mememi bırakıp "rahat dur" dedi, sesi çok boğuk geliyordu.

Elini ısırdım ve elini ağzımdan çekip siktir dedi ama öbür eli hala belimdeydi, kaçmak için hareketlendiğimde belimi fazlasıyla çıktı ve ağzımdan acı dolu bir inleme çıktı, zar zor sesimi bulup "bırak" dedim. Elinin sıkısını biraz azalttığında hemen kalktım, biliyordu kalkacağımı kendi bıraktı, gücünü göstermek istedi. Hemen yataktan çıkıp ışığı açtım, karşısına dikildim o hala yatakta yatıyordu, elimi ona doğru uzatıp 'Ssen SEN NE HAKLA BANA ELİNİ SÜRERSİN, DEFOL HEMEN ÇIK GİT BURDAN" diye bağırdım ona baktığımda ayağa kalkıp karşıma geçmiştibelleri yumruk olmuş kendini zor tutuyordu, gözlerini kapadı ve " Benim barımda bana sesini YÜKSELTEMEZSİN" sonda kükrediğinde korkudan bi adım uzaklaştım sonra "SENİN FALAN DEĞİL BU BAR ORHAN ABİNİN VE SENİN OLSADA BAĞIRIRIM"  dediğimde gülmüştü yavaşça üstüme gelmeye başladı ben ise uzaklaşmıyor yerimde duruyordum, ondan korktuğumu bilmesine gerek yoktu. Bu halime güldü ve gibime girdi " O Orhan dediğin kişi burayı bana sattı ve gitti, sen bu odaya ne hakla girebiliyorsun" dediğinde şaşırmıstım Orhan abi barını seviyordu. Üstümden şaşkınlığımı attığımda hemen cevap verdim "Bu odayı Orhan abi bana dinlenmem için verdi" dediğimde bakışlarını vücudumda hissettim, beni baştan aşağı süzmüştü. Bana dönüp "Orhan bana birinden bahsetmişti bi odayı buraya geldiğinde kullandığını ve o odaya dokunmamam gerektiğini" dedi ve "Sen sen" diyip adımı hatırlamaya çalıştı bende
" Lidya" dediğimde gülmüştü, "Evet" dedi.

Onun yanında çok durduğumu farkedip ve daha demin olanlar aklıma geldiğinde hemen burayı terk etmem gerektiğini anladım. Hemen önünden geçip ayakkabıları elime aldım ve çantamı alacağım sıra onun sesini duydum "Bir yere gitmiyorsun Lidya"

KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin