-12-

2K 43 7
                                    

Hayat o kadar zor ve acımasızdı ki karşına geçen durduramıyordu. Biliyordum ama başıma geleceğini hiç düşünmezdim çünkü güçlüydüm. Durdururdum.
Olmadı. Demekki güçlü olmak yetmiyormuş. Bi insan kendini koruyamıyorsa neden yaşıyordu ki.

Elimin yanmasıyla hemen sigarayı bıraktım. Gene düşünceler sigara içmeme izin vermemişti. Ayağa kalktım ve banyoya girmeden Alkana baktım. Hala yatıyordu. O uyanmadan camın önüne geçmiş ve sigara yakmıştım.
Elimi suya tuttum. Fazla bi şey yoktu kızarmıştı sadece. Uyanmadan çıkmalıydım.

Üstümü giyindim ve odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstümü giyindim ve odadan çıktım. Sigara paketini unuttuğumu farkedip geri dönücektim ki yenisini alırım diyip dönmedim.

Evden çıktığımda Barın yanıma geldi
Hemen konuşmaya başladı.
"Efendim mutlu olursunuz inşallah."
Anlamayan gözlerle baktığımı görünce
"Alkan Beyle efendim, mutlu olursunuz umarım."

Aklıma o gece gelirken sinirden ellerim titremeye başladı. Gözüm dönerken
" O gece Alkan eve nasıl girdi Barın."
"Efendim ilk defa gördüğümüz için eve almadık ama telefonunda sizinle olan fotoğraflar gösterdi. Ve eve sizin çağırdığını söyledi. Sonrada bizi evden biraz uzaklaştırdı ama gene ileride evi koruyorduk. Ve o gece ben burda değildim, şirketteydim biliyorsunuz. Bi sorun mu var efendim?"

Şeytan, tam anlamıyla şeytandı.

"O gece burda nöbet tutan korumaları kov."
Barın'ın gözleri açılırken ilk defa benden böyle bişey duyuyordu. Çünkü ben kovmaz başka yerde çalıştırırdım.

"Efendim bir kusurlar-"

"Kov dedim Barın"

Arabama bindim ve hemen bir müzik açtım kafamım dağılması gerekiyordu. Bugün düşünüp üzülmeyecektim.

Şirkete yaklaştığımda bi markette durup sigara aldım.
Şirkete girdiğimde direk odama çıktım. Asistanım konuşuyordu. Ve en sonunda
"Efendim bir süredir şirkete uğramadığınız için biriken dosyalar burda, imzanız gerek. Ve efendim bir sürü şirketlerden hayırlı olsun hediyeleri geldi. Üst kattaki bodrumdalar hepsi."
Kafamı sallarken
"Evinize göndere-"

"Kalsınlar. Hediyelere bakılsın ve ihtiyacı olan insanlara verilsin. Çıkabilirsin."

Çıkarken geri dönüp
"Efendim hayırlı olsun." Demesiyle elimi sallamam bir oldu.

Boğuluyordum. Sigarama sarılırken bi yandan da dosyaları okuyup imzalıyordum.
Bir kahve istedim.

O sıra telefonum çaldı
Kayıtlı değildi.

"Efendim"
"Neden evde değilsin?"
Sinirim tepeme çıkarken
"İşim var seninle konuşamayacak kadar hemde.Kapatıyorum." diyip suratına kapattım. Telefonumu da sessize aldım.

4 saat sonra

Elimi boynuma atıp ovuyordum. Boynum ağrımaya başlamıştı. Paketteki son sigaramı da yakıp arkama yaslandım. Aniden aklıma Duman geldiğinde gözlerim korkuyla açıldı. Evde görmemiştim. Ne kadar önemsiz biriydim ben nasıl aklıma gelmezdi.
Hemen Barını aradım.
"Buyrun efendim"
Korkuyla hemen söze başladım.
"Barın Duman nerde evde görmemiştim."
"Efendim Alkan bey onu bikaç gün eve getirmeyin diyince bizde kardeşinize verdik. Parti de olunca getiremedik."

Elimi masaya vurup ayağa kalkarken
"O ev benim Barın benim, sizde benim korumalarımsınız. Benim sözümü dinliceksiniz. Alkanın değil. Hemen ama hemen Dumanı eve getiriyorsunuz."
Telefonu kapatıp sinirle yerine koydum. Benim evimde benim köpeğimi evden çıkarıyordu o kimdi ya.
Sinirlerim bozulurken çantamı alıp odadan çıktım. Asistana
"Eve geçiyorum önemli bişey olmadıkça sakın arama. Yarın ki toplantıları at bana."
Arkamdan "Peki efendim." Sesini duydum.

Arabama binerken hemen eve gitmeyi düşünüyor ve Dumanıma sarılma hayaliyle aceleyle sürüyordum.
10 dakikaya vardım. Arabam bahçeye girmesiyle Duman hemen evden çıktı. Hemen arabamdan indiğimde ona koştum tabi o da bana.

 Hemen arabamdan indiğimde ona koştum tabi o da bana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    (Dumanı böyle hayal edebilirsiniz.)

Dilini çıkarıp yalıyordu her yerimi. Diz çöküp bende onu öpmeye başladım.

"Oğlum benim, beni özledin mi seen." Havlamasıyla kahkaha atmam bir oldu.

"Biliyorum bebeğim çocuklar annelerini özler çünküü. Özür dilerimm kaç gündür yoktum ama geldimm bebeğim." Kollarıma aldım sarıldım öptümm.

Bir süre öyle devam etti o süreler boyunca gülümsemem hiç eksilmedi suratımdan. Ayağa kalkıp eve baktığımda ordaydı. Beni izliyordu. Onu görmemle sinirlerim gerilirken hala burda olmasına şaşırmıştım.

Dumanla eve girerken dumanın yemeğini koydum ve salona geçtim.
"Ne bekliyorsun hala gitmek için evden kovmamı falan mı?"
"He evet diyosan seve seve yaparım biliyosun."

"Evet az kaldı gideceğim ama tek değil."
Anlamaz gözlerle bakarken yaklaştı.
"Seninle, yeni evimize yeni hayatımıza."
Sözlerini artık umursamıyordum.
Arkamı dönüp giderken

"Şurda kaldı 2 gün. Diyorum ki yarın beraber gelinlik bakmaya gidel-"

Üstüne yürüyüp yakasını tutmamla cümlesini tamamlayamadı.

"SEN BENİM SENİNLE EVLENECEĞİMİ DÜŞÜNÜYOR MUSUN CİDDİ CİDDİ, BEYNİNDE PROBLEM VAR O HALDE. SEN BANA TECAVÜZ ETTİN LAN TECAVÜZ, BEN SENİNLE ÖLÜRÜM DE EVLENMEM DUYDUN MU. NE O HAYATINA GİRERİM NE O SOYADINI ALIRIM."
Ellerimi hızla yakasından çekip geri gittim biraz. Bağırmaktan boğazlarım ağrıdı.
Elimi tehdit eder gibi işaret parmağımı göğsüne bastırırken
"Duydun mu beni adi herif, şimdi hayatımdan da evimden de defol."
Geri dönmemle arkamdan sarılması bir oldu.
"Sen akıllanmamıssın, özgüven gelmiş sana bi. Sen benim oldun BENİM. SENİN YANIN BENİM YANIM. SEN BENİM BEBEĞİMİ TAŞIYOR-"
İleri gitmeye ve kurtulmaya çalışırken sözünü kestim bağırmamla.

" SENİN FALAN DEĞİLİM. LAN SEN DELİ MİSİN HE DELİ MİSİN, BEN HAMİLE FALAN DEĞİLİM ANLAMIYOR MUSUN, OLMAYACAĞIMDA, OLSAM BİLE DOĞURMAM, DUYDUN MU BENİ DOĞURMAM!"

Cümlemin gitmesiyle beni bırakması bir oldu. Beni önüme çevirip elini kaldırdı ve tokat attı. Elim yanağıma giderken hala idrak edememiştim. O ise ellerini saçlarıma dolamıştı sinirle konuşuyordu.

"SEN BENİM BEBEĞİMİ DOĞURMICAKSIN HE" kahkaha atmaya başlamasıyla saçımı daha çok çekmeye başladı.

Dudaklarını kulağımda hissederken
"Seni öyle bir hale getiririm ki Lidya, güneş yüzü görmek için ayaklarıma kapanırsın. Beni sınama, duydun mu beni sınama."

Susmayacaktım.

"Sen kimsin he kimsin kendini bir bok sanan zavallı haysiyetsiz biri-"
Cümlemi kükremesi bozdu. Elleri hala saçlarımı asılıyordu.

"Sen bizim odamızı özledinn, anladımm. Gel odamıza gidelim bebeğim." cümlesiyle elleri saçlarımda asıla asıla merdivenlere gidiyorduk. Gene başlıyordu kabusum. Gene ölme vaktim gelmişti..

--------------------------------------------------------------

Zaman bulmuşken yazayım dedim. Umarım beğenirsiniz❤🥰

KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin